İşte o yazıdan ilgili bölüm:
Kondurmak istemediğim, ikna edici şekilde itiraz edecek diye beklediğim için İsmail Küçükkaya meselesini dün yazmadım. Ancak eşinin iddialarının yenilir yutulur olmamasına karşın hâlâ ortada doğru dürüst bir açıklama yok. İsmail, genelgeçer laflarla “Kadına karşı şiddet şerefsizliktir” gibi bir şeyler demiş. Bu kadar somut, bu kadar vahim suçlamaları hiç üzerine alınmadan, yuvarlak sözlerle geçiştirebilir mi?
Eda Küçükkaya, eşi tarafından ağzı kapanarak kütüphaneye sürüklendiğini iddia ediyor. Daha sonraki bir olayda kollarında tırnak izleri çıktığını, yüzüne yumruk yediğini ve Küçükkaya’nın “Şu anki konumum olmasa senin yüzünü gözünü dağıtırdım” dediğini ileri sürüyor. Kendisini sosyal ortamlarda yanına almadığını ve küçümsediğini söylüyor.