"Köyün dört bir tarafında meydanlara bırakılan ot yığınlarından bazılarının yakıldığı, yer yer yangın ve dumanların çıktığı görüldü. Belediye binasının ve üst katındaki sağlık ocağının silahla taranmış, camlarının kırık, duvarlarda kurşun izlerinin olduğu tespit edildi. Belediyenin önünde bir midibüs ve taksinin yandığı görüldü.
Cesetlerin yandığı eve gelindi. Evin tamamen yanmış, duvarların yıkılmış, çatının çökmüş olduğu, yangının çıkış sebebinin tespit edilemediği, cesetlerin evin yan tarafında meydana kaldırıldığı görüldü."
Aynı evde dokuz can
Muş'un Korkut ilçesine bağlı Altınova (Vartinis) köyüne 3 Ekim 1993 günü sabah 3'te gelen, aralarında savcı ve kaymakamın olduğu heyet gördüğü ürkütücü manzarayı Olay Yeri Keşif ve İnceleme Tutanağı'na bu şekilde aktardı.
Vartinis sanki savaştan çıkmıştı.
Heyetin söz ettiği dokuz kişi yanarak can vermişti.
Ölenler aynı ailedendi: 43 yaşındaki Mehmet Nasır Öğüt ve 37 yaşındaki eşi Eşref.
Mehmet Nasır'ın yaşları 13 ile üç arasında değişen yedi evladı:
Sevim, Sevda, Mehmet Şakir, Mehmet Şirin, Cihan, Aycan ve Cinal.
Köydeki yıkım Mehmet Nasır'ın evinden ibaret değildi.
Bir ev daha tümüyle yandı. Bu iki evin ahırları, ahırda 200 koyun ve tütün balyaları...
Köy çıkışındaki 15 ahşap ev de tutuştu.
Tutanağa göre PKK'lılar yaktı
Peki, Vartinis'te ne oldu?
Resmi tutanağa göre bu köyde PKK ile çatışmada Astsubay Mustafa Uçar şehit düştü. Birkaç saat sonra PKK'lıların köye indikleri ihbarı ulaştı. PKK'lılar "güvenlik güçlerinin hareket kabiliyetini engellemek için evlerin bahçelerindeki ot ve samanları ateşe verdi."
Tutanağa göre dokuz yurttaşın can verdiği evin yanmasına PKK'lılar yol açtı.
Hayatta kalan tek kişi
Gece kuzenine ait bitişikteki evde bulunduğu için hayatta kalan Aysel Öğüt ise askerleri suçladı.
Öğüt, ancak 2003'te şikayetçi olabildi ve şunları söyledi:
"Silah sesleriyle uyandık. Babamın evinin yanında bir panzer, çok sayıda asker vardı. Üç defa dışarıya çıktık. İlk çıkışımda, babamın evinde yangın yoktu. İkinci çıktığımda, alevler gördüm, bağırmaya başladım. Hava aydınlandığında babamın evi yangından çökmüştü."
'Bu gece yakacağız'
Köylüler Öğüt'ü doğruladı.
Zübeyir Zeytun, gece belediyenin önünde toplanıp yüzükoyun yatırıldıklarını anlattı.
Meliha Babayiğit "Yanan evin etrafında askerlerden başkasını görmedim" dedi.
Ahmet Calp, söndürmek için yanan eve yöneldiklerini ama askerin yaklaştırmadığını savundu.
Nizamettin Duygu, Hasköy Jandarma Bölük Komutanı Yüzbaşı Bülent Karaoğlu'nun havaya ateş açıp "Bu gece gelip köyünüzü yıkacağız" dediğini ileri sürdü.
Müğdat Özkan, askerin odun ve tezekleri ateşe verdiğini iddia etti.
20 yıl sonra dava
Soruşturma dosyası sivil savcılıktan askeri savcılığa...
Muş'tan Elazığ'a gitti geldi.
Muş Valiliği soruşturma izni verse de Van Bölge İdare Mahkemesi zamanaşımından bu kararı kaldırdı. Oysa zamanaşımı 30 yıldı.
Dosya 2011'de kapatılmıştı ki...
Bitlis Ağır Ceza Mahkemesi, kanun yararına bozma için Adalet Bakanlığı'na başvurdu.
