GÜNÜN ÖYKÜSÜ

24 Ağustos 2020 tarihinde dünyada ve Türkiye'de neler oldu? İşte son 24 saatte öne çıkan başlıklar...

GÜNÜN OLAYI: KARADENİZ VE "BAKAN"LAR!

Sağanak yağışın vurduğu Karadeniz, özellikle Giresun, bir trajediye sahne oldu. En az 7 kişinin hayatını kaybettiği, çok sayıda kaybın hala arandığı bölgede iktidar mensupları "suçluyu" buldu: Tabiatı tahrip eden vatandaş!

Örneğin, Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli, afetin faturasını şu ifadeleriyle "önlem almayan vatandaşa" çıkardı.

"Üzülerek söylüyorum ki her defasında meteoroloji olarak ciddi uyarılar yapmamıza rağmen, bu uyarıların da muhtarlıklar, belediyeler, kaymakamlıklar, valilikler tarafından da defalarca tekrarlanıyor olmasına rağmen vatandaşlarımız 'nasıl olsa bana olmaz, nasıl olsa benimle alakası olmaz' diye bir düşünce içerisine giriyorlar. Maalesef bu da zaman zaman can kayıplarına yol açabiliyor." 

AKP'nin son seçimlerde belediye başkan adayı, Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki ise, "bina yapılmaması gereken yerlere bina yapıldı" diye YÖNETENLERİN suçunu itiraf etti. Ancak sonuçta o da faturayı vatandaşa kesti: 

"Herkes tabiatı tahrip ediyor. Tabiatı tahrip ettikçe tabiatın dengesi bozuluyor. Tabiat da dönüp insanoğlundan intikam alıyor"  dedi!

Sözcü Gazetesi'nin özel haberi ise, aslında faciadan "KİMİN" sorumlu olduğunu gösteriyordu. 

Habere göre, Tirebolu'da beş jandarma ve bir iş makinesi operatörünün sele kapılmasına neden olan menfezin bulunduğu arazinin sahibi Ahmet Karadeniz, dere çevresindeki çakıl ocaklarının menfezin altını boşalttığını söyledi. 71 yaşındaki Karadeniz, vahim tabloyu, "Olası bir selde felaket yaşanır diye 7 ay önce Karayolları şefliğine gittim, dilekçe verdim. 'Bir şey olmaz' deyip, beni geri gönderdiler" diye anlattı. 

GÜNÜN SORUSU: SUÇLU KÜMÜLONİMBÜS MÜ?

Aslında sorunun tamamı şöyle: "Felaketin sebebi Kümülonimbüs bulutları mı?"

Tahmin edileceği üzere Karadeniz'deki felaketten söz ediliyor. Facianın nedeni araştırılıyor. Saray'daki her televizyonda açık olması zorunlu aHaber kanalı da bu soruyu soruyor. 

"Yapılırsa felaket olur" denilen Karadeniz otoyolu.. Derelerin üzerine, yanına kurulan HES'ler, iktidarın göz yummasıyla dere yataklarında inşa edilen evler.. Bilim insanları, hayatların kaybedildiği sel felaketinde sorumluyu buralarda ararken, aHaber bulutlara bakmış, suçluyu orada bulmuş. 

Hürriyet Gazetesi de, benzer bir sonuca  varmış. Suçlunun "katil bulutlar" olduğunu keşfetmiş. Ancak bunu manşetinden, daha ilginç bir ifadeyle vermiş: Charlie Brown Felaketi!

GÜNÜN "GERÇEĞİ": "GİDENLER" NE OLACAK?

Katil "bulutlar" mı? Çarpık yapılaşma ve buna göz yumanlar mı? Karadeniz Otoyolu'nun ta kendisi mi? 

En fazla birkaç gün daha tartışılıp yeni bir faciaya kadar unutulacak.

Ancak, neredeyse tüm varlığını kaybeden esnaf da.. Evleri harabeye dönen vatandaş da.. Elbette özellikle ve öncelikle ölenlerin yakınları da unutmayacak.

Günün öyküsünde, en hazin "öykü" Halk TV Muhabiri Dilan Alp'in röportajında işte bunu sergiledi. 

Dereli ilçesindeki tek kayıp Kemal Akar'ın kızı, gözyaşlarıyla yaşananları canlı yayında anlattı.

GÜNÜN İSMİ: FATİH PORTAKAL "GİTTİ"

Medya özellikle son on yılda büyük kayıp verdi. Televizyonlardan gazetelere yüzlerce kişi işlerinden oldu. 

