HDP Van Milletvekili Muazzez Orhan Işık, Türkiye’de yaz aylarında meydana gelen boğulma vakalarına ilişkin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yanıtlaması istemiyle TBMM’ye soru önergesi verdi.
'Yaz aylarında her gün boğulma vakası yaşanıyor'
“Türkiye'de yaz aylarında neredeyse her gün boğulma vakaları yaşanmakta ve her yıl yüzlerce kişi tedbir alınmadığı için boğularak yaşamını yitirmektedir. Son bir hafta içinde Van, Batman, Kocaeli, Zonguldak, Kastamonu, İstanbul, Çanakkale, Trabzon başta olmak üzere birçok ilde 15’ten fazla kişinin suda yüzerken yaşamını yitirdiği kamuoyuna yansımıştır" diye Işık, şu bilgileri verdi:
"22 Temmuz 2022’de Van Gölü’nde serinlemek maksadı ile suya giren 6 çocuktan 3’ü boğularak yaşamını yitirdi. Van özelinde bu yıl içerisinde Muradiye (Bendimahi) Çayı’nda, Müküs Çayı’nda ve birçok yerde yurttaşlar boğulma sonucu yaşamını yitirmiştir. 8 Şubat’ta Gevaş ilçesinden B.Ç (42) Van gölünde, 29 Mayıs’ta Muradiye ilçesinde Ş.P (33) Bendimahi Çayında suya düşerek yaşamını yitirmiştir. Yine 3 Temmuz 2022 günü Müküs Çayına düşen iki kişi yaşamını yitirmiştir.
Benzer bir şekilde 23 Temmuz 2022’de Batman'ın Hasankeyf ilçesinde piknik yaptıkları alanda serinlemek için göle giren iki kız kardeş, 25 Temmuz’da başka bir yerde bir kişi boğularak yaşamını yitirdi. 24 Temmuz’da Trabzon’da başka bir yurttaş denizde boğularak yaşamını yitirmiştir. Kamuoyuna yansıyan bu haberlere göre yaşamını yitirenlerin çok önemli bir kısmı 25 yaş altındaki gençlerden oluşmaktadır.”
'Gerekli önlemler alınmalı'
Işık, önergesinde, boğulma vakalarının önüne geçilmesi gerektiğini her ölümden devletin sorumlu olduğunu savunduğu önergesinde şu noktalara dikkat çekti:
“Her bir insanın yaşamının korunması amacıyla alınması gereken tedbirlerden devlet sorumludur. Anayasa’nın 5. ve 17. Maddesinin gereği olarak, tedbirsizlik nedeniyle yaşanan bu ölümlerin durması amacıyla devletin gerekli önlemleri alması zorunludur. Boğulmaların önüne geçilmesi ve bu nedenle ölümlerin durdurulması için yerel yönetimler ve ilgili bakanlıkların görevlerini yerine getirmesi gereklidir. Birçok yerde yüzülmemesi gerekirken herhangi bir uyarıcı tabela veya benzeri ikaz sisteminin olmadığı bir durum mevcuttur. Öte yandan Van gölü başta olmak üzere ülke genelinde deniz, baraj gölü, ırmak, nehir, su birikintisi, havuz, dere, çay ve benzeri yerlere ilişkin uyarıcı işaretlerin, erişilebilir rehberlerin, ilk yardım için hazır can kurtaran ekiplerinin hazır bulundurulması gereklidir. Plaj ve sahil olarak kamuoyuna açık olan yerlerin tanıtılması ve bu yerler dışındaki yüzme faaliyetlerinin risklerinin kamuoyuna duyurulması gereklidir.
Meteorolojik ve doğal koşulların yüzme faaliyetini riskli hale getirdiği zaman ve mekanların önceden bildirilmesi için bir sistem kurulmalıdır. Acil durumlarda erişime açık bir ilk yardım hattının hazır bulundurulması ve ihtiyaç halinde çok hızlı bir şekilde vaka yerine ulaşılması sağlanmalıdır. Suya girme veya yüzmenin tehlikeli olduğu değerlendirilen bölgelere, ‘çeken akıntı (rip akıntısı), bataklık’ uyarı tabelaları konulacak, yüzme alanı olarak belirlenmeyen göl ve deniz alanlarında suya girilmesi yasaklanmalı ve gerekli denetimler yapılmalıdır.”
Işık, Bakan Soylu’ya şu soruları yöneltti:
“Türkiye’de 2015-2022 yılları arasında suda yüzerken boğulan kişi sayısı kaçtır? Boğulma vakalarının illere ve cinsiyetlere göre dağılımı nedir? Türkiye’de boğulma nedeniyle ölümlerin azalması amacıyla bakanlığınızın aldığı/alacağı tedbirler nelerdir? Van’da 22 Temmuz’da 3 kişinin, Batman’da 23-25 Temmuz’da 3 kişinin, Trabzon’da 24 Temmuz’da bir kişinin yaşamını yitirdiği boğulma vakaları hakkında Bakanlığınızın açtığı bir soruşturma mevcut mudur? Bu kapsamda Türkiye genelinde devam eden soruşturma sayısı kaçtır? Bu ölümler nedeniyle hakkında inceleme veya soruşturma başlatılan kamu görevlisi sayısı kaçtır? Van Gölü çevresinde ve Van gölü havzasındaki su yollarında yüzme için riskli olan bölgeler belirlenmiş midir? Bu yerlerde boğulma vakalarının yaşanmaması amacıyla hangi tedbirler alınmaktadır?
Van’da 3 çocuğun boğulması ile sonuçlanan yerde yani Van kalesinin arkasında bulunan sahilde, bu bölgenin ‘bataklık ve akıntı bölgesi’ olduğuna ve yüzmenin riskli olduğuna dair herhangi bir uyarıcı tabela ve duyuru çalışması yapılmış mıdır? Bu bölgenin bataklık ve akıntı bölgesi olduğu bilindiği halde neden yüzmeye kapatılmamıştır? Van Gölü çevresindeki belediyelerin boğulma vakalarının azaltılması amacıyla yürüttüğü faaliyetler nelerdir? Van Gölü çevresinde ve Van gölü havzasındaki su yollarında yüzme için belirlenmiş bölgeler hangileridir? Bu bölgelerde can kurtaran hizmetlerinin verilmesi amacıyla hangi çalışmalar yürütülmektedir? Can kurtaran hizmeti bulunmayan yüzme yerlerindeki riskleri önlemek amacıyla hangi tedbirler alınmaktadır? Riskli durumlarda yurttaşların başvurabilecekleri kurum ve iletişim yerleri ve ilkyardım masaları mevcut mudur?”