CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, Emniyet Teşkilatı Vazife Malulü ve Şehit Aileleri Vakfı Malatya Şube Başkanı Sıddık Selçuk’un ziyaretinde, bugünün 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referandumun da yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, "O referandum Türkiye’yi 15 Temmuz sürecine getirdi. Boğaz köprüsünde sivil insanların üzerine ateş edilen silahların içerisine konulan mermi, 12 Eylül 2010 akşamı konuldu. FETÖ’yle ilgili her alana girildi" dedi.
Polis Evi içerisinde bulunan Şehit Aileleri Vakfı’nı CHP İl Başkanı Enver Kiraz’ın beraberinde ziyaret eden Ağbaba, burada gazetecilere açıklamalarda bulundu. Kendilerinin yanında olacaklarını, çocuklarını bu vatan için feda ettiklerini ifade eden Ağbaba, cümlelerini şöyle sürdürdü:
"Çocuklarınız her türlü övgünün üzerindedir. Sizin yakınlarınız, evlatlarınız, çocuklarınız, sizler bizim huzur içerisinde yaşamamızı, bayrağımızın ve vatanımızın devamlılığını sağlamak için çalışan ve şehit olan insanlarsınız. İl teşkilatımızla birlikte sizlerle birlikte olmaya ve sorunlarınızı dile getirmeye çalışıyoruz. Sizler hem bizler hem vatan hem de millet hem de bayrağımız için evlatlarınızı, kendinizi feda ettiniz."
'ŞEHİT VE GAZİLERİMİZİ SİYASİ MALZEME OLARAK DÜŞÜNMÜYORUZ'
Şehitler arasında ayrım yapılmasını kabul etmediklerini söyleyen Ağbaba, cümlelerine şöyle devam etti:
"Terörle mücadele ederken gözünü kırpmadan, göz göre göre şehit olanlar ile diğer şehit olan insanlar arasında ayrım yapılmasını ne vicdanen ne hukuken ne de insani anlamda doğru bulmuyoruz. Bu, şehitlerimizin ruhunu incitir. Şehitlerimize karşı saygısızlık yapmış oluruz. Bunu gündeme getirdik, önümüzdeki günlerde TBMM gündemine getireceğiz. Bunu siyasi bir malzeme olarak düşünmüyoruz. 15 Temmuz’da 249 şehidimiz oldu, 2 binin üzerinde gazimiz var. Onları da şükranlar anıyoruz, onlarda bizim şehitlerimiz. 15 Temmuz’daki sivil şehidimize ne veriyorsan, nasıl bakıyorsan, Doğu’da teröre karşı mücadele ederken şehit olan askerimize, polisimize de aynı hakkı tereddütsüz vermen lazım. Bunun dışında bir şey düşünülürse yanlış olur. Bir milletvekili sağlık olarak hangi haktan faydalanıyorsa, gazi ve şehit yakınları da aynı haktan faydalanmalıdır. Bununla ilgili genel başkanımızın imzasıyla da bir kanun teklifi verdik. Önümüzdeki günlerde yenileyeceğiz."
'GÖNÜL İSTER Kİ MİLLETVEKİLLERİMİZ ŞEHİT AİLELERİNE SAHİP ÇIKSINLAR'
Daha sonra Emniyet Teşkilatı Vazife Malulü ve Şehit Aileleri Vakfı Malatya Şube Başkanı Sıddık Selçuk da ziyaretten dolayı memnuniyetini şu cümlelerle dile getirdi:
"Gönül ister ki milletvekillerimiz şehit ailelerine sahip çıksınlar, devamlı hal ve hatırlarını sorsunlar, bunu da vekilimizde görüyoruz. Bizi ziyaret ettiklerinden dolayı kendisine çok teşekkür ediyoruz.”
12 EYLÜL 1980 ASKERİ DARBESİ
Ziyaretten sonra gazetecilere açıklamalarda bulunana CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, 12 Eylül’ün siyasi yaşam ve Türkiye tarihinde iki önemli anlamı olduğunu söyledi. Ağbaba şöyle konuştu:
"Bunlardan birisi; Türkiye’de demokrasinin askıya alınmasını sağlayan binlerce insanın mağdur edildiği 12 Eylül 1980 askeri darbesi. 50 kişi idam edildi, 650 bin kişi gözaltına alındı, 3 bin 854 öğretmen ile 120 üniversite öğretim görevlisinin işine son verildi. Bir milyon 683 bin kişi fişlendi. Gazetecilere 3 bin 315 yıl hapis cezası verildi. 937 film sakıncalı bulunarak yasaklandı. 30 ton gazete ve dergi imha edildi. 23 bin 677 derneğin faaliyetleri durduruldu. Siyasi partiler ve sendikalar kapatıldı. Bu rakamlar yabancı değil maalesef son dönemde yaşadığımız rakamlara baktığımızda karşılaştırdığımızda benzer rakamları görüyoruz. 15 Temmuz hain darbe girişimiyle Türkiye karşı karşıya kaldı. 15 Temmuz bertaraf edildi ama 20 Temmuz Olağanüstü Hal (OHAL) süreciyle birlikte yeni bir sivil darbeyle yüzbinlerce insan mağdur edildi. Gazeteler kapatıldı, FETÖ’yle hiç ilgisi olmayan öğretim üyeleri ihraç edildi. 12 Eylül 1980’deki gibi öğretmenler sürgün edilmeye başlanıldı."
Bugünün 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan referandumun da yıl dönümü olduğunu hatırlatan Ağbaba, şu ifadelere yer verdi:
"O referandum Türkiye’yi 15 Temmuz sürecine getirdi. Sandığa atılan ‘Evet’ oyları, uçaklar tarafından meclise bombalar atıldı. Boğaz köprüsünde sivil insanların üzerine ateş edilen silahların içerisine konulan mermi, 12 Eylül 2010 akşamı konuldu. FETÖ’yle ilgili her alana girildi. FETÖ baklavacıda, börekçide, topçuda, popçuda var siyaset kurumunda maalesef bir ayıklanma yapılmadı. Türkiye’nin bir daha 12 Eylül askeri darbelerini, bir daha 12 Eylül 2010’u yaşamaması için herkesin biraz daha sorumluluk içerisinde hareket etmesi gerekiyor. Türkiye’de darbelerin panzehri gerçek anlamda demokrasidir. Demokrasi, sivil toplum örgütleri ne kadar güçlü olursa darbeler o kadar geri plana atılır."
'12 EYLÜL RUHU HORTLAMIŞTIR'
CHP’li Ağbaba, FETÖ/PDY üyelerinin cep telefonlarındaki kriptolu haberleşme uygulaması 'ByLock' kullandığı tespit edilen kulüp başkanlarının serbest bırakıldığını ifade ederek, "FETÖ’nün köşe yazarları serbest bırakılıyor. FETÖ’ye yıllarca yandaşlık yapmış insanlara dokunulmuyor. Bylock kullanan insanlar serbestçe geziyor. Cumhuriyet Davası hukukun çöktüğü, adaletin yok edildiği, yargının siyasetin emrinde olduğunu gösteren en önemli kanıttır. Cumhuriyet yazarlarının cezaevinde bir gün bile tutulması Türkiye’deki demokrasi ve adaletin ne anlama geldiğini gösteriyor. Bu durum, 12 Eylül 1980 ruhuna ait bir durumdur. 12 Eylül ruhu hortlamıştır" diye konuştu.