Birkaç yıl önce İstanbul’a gelen Flora D. ile Ş. Ş.’nin yolları, bir hastanede kesişti. Her ikisi de bekâr olan D. ile Ş. arasında bir yakınlık başladı. Çiftin birlikteliğinde bir çocukları oldu. 3 Temmuz 2018’de dünyaya gelen çocuğa A. D. D. ismi verildi. Anne-baba bekâr olduğu için, nüfus cüzdanındaki ‘baba’ hanesine, Flora D.’nin babasının adı yazıldı. Küçük çocuk kayıtlarda Ukrayna vatandaşı görünüyor.
20 GÜNLÜKKEN TERK ETTİ
Doğumdan 20 gün sonra anne Flora D. sırra kadem bastı. Baba Ş., çocuğunu nüfusuna kaydedilmek için dava açtı. DNA raporu ile çocuğun babası olduğu kesinleşen Ş., Gaziosmanpaşa 3. Aile Mahkemesinde açtığı davada, çocuğun kendi adına kaydedilmesini istedi.
OKULA DA GİDEMİYOR
Küçük çocuk resmi kayıtlarda Ukrayna vatandaşı göründüğü için ne okula gönderilebiliyor ne babasının sağlık sigortasından yararlanabiliyor. Ekonomik durumu da kötü olan baba Ş. Ş., çocuğunun tedavisi özel hastanelerde yaptırmaya çalışıyor.
YAZIŞMALAR AYLAR SÜRÜYOR
Mahkeme, açılan dava üzerine anneye tebligat yapmak için harekete geçti. Ancak bu hiç de kolay olacak gibi görünmüyor. Özellikle, geçen yıl Ukrayna’da başlayan savaşla birlikte bu ülke ile yapılan yazışmalar aylar alabiliyor. Dışişleri Bakanlığı üzerinden yapılan yazışmalara yanıtlar ise yakın zaman önce dosyaya girdi.
ADRESİNDE BULUNAMADI
Kiev Belediyesi dahil 4 farklı kurumdan gelen yanıtların tamamında Flora D.’nin adresinde bulunulamadığı bilgisi verildi. Tebligat yapılmayınca mahkeme de ön inceleme duruşmasını dahi yapamadı.
SAĞLIK SORUNLARI YAŞIYOR
A. D. D’nin ciddi sağlık sorunları yaşadığı belirtilerek mahkemeye geçen 7 Nisan’da sunulan dilekçede “Küçük A.’nin yaşadığı birtakım sağlık sorunları sebebiyle hastanede tedavi edilmesi gerekiyor. Ancak biyolojik babasının nüfusuna kayıtlı olmadığı küçük A. ne kreş eğitime alabilmekte ne de hastanede tedavi edilebilmektedir” denildi.
DAVA BİR YIL ÖNCE AÇILDI
Babalık davasının 10 Şubat 2022’de açıldığı belirtilen dilekçenin devamında “Geçen bir yıllık yargılama sürecinde tahkikata geçilememiş, ön inceleme duruşması halen daha yapılamamıştır” ifadelerine yer verildi. Çocuğun üstün yararının gözetilmesinin gerektiği belirtilen dilekçede, ön inceleme duruşması için bir an önce gün belirlenmesi talebinde bulunuldu.
KAYDA DEĞER BİR YOL ALINAMADI
Av. Selin Tuçe Erkaymaz, “Çocuk hakları konusunda, ulusal ve uluslararası imzalanan onca metin, protokol ve temel prensipler bulunmasına rağmen iki yıla yakın bir süredir, çocuğun, baba Ş. Ş.’nin nüfusuna geçmesi için verdiğimiz mücadelede bir arpa boyu dahi yol alabilmiş değiliz. Mahkemeden sayısız defa duruşma günü talep etmişsek de mahkeme, Adalet Bakanlığı’na yurt dışında tebligatın nasıl yapılacağı konusunda hala görüş sormaktadır” dedi.