Bakanlık kararı kaldırdı.
Dört şüpheli vardı:
Şüphelilerden Hanifi Akyıldız, evleri yaktıkları iddiasını reddetti.
Turhan Nurdoğan, masumlara zarar verilmediğini ifade etti.
Şerafettin Uz, PKK'nın ateşe verdiğini savundu.
Bülent Karaoğlu ise gece PKK tarafından pusuya düşürüldüklerini, arkadaşının şehit düştüğünü, askeri hastaneye yetiştirmek için Muş'a gittiğini, köyde operasyona katılmadığını iddia etti.
Savcılık TSK, Emniyet ve Jandarma'dan olaya ilişkin belgeleri istedi. Gelen yanıtta, evrakların imha edildiği bildirildi.
Dört emekli askere 'birden çok kişinin ölümüne neden olmak'tan 2013'te dava açıldı.
Sanık asker: Ailenin terörle ilgisi yoktu
Vartinis Davası güvenlik gerekçesiyle Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi'ne nakledildi.
Karaoğlu, hakim karşısında yeni bilgiler verdi. Operasyondan iki saat sonra köye geldiğini kabul ederken, PKK'lılarla girilen çatışmada evin önündeki samanın tutuştuğunu anlattı.
Şöyle dedi:
"Saman evin üzerine yıkılmış. Kapının önü kapanmış. İçeridekiler çıkamamış. Köylü diyor ki 'Asker yaktı.' Diyorum 'Hangi asker, gösterin.' Askerler 'Biz yakmadık, teröristler yaktı' diyor. Ailenin terörle alakası yoktu. Ne askerden, ne karşı taraftan, yangının kim tarafından çıkarıldığını tespit edemedim. Olay tam bir trajedi."
'Kim yaktı, belli değil'
Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi, 1 Mart 2016'da beraate karar verdi.
Gerekçeli kararda, failin belli olmadığı anlatılarak, şöyle denildi:
"Olayın PKK tarafından gerçekleştirilip gerçekleştirmediği tam olarak saptanamamış ise de sanıklarca gerçekleştirildiği de saptanamamıştır."
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 26 Ocak 2021'de Karaoğlu yönünden beraat kararını bozdu. Karaoğlu'nun emriyle yangının çıktığı belirtildi.
Duruşma 21 Eylül'de görüldü.
Karaoğlu, katılmadı.
Mahkeme suçun niteliği, kuvvetli suç şüphesi, kaçma ve saklanma ihtimali nedeniyle Karaoğlu'nun tutuklanması için yakalama emri çıkardı.
Zamanaşımına iki yıl var
Vartinis'te Öğüt Ailesi'nin evinin yakılıp dokuz canın hayatını yitirmesinin üzerinden 28 yıl geçti.
İlk kez bir kamu görevlisi tutuklanıyor.
Karaoğlu, evi yakmayı emretti mi?
Yargılamada zamanaşımına iki yıl kaldığı için belki bu gerçeği öğrenemeyeceğiz.
Bu gerçeğin ayırdında olan Muş Barosu Başkanı Kadir Karaçelik, duruşmada şunları söyledi:
"Mağdur açısından hak aramanın ne kadar çileli olduğunu takdir edersiniz. Etkin bir soruşturma yapılmadı. Hukuken ve vicdanen böyle yapılmamalıydı."
Vartinis'i kim yaktı?
Resmi tutanaklarda PKK'lılar suçlanıyor.
Öğüt Ailesi ve köylüler askerin yaktığını ileri sürüyor.
Yakma emrini vermekle suçlanan emekli subay "Kim tarafından çıkarıldığını tespit edemedim" diyor.
Askerleri suçsuz bulan mahkeme bile "Saptanamamıştır" diye görüş belirtiyor.
Hala faillerin adı konulamadı.
Üstelik 20 yılı soruşturmada, sekiz yılı yargılamada geçen bu davanın zamanaşımına iki yıl kaldı. 28 yıl önce yakılan Öğüt Ailesi'nin evindeki ateş, adaletsizlikle geçen her gün yeni baştan harlanıyor. Her Vartinislinin kalbinde duman tütüyor.
Vartinis'i kim söndürecek?