Avukat Can Atılğan’ın üç yakını Antakya’ya bağlı Cebrail Mahallesi’nde iki ayrı binada enkaz altında. Hiç uyumadan yakınlarının kurtarılmasını beklediğini söylüyor. Atılğan, “Enkaz var ama arama kurtarma ekibi yok. Göçüklerin kaldırılması ve yakınlarımızın çıkarılması için tanıdık insan bulmaya çalışıyoruz. Birileri gelip enkaza bakıyor. Ancak ses duyup gidiyorlar. Ses vermelerinin bir anlamı yok. Yakınlarımın bulunduğu binada 50 saattir ses var ama yardım yok. Ulaştığınız kişiler de yardım edemiyorlar. ‘Ekip yok’ diyorlar. Ekip bulunuyor. Bu kez ‘vinç yok’ diyorlar” ifadelerini kullanıyor.
‘Oradan vazgeçmişler’
Yakınlarının bulunduğu mahalleye kimsenin müdahale etmediğini belirten Coşkun, “Oradan vazgeçmişler. 60 saattir ayakta bekliyoruz. Bir umut bekliyoruz. Elimizden başka bir şey gelmiyor. 72 saat bizim için çok kritik. Ağlasak da çırpınsak da olmuyor. Herkes ‘olağanüstü bir durum var yetemiyoruz’ diyor. Konuştuğum yetkililer ‘Finlandiya’dan bir ekip gelecek. Size yönlendiririm’ dedi. Ancak ses seda çıkmadı. İnsanlar yolda gördükleri ellerinde kazma, kürek olan herkesi kendi yakınlarının bulunduğu enkazlara götürmeye çalışıyor. Ne yapsınlar herkes can derdinde” diyor.
‘Zaman daraldı’
Ayşe Öz’ün ise 7 yakını Adıyaman’da enkaz altında. Çalışmaların olmadığının yakınlarının enkazın altında yaşasalar bile daha fazla dayanamayacağını aktaran Öz, “Yaşamanın bizler içinde bir anlamı yok. Tüm sevdiklerimiz molozların arasında can çekişiyor. Enkaz var, altında kalan binlerce kişi var. Ama çalışma yok. Burada öyle bir çaresizlik var ki. Herkes birbirine bakıp ağlıyor. Bir enkazda ses olup onları kurtaramamak nasıl acı bir durum biliyor musunuz? Yardım istiyoruz. ‘Ekipman yok’ deniyor. Ekipman buluyoruz. ‘Bu kez operatör yok’ deniyor. İnsanlar kaderine terk edildiler. Artık yaşama şansları yok. Zaman daraldı. Son 12 saat. Çıkaramayanlar zaten ölecek. Allah rızası için yardım etsinler” diye konuşuyor.