Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), olağanüstü hal’in (OHAL) Temmuz 2018’de kaldırılmasına rağmen Türkiye’de basın özgürlüğünün olumlu yönde bir ilerleme göstermediğini açıkladı.
“Temmuz 2016’daki darbe girişiminde bu yana yürürlüğe giren ve basın özgürlüğünü kısıtlamak için kullanılan Kanun Hükmünde Kararnameleri (KHK) kaldırmak yerine, Türkiye özgür medyayı sindirmek amaçlı daha fazla kanun ve benzeri araçları üretmeye devam etti” ifadelerinin yer aldığı rapor, IPI Yönetim Kurulu Başkanı Markus Spillmann ve IPI Direktörü Barbara Trionfi’nin önderlik ettiği bir IPI heyeti, Ankara ve İstanbul’a giderek gazeteci, yabancı diplomat ve ülke temsilcilikleri, sivil toplum kuruluşları (STK), muhalefet parti ve Adalet ve İçişleri Bakanlıklarının temsilcileri ile üst düzey resmi görüşmeler yapmasıyla hazırlandı.
Türkiye ziyaretinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, RTÜK, Anayasa Mahkemesi ve TRT ile görüşmek isteyen IPI temsilcilerinin taleplerinin reddedildiği veya yanıtsız bırakıldığı belirtildi.
Bunun üzerine Dışişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı’ndan yetkililerle görüşüldü.
IPI’ın görüştüğü yetkililer, Türkiye’deki medya ortamını “iyi ve canlı” olarak niteledi.
Yetkililer medya çalışanlarına ve kuruluşların kapatılmasına yönelik eylemlerin, Temmuz 2016’da gerçekleşen darbe girişiminin ardından alınması gereken güvenlik önlemleri kapsamında olduğunu belirtse de IPI “Bu güvenlik önlemlerinin, yalnız darbe girişiminden sorumlu tutulan Fethullah Gülen’in sözde ilişkili olduğu kişiler ve kurumlar için değil, aynı zamanda Kürt, solcu ve diğer bağımsız medya kurumlarındaki gazetecileri hedef almak üzere sınırsız bir yetki olarak kullanıldığı görüldü” sonucuna ulaştı.
Örgüte göre 15 Temmuz’dan bugüne 170 medya kuruluşu ve basımevinin kapatılmasının yanı sıra basılı yayın pazarındaki gerileme, ekonomik baskılar ve hükümet yanlısı medya patronlarının bileşimiyle Türk hükümeti medyanın yaklaşık yüzde 95’ini etkisi altına aldı.
IPI, Türkiye’nin AB uyum süreci için yeniden canlandırdığı Reform Eylem Grubu hakkında ise “Türkiye, yasaların uluslararası standartlarda uygulanması yönünde ciddi ve somut bir adımın sinyalini vermediği ve yargının iktidardan bağımsız işleyebildiğinin göstergeleri bulunmadığı sürece Reform Eylem Grubu’nun varlığının uluslararası makamlara safi göstermelik bir grup olduğu üzerine şüpheler devam edecektir” ifadelerini kullandı.
IPI, raporun tavsiyeler bölümünde Türkiye’de gazetecilik faaliyetleri nedeniyle veya asılsız suçlamalarla tutuklu veya hükümlü olan tüm gazetecilerin serbest bırakılmasını talep etti.
BBC Türkçe