28 Şubat Davası’nın tutuklu komutanları: Ömrümüz, haklılığımızı savunmakla geçiyor

28 Şubat Davası’nda müebbet hapis cezası alan ve yaşları 74 ile 90 arasında değişen 13 komutanın Sincan, Silivri ve Buca cezaevlerinde tutukluluğu sürüyor. FETÖ eliyle kurgulanan kumpas davaların bitmediğini söyleyen Genelkurmay Harekât Başkanı emekli Orgeneral Çetin Doğan, “Ömrümüz, haklılığımızı savunmakla geçiyor” dedi.

Leyla Kılıç

FETÖ’nün başlattığı ve iktidar tarafından sürdürülen 28 Şubat Davası’nda tutuklanan Genelkurmay Harekât Başkanı emekli Orgeneral Çetin Doğan (82), dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Ahmet Çörekçi (90), Genelkurmay Genel Sekreteri Erol Özkasnak (76), eski Jandarma Genel Komutanı Fevzi Türkeri (81), MGK Genel Sekreteri İlhan Kılıç (86) ile emekli generaller Aydan Erol (82), Cevat Temel Özkaynak (77), Çetin Saner (83), Hakkı Kılınç (82), İdris Koralp (74), Kenan Deniz (74), Vural Avar (84) ve Yıldırım Türker (81), 387 gündür adalet bekliyor. Anayasa Mahkemesi’nden yaşanan hukuksuzluk ve hak ihlallerini gözetmesini isteyen komutanlar ve aileleri, hukuk garabetinin son bulmasını istiyor.

'Aynı film yine gösterime girdi'

13 silah arkadaşı ile bir yılı aşkındır tutuklu bulunan Çetin Doğan, İzmir Buca Cezaevi'nde kendisini ziyaret eden eşi Nilgül Doğan aracılığıyla halktv.com.tr’ye konuştu. Doğan, FETÖ’den ceza alan savcı Mustafa Bilgili tarafından iddianamesi hazırlanan 28 Şubat Davası’nın ve yeniden görülmeye başlanan Balyoz Kumpas Davası’nın hukuksuz olduğunu, adli makamların bu hukuksuzluğa göz yumduğunu söyledi. Yargının siyasi talimatlarla davaları kurguladığını kaydeden Doğan, “Bildiğiniz gibi Balyoz Davası’ndan yargılanan 300’ü aşkın her kuvvetten, her rütbeden askerler, üç- dört sene tutuklu kaldıktan sonra ‘pardon, kumpasmış’ denilerek beraat ettirildiler. Daha sonra dava ile ilgisi olmayan bir savcı, benimle birlikte 7 kişinin ‘suç için anlaştığı’ gerekçesi ile yeniden yargılanmasını istedi. Ve tekrar başa dönüldü, aynı film yine gösterime girdi. Hiçbir somut delile dayanmayan gerekçelerle inatla sürdürülen davada, duruşmaya az bir zaman varken mahkeme heyeti değiştirildi. Geçtiğimiz Pazartesi günü yeni yargı heyetine olan güven sarsıldığı için avukatlar, reddi hakim talebinde bulundu. Mahkeme Ocak 2023’e ertelendi” dedi.

'Bu nasıl bir darbedir ki…'

“28 Şubat Davası’nda, Milli Güvenlik Kurulu kararlarını ‘darbe’ olarak niteleyip zamanın hükümetini düşürmekle suçlandık” diyen Doğan, “Bu nasıl bir darbedir ki Meclis’te çoğunluğu kaybeden Necmettin Erbakan, hiç kimseden bir baskı görmeden Süleyman Demirel’e istifa mektubu sundu. Süleyman Demirel de kendisinden, yeni hükümet kuruluncaya kadar görevine devam etmesini istedi. Hükümet de Mesut Yılmaz başbakan oluncaya kadar icraatlarına devam etti. Bu arada darbe yapmakla suçlananların bir kısmı başka illere tayin oldu, bir kısmı terfi etti, diğer bir kısmı da emekli oldu. Yani askerler hiç kimseyi görevden almadı, onların makamlarını işgal etmedi, tehdit etmedi, baskı yapmadı! Mahkemede dinlenen tanıklar hiçbir konuda baskı görmediklerini beyan ettiler” diye konuştu.

