BirGün'den Yaren Çolak'ın haberine göre, Soğan, patates ve elma toplayan yaşlı kadın, “Ameliyatlı bir kızım, 94 yaşında eşim var. Emekli maaşıyla geçinmeye çalışıyoruz ama zor” diyor ve ekliyor: “Birkaç aydır böyle yere atılanları topluyorum. Sağlamlarını alıyorum. Biraz da olsa eve katkı oluyor. Faturalarımızı vs. de ödeyebildiğimiz kadar ödüyoruz. Evim buraya çok yakın sayılmaz ama gelebildiğim kadar geliyorum.”
“Alacak gücümüz yok ne yapalım?” diye soran Emine Candar ise “Koronavirüs çıktığından beri akşamları pazarlarda artanları topluyoruz. Dört kişilik bir aileyiz. Eşim çiftçi. Geçinemez olduk. İş yok, güç yok. Duyduk ki herkes topluyor, biz de arkadaşımla gelmeye başladık. Ne bulursak onu alıyoruz” ifadelerini kullanıyor.
Pazarcı Levent Bakır, her geçen gün yurttaşın yoksullaştığının altını çiziyor: “Alım gücü tamamen düştü. Pazarın en canlı olması gereken saatlerinde bile burası bomboş. Eskiden 12 liraya sattığım mal, şu anda 16 TL. Fiyatlar sürekli artıyor. Bu da alım gücünü etkiliyor. Bir kalıp peynir aldığı zaman ya da bir kilo zeytin aldığı zaman yurttaşın, 50 TL para vermesi lazım. Asgari ücretli kaç kişi bunu verebilir? Herkes ‘10 TL’lik kes, 15 liralık kes’ diyor. İnsanlar günü kurtarma çabasında.”
Bakırcı sözlerini şöyle noktalıyor: “Pandemiden önce yaptığımız işlerimizin ancak yüzde 10’unu yapabiliyoruz. Bir zamanlar kayısı alanlar, ceviz alanlar artık alamıyor. Mesela eskiden günde 10 kilo ceviz satıyordum. Şimdi günde yarım kilo satamıyorum. Çünkü kilosu 65 lira. Lükse giriyor. İnsanlar onlardan kaçınıyor. İşin açıkçası karnını doyurmaya çalışıyor.”
İşsizliğe dikkat çeken Pazarcı İbrahim Çam ise şöyle konuşuyor: “İnsanların durumu belli, herkes işsiz. Bu yüzden de kimse pazara gelemiyor. Gelen de bir şey alamıyor. Pandemi başladığından beri çürükleri de satıyoruz. Önceden 4-5 kilo domates alan müşterilerim artık 1 kilo alıyor. Kimsede para kalmadı.”