Son ve çok kritik bir örnek ise FOX Haber'de yaşandı. Daha Haziran ayı bitmeden "izne" çıkan ve bu nedenle "dönmeyeceği" konuşulan Fatih Portakal'ın gidişi resmen duyuruldu.

FOX'tan yapılan açıklamada, ünlü anchorman'in "kendi isteğiyle emekliye ayrıldığı" bildirildi.

Fatih Portakal da, daha sonra sosyal medyadan kendi açıklamasını paylaştı:

"10 yıldır gurur duyarak çalışıp, birlikte keyifle yol aldığım Foxhaber'den kendi tercihimle ayrılmaya karar verdim. Sadece,“Ne yapmak istiyorum?”sorusunun cevabını aradım. İçsel devrime ihtiyacım vardı. Kariyer, tanınmışlık, kazanç vazgeçilebilecek şeylerdi. Başta sağlık, dinginlik, huzur ve aile ise insanın yaşam nedeni. Kararı bu kadar net verdim. Bu yıl ve belki sonrasında toprağın sakin ritminde yaşayıp ruhumu ve bedenimi dengeleyeceğim. Tabiatla olabildiğince bütünleşip kıymetini bilerek yaşam süreceğim. Kalın sağlıkla."

Son bir yıl içinde FOX Haber'e, özellikle de Fatih Portakal'a yönelik yaptırımlar, cezalar ve trol saldırıları, tehditler düşünüldüğünde, genç anchorman'in bu kararı alma nedeni yanıtını buldu. 

Sosyal medyada tepki yağmuruna yol açan bu gelişme, gazeteci Mustafa Sönmez'in Twitter mesajında da şöyle yorumlandı:

"Fatih Portakal, yetenekli bir sunucu, Saray basıncı ile Fox TV'deki işini bırakmış. Kaçak Saray rejimi hiç sevinmesin. Fatih gider, Mehmet gelir. Gerçekleri, sadece gerçekleri, duman işaretiyle, posta güverciniyle de olsa duyuracağız. Gerçek mızrağı, hiçbir torbaya sığmayacak."

GÜNÜN ŞOKU: OTOMATİK SİLAHLI BAŞKAN

Belarus'taki tartışmalı seçimin ardından ülkede gerginlik bitmiyor. Kitlesel gözaltılara, güvenlik güçlerinin orantısız müdahalesine rağmen eylemler sürüyor.

AB'nin de "seçim sonuçlarını tanımıyoruz" diyerek "yaptırım" uyarısı yaptığı Belarus'ta hafta sonu yine bu gerilimle geçti. Onbinlerce kişi 26 yıldır koltukta oturan Lukaşenko'nun başkanlık sarayına yürüyüşe geçti. Saray etrafında çok sıkı güvenlik önlemleri alınırken, amatör bir kameraya, eşine az rastlanan bir görüntü yansıdı. Lukaşenko, başkanlık sarayına geldiği helikopterden, elinde "otomatik silah" ile inmişti. 

GÜNÜN BİLMECESİ: KORONA'DA NELER OLUYOR?

Pandemi ile mücadele sürecinde bilmediklerimiz her geçen gün bildiklerimizi biraz daha geçiyor. 

* 65 yaş üstü yurttaşlar için neden genel bir karar alınmıyor da, karar her ilin valiliğine bırakılıyor?

* Yeni kısıtlama kararı neden başta Ankara, İzmir ve Bursa olmak üzere çok sayıda ilde alındı da, Korona'nın "odak noktası" denilen İstanbul'da alınmadı?

* Kısıtlama kararları neden her ilde farklı farklı. Üstelik kafa karıştırıcı. Örneğin İzmir'de 65 yaş üstü vatandaşların pazar / market alışverişlerini yapmaları için 10.00-12.00 saatleri arasında izin verilirken, toplu taşıma araçlarını 16.00'ya kadar kullanma izni ne anlama geliyor?

* Koronavirüs tanısı "pozitif" olan yurttaşların, hastanede bu teşhis konduktan sonra evlerine toplu taşıma araçları ile gitmelerine nasıl, neden göz yumuluyor? 

 

GÜNÜN GÖRÜNTÜSÜ: MUTLAKA İZLEYİN...

Trafikte "maganda" diye tabir edilen bir sürücü, kimbilir neden kızdığı kadın sürücüye "dersini" vermek için arabasından iniyor. Gidip kadına bir tokat atıyor. Ama o da ne! Meğer kadın tekvandocu değil miymiş! 

 

Türkiye Haberleri