‘Ömrümüz haklılığımızı savunmakla geçiyor’

28 Şubat Davası’nı başlatan, bilirkişilerce kurgulandığı ve sahteliği ortaya konulan 5 Nolu CD dışında mahkemenin elinde hiçbir şey olmadığını kaydeden Çetin Doğan, “Sahteliği, mahkemenin tayin ettiği bilirkişilerce ispatlanmış 5 Nolu CD için mahkeme heyeti, ‘evet, CD’de sahte, kurgulanmış deliller olabilir ama bunun yanında da beyan ve konuşmalar var’ diyor. Trajikomik olan da 5 Nolu CD’nin dışında ne ıslak imzalı bir yazı ne de beyan var. Bir tek şey var; bitmek bilmeyen bir kin ve nefret duygusu. Bunun tezahürü olarak da 14 generalin bir seneyi aşkındır tutsaklıkları… Ömrümüz haklılığımızı savunmakla geçiyor. Gözler kör, kulaklar sağırsa ve de vicdanlar kararmışsa, hava elbette kurşun gibi ağır olacak. Özgürlüğümüze özlemle…” ifadelerini kullandı.

'Yargı oyuncak oldu'

Cezaevi ziyaretini anlatan Nilgül Doğan, “Ziyaretimiz ayda bir kere gerçekleşen açık görüştü. Yani yan yana, aynı masada oturup dertleşme… Evden ayrılalı bir seneyi geçti. Bu zaman zarfında evini, ev yemeklerini, her şeyden önemlisi çocuklarını, torunlarını, arkadaş ve dostlarını çok özledi. Zaman zaman sağlığı bozuldu, zayıfladı ama üzülmeyelim diye sıkıntılarını bir gün bile gündeme getirmedi. Onun da bizim de gönlümüz çok yoruldu” dedi.

Yaşanan sürecin hukuksuz olduğunu söyleyen Doğan, “'Zor geçen gençlik yıllarımızın acısını emekli olunca çıkarırız, dinlenir, çocuklarımız ve torunlarımızla güzel günler geçiririz’ diye düşünürken bize bunu çok gördüler. Nerede bir aydın varsa, ilkeli, düzgün, Atatürkçü yazar, gazeteci, hukukçu, öğrenci, sanatçı, asker gördülerse gözü dönmüş avcılar gibi birer birer avlayıp hapislere tıktılar” diye konuştu.

Siyasetin yargı üzerinden elini çekmesi gerektiğine vurgu yapan Doğan, “Yalnız eşim ve silah arkadaşları için değil, haksız ve hukuksuz bir şekilde özgürlüğü elinden alınan herkes için acı duyuyorum. Siyasallaşan yargı, bir grup insanın elinde oyuncak oldu. Ama o kadar eminim ki bir gün onlar da aynı yargıya muhtaç olacaklar… Ne demişler; ‘ava giden bir gün mutlaka avlanır.’ Tanrı da bunu bize göstersin diye dua ediyorum” ifadelerini kullandı.

'AYM’den gelecek haberi bekliyorlar'

Korgeneral Hakkı Kılınç’ın oğlu Mehmet Koray Kılınç da Ankara Sincan Cezaevi’ne giderek babasını ziyaret etti. Kılınç, görüş sırasında yaşadıkları ve konuştuklarını aktararak, “Babam Hakkı Kılınç ve tutuklu bulunan diğer komutanlarımızın suçsuz olduğunu bilen sadece biz değiliz. Bir suçları yokken hala tutuklu olmalarını kabullenemiyorlar. Darbe yapmakla suçlanan babam, ‘Bir darbe olsa dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in bundan haberi olmaz mı? Ortada bir darbe olsa devletin kurum ve kuruluşları o an itibariyle görevlerine devam edebilir mi? Bizim bir suçumuz yok. Biz hiçbir zaman yasaların dışına çıkmadık. Anayasal bir suç işlemedik. Bize bu yaşatılanları biz hak etmedik’ dedi. Hepsi umutla Anayasa Mahkemesi’nden gelecek haberi bekliyor” diye konuştu.

Özel Haber Haberleri