Son zamanlarda sosyal medyada bebek satışıyla ilgili çeşitli haberler dikkat çekiyor. Kırıkkale'de bir anne, maddi sıkıntılar nedeniyle 55 günlük kız bebeğini 100 bin TL karşılığında internet sitesinde ilana koydu. Bebeğin doğum raporu olmadığı ve evlilik dışı dünyaya geldiği belirtilerek, "Borçlarım var. Hamilelik ve doğum sırasında çok para harcadım. Sıkıntıları ve bebeği aileme anlatamadım. Tek şartım 100 bin TL. Bebeği istediğiniz yere getirim" şeklinde açıklama yapıldı. Aile, bebeğin fotoğrafını da paylaştı.
Benzer şekilde, Antalya'da 23 yaşındaki bir anne, doğumuna 30 gün kalan kız bebeğini 110 bin TL'ye internet üzerinden satışa koydu. İlanda bebeğin doktor kontrolleri ve ultrason fotoğraflarını paylaşan kadın, "Acilen bebeğimi vermek istiyorum" ifadesini kullandı.
İzmir'de bir aile, üniversite öğrencisinden 45 bin TL karşılığında bebeği aldıklarını söylerken, başka bir aile ise hastane masraflarını ödeyerek bebeği kendileri doğum yapmış gibi göstererek üzerine geçirdiklerini anlattı. Bir başka aile ise iki yıl önce Güneydoğu'ya giderek iki aylık bebeği aldıklarını itiraf etti.
Kırıkkale'de 55 günlük bebeğini 100 bin TL'ye satışa koyan anne, maddi sıkıntıları gerekçe gösterse de, bu durum bebeklerin ticari meta olarak görülmesine ve insan onurunun zedelenmesine yol açıyor. Bebeğin kimliği ve doğum raporunun olmaması da yasa dışı bir işlemin gerçekleştiğini gösteriyor.
Antalya'da 40 günlük bebeğini ve doğumuna 30 gün kalan bebeğini satışa koyan anneler de benzer gerekçeler sunsa da, bu durum vicdanları sızlatıyor. Bebeğin doktor kontrolleri ve ultrason fotoğraflarını paylaşmak da etik açıdan kabul edilemez bir durum.
İzmir'de ise bebek satın aldıklarını itiraf eden aileler, bu yasa dışı ticaretin ne kadar yaygın olduğunu gözler önüne seriyor. Hastane masraflarını ödeyerek bebeği kimliklerine geçirmek, üniversite öğrencisinden 45 bin TL vererek bebek almak gibi yöntemler, bebeklerin haklarını ve güvenliğini tehdit ediyor.