Kırım Haber Ajansı'na konuşan Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Andriy Sıbiga, Kırım’da da gerçekleştirilecek olan Rusya Devlet Başkanlığı seçimlerini “provokasyon olarak değerlendirdi. Büyükelçi, Kırım'daki seçimlerin yasa dışı olduğunu vurguladı.
"NETİCESİ ÖNCEDEN BELLİ"
18 Mart'ta gerçekleştirilecek olan Rusya Devlet Başkanlığı seçimleri öncesi Ukrayna Ankara Büyükelçisi Sayın Andriy Sıbiga (Andrii Sybiha) QHA’ya önemli açıklamalarda bulundu. Sıbiga, Kırım’ın işgalinin yıl dönümünde yarımadada yapılacak olan Rusya Başkanlık Seçimlerini “provokasyon” olarak değerlendirirken, “neticesi önceden belli olan” seçim sonuçlarının da gayri meşru olacağını belirtti.
Büyükelçi Sıbiga’nın QHA’ya verdiği röportaj şöyle:
"KIRIM UKRAYNA TOPRAĞIDIR, VE ÖYLE KALACAK"
"18 Mart’ta Putin rejimi Kırım’da bir provokasyon daha planlıyor, yani geçici işgal altındaki topraklarda sözde seçimlerin organizasyonu. Bu olayın en sinik (alaycı) tarafı da seçimlerin yapılacağı tarihin Kırım’ın işgalin yıl dönümüne denk getirilmesi. Bu nedenle Ukrayna ve uluslararası toplumun tutumu çok net ve sert olmalı. Birincisi; Ukrayna, geçici işgal altında bulunan Kırım Özerk Cumhuriyeti ve Sivastopol kentinde sözde seçimlerin düzenlenmesini kararlı bir şekilde kınıyor. Kırım Ukrayna’nın toprağıdır, öyleydi ve öyle kalacaktır.
İkincisi, bu seçimlerin sonuçları gayrimeşru olup hukuki açıdan hiçbir geçerliliği yoktur ve Kırım Özerk Cumhuriyeti’nin statüsü için hiçbir sonuç doğurmayacaktır. Üçüncüsü, geçici işgal altında bulunan Kırım’da sözde seçimlerin organizasyonunda yer alan kişiler Ukrayna yasalarına göre cezalandırılacaklardır, zira bu, Ukrayna mevzuatının, anayasasının, seçim yasası ve hukuki alanımızın diğer normlarının ihlali olup, aynı zamanda uluslararası hukukun, yani Birleşmiş Milletler Antlaşması, Helsinki Sözleşmesi, Budapeşte Memorandumu ve diğer bir sıra temel uluslararası hukuki belgelerin ihlalidir. Bu nedenle biz, Sayın Cumhurbaşkanımız, Dışişleri Bakanımız uluslararası topluma seslenerek, bu farsı, geçici işgal altında bulunan Kırım’daki sözde seçimleri kınama, sözde seçimlerin sonuçlarını tanımama, kendi vatandaşlarının sözde seçimleri izleme sürecinde yer almasını önleme çağrısında bulunuyoruz. Türk dostlarımıza da böyle çağrılarda bulunduk."
"KIRIMDA İNSAN HAKLARININ DURUMU KORKUNÇ"
"Kırım’da sözde seçimlerin organizasyonu, şüphesiz işgalci Rus yönetiminin Kırım’ın işgalini meşrulaştırma çabalarından biri olarak değerlendirilmelidir. Dolayısıyla, bu sahte seçimleri boykot etmeye çağıran Kırım Tatar Milli Meclisi’nin, Kırım Tatar halkının liderlerinin tutumu saygıyı hak ediyor. Gerçekten de Kırım’da insan hakları durumu korkunç. Kırım’da insan hakları ihlallerinin olumsuz etkilerini önlemek için uluslararası toplumun konsolite tutumuna ihtiyaç var. Günümüzde maalesef esas baskı hedefi Kırım Tatarları ve Ukrayna yanlısı aktivistler veya net Ukrayna yanlısı tutuma sahip vatandaşlardır. Bu nedenle Kırım Tatar Milli Meclisi’nin tutumu ve boykot çağrısı saygıyı hak ediyor. Bu, saldırgana karşı koyma (direnme) vasıtasıdır, Meclis’le dayanışma içindeyiz.Ve bizim, yani diplomatik misyonun görevi, uluslararası toplumun görevi, bugün baskıların, takribatın ana hedefi olan, acı çekenlerin haklarını korumak için elimizden geleni yapmak, bunun için gereken tüm çabayı sarf edeceğiz. İnsan hakları ile ilgili konu sürekli uluslararası kuruluşların ve kilit uluslararası siyasi aktörlerin öncelikli gündeminde olmalı.
Kırım’da planlanan sahte sözde seçimlerin şeffaflığı ve demokratikliğine inanmıyorum, onların sonuçlarını şimdiden söyleyebiliriz. Bir kez daha kaydetmek istiyorum, bu sözde seçimler yasadışıdır, onların sonuçlarının hiçbir hukuki geçerliliği yoktur, dolayısıyla bu seçimlere katılmak anlamsızdır.
Günümüzde Avrupa Birliği, ABD ve Kanada, Kırım’da sözde seçimlerin düzenlenmesini tanımama ve kınama yönündeki tutumlarını net bir şekilde açıkladılar. Ve aynı durum, yasa dışı işgalden sonra Kırım’da 2016 senesi sözde parlamento seçimlerinin düzenlenmesi sırasında meydana geldi, o zaman da uluslararası toplum, sözde parlamento seçimlerini tanımadıklarını ve kınadıklarını net bir şekilde açıklamıştı. Bu durumun bu yıl da aynı olacağından, uluslararası toplumun Kırım’daki sözde başkanlık seçimlerine de aynı tepki vereceğinden eminim ama bu kez tepkinin daha güçlü ve daha sert olacağını ümit ediyoruz."
"KIRIM TÜM DÜNYANIN GÜVENLİĞİNİ İLGİLENDİRİYOR"
"Kırım’da sözde parlamento seçimlerinin yapılmasından sonra Türk tarafının, sözde seçimleri tanımadığı yönünde resmi bir açıklama yaptığını hatırlatmak istiyorum ve bunun için Türkiye’ye sonsuz minnettarız. Türkiye’nin tutumu net ve kati olup Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve egemenliğinin kabul edilmesine ve Kırım’ın işgalinin tanınmamasına dayanıyor. Bu nedenle ilgili müracaatları Türk tarafına da gönderdik ve 2016 senesi Kırım’da sözde parlamento seçimlerinin düzenlenmesinden sonra verilen tepkinin aynısını bu sefer de bekliyoruz. Burada şunu anlamak çok önemli: Bu sadece Ukrayna tarafının tepkisi meselesi değil. Kırım’ın işgali ve bugün Donbas’ta olan durumla tüm dünyanın güvenliğine meydan okundu, uluslararası hukuk sistemine meydan okundu, uluslararası hukuk sistemine olan güven baltalandı. Bu nedenle kendine saygısı olan tüm uluslararası hukuk özneleri, devletler, Kırım’da saldırgan tarafından yapılan bu kaba ihlallere tepki göstermeliler."