Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin bir boşanma davasında kayınbaba ve kayınvalideye "anne, baba" diye hitap etmeyen kadının 'kusurlu' olduğuna ilişkin kararını hukuka uygun buldu.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, tartışmalı bir boşanma davasına ilişkin değerlendirmesini açıkladı.
Boşanma nedeni ise kadının, kayınvalide ve kayınpedere anne ve baba dememesi...
Dairenin kararına göre, eşinin, "anne ve babasına gereken saygıyı göstermediğini, anne, baba diye hitap etmediğini, küçük olayları dahi abartarak kendisine baskı kurduğunu ve kıskançlıklar yaptığını" belirten bir erkek, evlilik birlikteliklerinin temelinden sarsıldığını ileri sürerek boşanma davası açtı.
Eşinin açtığı davaya karşı dava açan kadın, erkeğin iddialarının doğru olmadığını, eşinin kendisine ve çocuklarına vakit ayırmadığını, küfürlü mesajlar gönderdiğini, kendisini istemediğini belirterek, boşanmalarına karar verilmesini ve kendisine 50 bin lira maddi, 50 bin lira da manevi tazminat verilmesini talep etti.
Aile İçi İlişkiler: Karar, aile içi ilişkilerde saygı ve sevginin önemini vurguluyor. Özellikle kayınvalideye "anne" diye hitap etmenin, Türk kültüründe geleneksel bir saygı göstergesi olduğu belirtiliyor.
Yasal Sonuçlar: Bu karara göre, kayınvalideye "anne" dememek, bazı durumlarda yasal bir süreçte kişinin aleyhine kullanılabilir. Yani, bir anlaşmazlık durumunda bu durum, kişinin kusuru olarak değerlendirilebilir.
Toplumsal Tartışmalar: Karar, "aile olmak ne demek?", "saygı sınırları nelerdir?", "yargı aile ilişkilerine ne kadar müdahale etmeli?" gibi soruları gündeme getirdi.
Kararın Yorumları:
Pozitif Yorumlar: Bazı kişiler, bu kararın aile bağlarını güçlendireceğini ve saygı kültürünü destekleyeceğini düşünüyor.
Negatif Yorumlar: Bazı kişiler ise bu kararın bireysel özgürlüklere müdahale olduğunu ve aile içi ilişkilerin mahkemelerde çözülmesinin doğru olmadığını savunuyor.
Sonuç:
Yargıtay'ın bu kararı, Türk toplumunda aile ilişkileri ve yasal süreçler hakkında önemli bir tartışmayı alevlendirdi. Kararın etkileri ve sonuçları, gelecekteki yasal süreçlerde ve toplumsal algılarda görülecektir.