Yeşilboğaz, katıldığı bir televizyon programında toplumsal cinsiyet ayrımcılığı ve şiddet konusunda açıklamalarda bulundu. Cinsiyet ayrımcılığının, uygulanan politikalar ve kullanılan dille bağlantılı olduğunu savunan Yeşilboğaz, “Herkes araştırarak, içselleştirerek bir yaşam tarzı belirlemiyor. Kulaktan dolma bilgilerle yaşıyoruz. Siyasi kimlikler ya da toplumda önderlik yapan kişiler, ayrımcı dili kullandığı zaman, hemen arkasından şiddet geliyor. Kişi onu örnek alıyor, onu benimsiyor ve şiddeti meşru görüyor. Bunun önlenmesi için kalıcı politikalar üretilmesi gerekiyor” diye konuştu.
Kullanılan dille toplumdaki erkek çocukların kutsallaştırıldığını ileri süren Yeşilboğaz, “'Erkek çocuklar çok farklıdır, erkek çocuklar geleceği sürdürecek' gibi söylemler ve sünnet törenleri erkekleri kutsallaştırıyor. Ayrıca evde kullanılan dil de çok önemli. 'Erkek erkekliğini bilecek, kadın kadınlığını bilecek' gibi söylemler ayrımcılık oluşturan sözlerdir. Ayrımcılık önce evde başlıyor, öncelikle anne-baba çocuğunda ayrımcılık yapıyor. Asıl sıkıntı burada. Bireyler büyüdüğü zaman toplumda ayrımcılık daha çok belirginleşiyor” ifadelerini kullandı.
'MEDYAYA BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR'
Toplumda cinsiyet ayrımcılığının önüne geçmek için öncelikle ailelerin eğitilmesi gerektiğini ifade eden Yeşilboğaz, şöyle devam etti; "Toplumsal eğitimlerle rol modeller çıkarmamız gerekiyor. Bunun için medyaya büyük görev düşüyor. Ama maalesef program ve haber içerikleri bunu gerçekleştirmek için uygun değil. Eğitimin yanı sıra, ekonomik politikaların da gelişmesi gerekiyor. Sosyolog ve psikologlarla toplumumuza nasıl bir rol çizilebileceği irdelenmelidir. Toplumsal eğitim düzeyi artırılmalı, farkındalık oluşturulmalıdır.”
Mersin Barosu olarak, kendilerine düşen görev varsa bu rolü üstlenmeye hazır olduklarını kaydeden Yeşilboğaz, “Siyasiler bu konuda bizimle iş birliği yapabilir. Çünkü biz toplumun tabanını oluşturuyoruz. Kadının da çocuğun da yaşadığı sorunu biliyoruz. Hayvanların haklarını da çevrenin de sorunlarını biliyoruz. Cinsiyet ayrımcılığının hangi boyutlara ulaştığını biz hukukçular biliyoruz. İnsanlar bu konularda avukatlara gelip destek istiyor. Biz bu iş birliğine hazırız. Keşke bize bu imkânı verseler. Ama önce kalıcı, uzun yıllar sürebilecek, uygulanabilir politikalar gerekiyor" dedi.
İHA