Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, yıllık değerlendirme toplantısında basın mensuplarıyla bir araya geldi. Akarca, yıllık bilgilendirme toplantılarının, yargının şeffaflığının ve topluma karşı hesap verebilirliğin bir gereği olduğunu kaydetti. Akarca, Yargıtay’ın reform çalışmalarının 'etik', 'şeffaflık' ve 'adli kalite' olmak üzere üç ana sütun üzerine inşa edildiğini vurguladı. 2017 yılında geliştirilen etik sistem ile 2019 yılında İstanbul Bildirgesi’nin Birleşmiş Milletler'de kabul edilmesi, Yargıtay’ın hem ulusal hem de küresel ölçekte somut etkiler doğuran önemli başarıları olduğunu belirtti. Akarca, yapısal reformların üçüncü sütununu oluşturan 'adli kalite'nin son iki yıldan beri en öncelikli çalışma alanları olduğunu belirterek, "Hepimizin üzerine titrediği yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı, yargıda dürüstlük, yargının şeffaflığı ve hesap verebilirliği ilkelerinin gerçek ve görünür olmasının en etkili yollarından biri adli kaliteyi artırmaktır" diye konuştu.
'Kaliteli gerekçeli karar, kaliteli adalettir'
Akarca, 'Yargıtay Gerekçeli Karar Yazım Rehberi'ne değinerek, Yargıtay’ın ülkede içtihat birliğini sağlamasının ve yargı hizmetinin kalitesini artırmasının en etkili aracının gerekçeli kararlar olduğunu kaydetti. Akarca, "Yargıtay gerekçeli kararları ile konuşur. Temyiz mahkemeleri bakımından gerekçe; hukuki güvenliği ve öngörülebilirliği sağlar, gereksiz davalar açılmasını veya kanun yollarına başvurulmasını önler, halkın yargıya duyduğu güveni korur ve artırır. Tutarlı ve istikrarlı gerekçeli kararlar, uyuşmazlıkların nasıl çözüleceği konusunda somut ve detaylı bir rehberlik sunarak kanun önünde eşitliği ve içtihat birliğini güçlendirir. Sonuç olarak, kaliteli gerekçeli karar, kaliteli adalettir. Bu nedenle, adli kalitenin önemli bir bileşeni olarak gerekçeli karar kalitesinin yükseltilmesi amacıyla yaklaşık 2 yıldan beri kapsamlı ve sistematik bir çalışma yürütülmüştür. Rehberde yer alan en önemli yapısal reform, temyiz nedenlerinin kararda özetlenecek olmasıdır. Bu şekilde, bireyler ileri sürdükleri temyiz nedenlerinin hangi sebeple yerinde görülmediğini karardan anlayabileceklerdir. Bu reformla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin verdiği ihlal kararlarının tekrarlanması da önlenecektir. Yargıtay kararlarının gerekçeli olması, istinaf ve ilk derece mahkeme kararlarının kalitesini de olumlu etkileyecektir" ifadelerini kullandı.
Akarca, 2015 yılında tüm Yargıtay kararlarını istisnasız şekilde toplumun erişimine açtıklarını hatırlatarak, şeffaflık ve hesap verebilirlik bakımından bu girişim önemli olduğunu belirtti. Bununla birlikte bazı kararların da herhangi bir filtraj olmadan internet sitesinde olmasının, emsal karar arayanların işlerini zorlaştırdığını dile getiren Akarca, bunun üzerine, Yargıtay İçtihat Merkezinin yapay zeka destekli şekilde geliştirilmesi fikrinin doğduğuna vurgu yaptı. Akarca, "Bireysel olarak kullanıcıyı tanıyan sistem, kısa sürede ve kolay şekilde aradığı kararı bulmasına imkan verecek. Yapay zeka destekli Yargıtay İçtihat Merkezi en geç Haziran ayında faaliyete geçecek olup, bu sistem büyük ölçüde Gerekçeli Karar Yazım Rehberine göre tasarlanmıştır. Yargıtay İçtihat Merkezinde karar aranırken Rehberde yer alan ana başlıklara göre indeksleme ve sorgu da yapılabilecektir. Kararlar önem derecesi de dahil olmak üzere kullanıcının belirleyeceği çeşitli sorgu kriterlerindeki sıraya göre ekranda görülecektir. Kullanıcılar ilgilendikleri kararları sistemde oluşturdukları kendi dosyalarına da kaydetme olanağına sahip olacaktır" dedi.
Akarca, yakın gelecekte iş süreçlerinin, rapor kağıtlarının, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi karar özetlerinin, ilam taslaklarının da yapay zeka destekli olarak yapılmasının planlandığını söyledi. Akarca, "Planlanan bu teknolojik yeniliklerin hayata geçirilebilmesi için de Yargıtay kararlarının belli standartlara sahip olması gerekmektedir. Çalışmalarımıza standartlar getirilmesi halkın güvenini sarsan farklı ya da keyfi uygulamaları önleyerek yargı hizmetinin kalitesini de artıracaktır" ifadelerini kullandı.
Akarca, 31 Aralık 2022 tarihi itibarıyla Yargıtay hukuk daireleri ile Hukuk Genel Kurulunda toplam 64 bin 126, ceza daireleri ile Ceza Genel Kurulunda 293 bin 233, Cumhuriyet Başsavcılığında ise 62 bin 928 derdest dosya bulunduğunu, 2022 sonunda Yargıtay’daki toplam derdest dosya sayısının 420 bin 287 olduğunu belirtti. Akarca, derdest dosya sayısının 2016 yılı sonunda 1 milyon 438 bin 785, 2017 yılı sonunda ise 1 milyon 179 bin 027 olduğu dikkate alındığı bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesi ile birlikte son 6 yıl içerisinde Yargıtay’ın derdest dosya sayısında önemli bir azalma olduğunun ortaya çıktığını kaydetti.