Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanlarından Suat Başaran, sosyal medyada yaptığı paylaşımda MHP'yi "İdeallerimizi, rüyalarımızı, sevdamızı kapattığımız bir hapishane olmuş kale…" olarak tanımladı. Bu paylaşım Suat Başaran'ın yeni partiye yeşil ışık yaktığı yorumlarına neden oldu.
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanlarından Suat Başaran, sosyal medyada yaptığı paylaşımda MHP'yi "İdeallerimizi, rüyalarımızı, sevdamızı kapattığımız bir hapishane olmuş kale…" olarak tanımladı. Bu paylaşım Suat Başaran'ın yeni partiye yeşil ışık yaktığı yorumlarına neden oldu.
Daha önce 16 Nisan Anayasa değişikliği referandumunda 10 eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı ile başlattığı "Ülkücü Tavır Hayır" platformuyla gündeme gelen ve Ülkücülerin "hayır" vermesinde etkili olan Suat Başaran, Facebook sayfasından yaptığı paylaşımda MHP'yi bir kaleye benzeterek, bunun da hapishaneye dönüştüğünü söyledi.
Bu benzetme Suat Başaran'ın, Meral Akşener'le beraber MHP'den ayrılanların kuracağı yeni partiye yeşil ışık yaktığı yorumlarına neden oldu.
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanlarından Musavat Dervişoğlu, Servet Avcı ve M. Hakan Ünser'den sonra "ağabey" pozisyonundaki Suat Başaran'ın da yeni partiye geçmesiyle birlikte MHP cephesi ciddi bir kan kaybı daha yaşamış olacak.
İşte o paylaşım:
"KALE
Tut ki bir kale MHP…
Tut ki son kale…
*****
Vatanı koruduğumuzu sanıyoruz kalede…
Hayır!..
Korunan hezeyanlar, korkular, takıntılar ve vehimler…
Hayali düşmanlar yaratıp, onlara karşı korumaya çalışıyoruz kendimizi…
Kimse kaleye saldırmıyor…
Kaleye saldırdığını zannettiklerimiz, bize yardıma gelen ülküdaşlarımız…
Yıllar yılı kaleden uzak tutulmaya çalışılan ülküdaşlarımız onlar…
Kalede olmamız mutlu ediyor düşmanı… Neden kaleye saldırsın?
Düşmanın isteği kaleyi almak değil, bizi kaleye hapsetmek…
*****
Kale ne işe yarayacak?
Kendimizi kandırmayalım; vatanı korumuyor kale…
Topraklar çoktan paylaşılmış; başkaları tarafından ekiliyor ve hasat başkaları tarafından kaldırılıyor artık…
Biz hâlâ kale derdindeyiz…
Kalede oturmuş, vatanı koruduğumuzu zannediyoruz. Aslında kendimizi kaleye hapsetmişiz; farkında değiliz…
Kale hapishanemiz olmuş…
İdeallerimizi, rüyalarımızı, sevdamızı kapattığımız bir hapishane olmuş kale…"