Mimarlar Odası Ankara Şubesi, “Bu yangınlar kuşku vericidir, iktidarın bu bölgede yapmak istediği dönüşümü biliyoruz, korona virüs ile mücadele günlerinde çıkan bu yangın kuşkuludur. Acilen mahallede yüksek güvenlikli koruma süreci başlatılmalıdır” dedi.
Konuyla İlgili açıklama yapan Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, şunları söyledi:
“Ankara’nın çok kültürlülüğünün kültürel varlıklarını barındıran Yahudi Mahallesi uzun süredir, korumasız, bakımsız ve tehdit altında. Ulus’ta İller Bankası’nın yıkılması ile başlayan siyasal dönüşümün mekansal karşılığı olarak, Cumhuriyetin temsil aksını zedeleyen cami bölgede bir ihtiyaç değildi. Çünkü o alanda yürüme mesafesinde 14 cami bulunmakta. Cami ile birlikte bu kez başka bir dönüşüm süreci başlatıldı. Caminin arkasında buluna İtfaiye Meydanı’nın meydan özelliği ortadan kaldırıldı. Meydandaki Rolf Westphal’in heykeli tahrip edilerek kaldırıldı. Sonra bölgede esnafın tüm isyanına rağmen acele kamulaştırma kararı alınarak, kredi ve yurtlar kurumunun yurt yapmasına olanak sağlandı. Acele kamulaştırma kararına açılan davada mal sahiplerinin lehine karar geleceği anlaşılınca bu kez de alan riskli alan ilan edildi. Korona ile mücadele günlerinde esnafa tebligatlar yapılarak yapıları boşaltmaları istendi. Ulus’tan Çankaya köşküne uzanan Cumhuriyetin temsil aksı üzerinde, Gençlik Parkı’nın karşısında bulunan, Cumhuriyetin kamusal kent planlamasının simge mekanı, tarihi İller Bankasının yıkımı ve alana devasa cami yapılarak simgesel bir dini alan yaratılması, arkasından külliye ve medrese yaklaşımını çağrıştıracak, bölgede kredi yurtlar kurumunun yurt atağı yapması, siyasal dönüşümün mekana yansımasıdır. Şimdi tam da siyasal mekânsal dönüşümün hemen yanında yer alan Yahudi Mahallesi’nin varlığı ve mahalleye yönelik kentsel dönüşüm yaklaşımları ile bir anda herkesin sağlık mücadelesine yoğunlaştığı bir dönemde, iki önemli tarihi konağın yanması manidardır, kuşku vericidir. Ve bu yangın Ulus ve Kale ve Kayabaşı bölgesinde yapılması planlanan dönüşümden ayrı değildir. Bizatihi kendisidir.’’
“Kültür varlıklarını korunmasında kriz süreci yönetimi başlamalıdır”
‘’Mahalle risk altındadır, sadece mahalle değil, Ankara’nın çok kültürlüğünü ifade eden değerler risk altındadır. Kültürel bir yıkımla karşı karşıyayız aynı zamanda… Mahalle’de yüksek yoğunluklu koruma süreci başlatılmalıdır’’ diyen Candan, Kültür Bakanlığı’nı göreve çağırdı.
Candan şöyle devam etti:
“Tescilli kültür varlıklarını korumak için sadece karar almak tescillemek yetmiyor. Tescilli kültür varlıkları telafisi mümkün olmayacak bir risk altında ise eğer, Kültür Bakanlığı doğrudan yüksek güvenlikli koruma süreci belirleyerek, belediye, üniversite ve meslek odaları ile birlikte kültürel varlıkların korunmasını bir kriz süreci yönetimi gibi yapmak zorundadır. Yahudi Mahallesi bu açıdan ivedi ele alınması gereken alandır. Orada sadece iki konak yanmamıştır. İçindeki anılar yanmıştır, Ankara’nın çok kültürlülüğü eksilmiştir. Yanan evlerden birisi Mihaela Gabriela Cristofan Duman’a ait. Bu hepimizi derinden bir kat daha fazla üzmeli.’’
Candan, şunları kaydetti:
‘’Mahallede sinagog ve camilerin iç içe geçmişliği, iki kültürün ortak yaşamlarının mekansal tanıklarıdır. Sinagog’un karşısında bulunan Hayim Albükrek ve Araf Evi ile birlikte çok sayıda bulunan iki katlı yapılar giderek yok olmakta, yıkılmakta ve son olayla birlikte yakılmakta. Mahalle’de yanan iki konakda 19.yy ikinci yarısında yapılmış geç Osmanlı dönemi geleneksel Ankara evlerindendi ve özgün niteliklerini korumaktaydı. Bugün karantina günlerinde halk sağlığı açısından salgınların mekansal tasarımlara, kentsel planlamaya etkilerinin tartışmalarının başladığı bu süreçte, içeri ve dışarı kavramını, iç sofa ve avlu tasarımları ile bir arada çözen bu konaklar hepimiz için bellektir, sağlık mekanlarıdır aynı zamanda. Yanan konaklardan olan 200 ada 1 parseldeki 85 metrekare evin tapu kayıtlarındaki mülkiyet sahibi hepimizi derinden bir kez daha üzmeli. Mal sahibi Mihaela Gabriela Cristofan Duman: ION Kızı ve TC vatandaşı. Bugün ortak yaşam kültürlerimizin mekansal hatıralarını geleceğe taşımak hepimizin sorumluluğu. Herkesi karantina günlerinde de olsak ortak varlığımızı korumak üzere, Yahudi Mahallesi’ndeki yapıları ‘koruyucu aile olarak evlat edinmeye’ ve ‘gözlerimizi üzerinden ayırmamaya’ davet ediyorum.”