İşte Deniz Zeyerk'in o yazısı;
Başlıktaki sözler, AK Parti Merkez Yürütme Kurulu üyelerinden birine ait.
Bu değerlendirmeyi, parti yönetiminde ve hükümette değişim olup olmayacağı sorusuna yanıt verirken yapıyordu. En önemli referansı da son AK Parti MYK toplantısında yaşanan tartışmalardı.
Evet, AK Parti genelinde, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın diplomatik temasları, yurt dışı gezileri tamamlandıktan sonra önemli değişimlerin yaşanacağı beklentisi hakim.
Peki bu değişim nereden başlar, nereleri kapsar ve nasıl seyreder?
HEM PARTİ YÖNETİMİNDE HEM KABİNEDE DEĞİŞİM
Parti yönetiminde olası bir değişikliğe 31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinde yetki ve sorumluluk sahibi olan insanlarla başlanacağı kesin.
Daha açık yazmak gerekirse, seçim işlerinden sorumlu Ali İhsan Yavuz ile birlikte yerel yönetimlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki ve teşkilattan sorumlu Erkan Kandemir listenin en üstünde.
İstanbul ve Ankara başta olmak üzere başarısız il örgütleri de büyük bir neşter yiyecek.
Değişimin parti yönetimi ile sınırlı kalmayacağı, kabine değişikliğine gidileceği de açık. “Kimler gider” sorusuna verilen yanıtların tamamına yakını tahmin. Ancak bütün tahmin listelerinin ortak bölümünde Tarım Bakanı, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmet Bakanı, Spor Bakanı ve Turizm Bakanı gibi isimler yer alıyor.
Aynı soruya yanıt veren hemen her AK Partilinin başka bir ortak tepkisi daha var:
“Kabinenin tamamını değişseniz de herkes tek bir isme, Hazine ve Maliye Bakanı'na bakar.”
ALİ BABACAN'IN O DAVETE CEVABI
Yerel seçimlerde elde edilen sonucun en büyük belirleyicisi ekonomik krizdi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da TBMM'deki son grup toplantısında enflasyon, faiz oranları, döviz kurları ve istihdam konusunda halkın memnuniyetsizliğinin farkında olduğunu ortaya koydu.
O halde, gelecek dönemde partide ve kabinede değişiklikler yaşanması kadar ekonomi alanında da önemli kararlar alınacağını kestirebiliriz.
Bir kaynağım, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bir dönem çok yakınında olan bir partiliyi, parti kurmaya hazırlanan Ali Babacan'a göndererek ekonominin dümenine geçme çağrısı yaptığını, Babacan'ın “ben yokum, ama isterseniz Türkiye'nin ekonomisine ilişkin hazırladığımız programı verelim, uygulasınlar” yanıtını verdiğini anlattı.
Bu detay, Erdoğan'ın ekonominin patronunu değiştirmek istediğinin bir göstergesi olarak sayılabilir.
ERDOĞAN GENEL BAŞKANLIĞI BIRAKIR MI?
Yeni dönemde rötuşlar yapılarak başkanlık sisteminin sorunlarının giderileceğini yazanlar oldu. Ancak, Beştepe'de sistemin kusursuz işlediği, gerek genel, gerekse yerel yönetimlerde halkın temsil oranının arttığı görüşü hakim.
O nedenle sistemde değişiklik yapmak yerine, yasama ayağının güçlendirilmesini, yürütmenin parti, dolayısıyla da yasama üzerindeki etkisinin azaltılmasını sağlayacak adımlar atılabilir. AK Parti MYK toplantısında dillendirilen, “Biz size ulaşamıyoruz. Bütün kararları etrafınızdaki insanlarla alıyorsunuz” eleştirisi doğrultusunda partinin güçlendirilmesi ve yönetime daha fazla katılımı sağlanabilir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AK Parti üyesi olmakla birlikte parti genel başkanlığını bırakması da bu çerçevede bir seçenek olarak gündeme gelebilir.