Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesine göre, 6 Eylül 2022'de 19 Mayıs Mahallesi Çamlık Sokak'ta bir çocuğun ölü bulunduğu ihbarı üzerine soruşturma başlatıldı.
Kimlik tespiti için Ankara genelindeki aynı yaştaki kayıp müracaatları inceleyen ekipler, Keçiören Şehit Mehmet Ali Özbek Polis Merkezi Amirliğine 2020 doğumlu Irak uyruklu Reyyan Hashım'ın kaçırıldığına dair ailesinin şikayeti bulunduğunu belirledi.
Aileyle irtibata geçen ekipler, öldürülen çocuğun, 2 yaşındaki Reyyan Hashım olduğunu anne ve babasının teşhisiyle kesinleştirdi.
Babası Sultan Tarıq Hashım ifadesinde, 2016'da eşi ve çocuğuyla Irak'tan Türkiye'ye geldiklerini söyledi.
Olaydan bir gün önce Demetevler'deki akrabalarını ziyaret ettiklerini, eşinin teyzesi şüpheli Muna Ellas Hıdır Hayo'nun herkesin uykuda olduğu sırada oğlunu kaçırdığını ifade eden baba Hashım, şüphelinin daha önce de çocuğunu bu şekilde alıkoyduğunu ancak o tarihteki şikayetini geri çektiğini kaydetti.
"Ağlaması üzerine boğdum"
Bunun üzerine gözaltına alınan şüpheli Muna Ellas Hıdır Hayo, olay tarihinden bir gün önce akrabasının oğlu Reyyan'ı, "dilendiği zaman daha çok para toplamak için" kaçırdığını belirtti.
Çocukla gün boyunca dilendiğini anlatan şüpheli Hayo, "Reyyan ile çeşitli yerlerde gezdikten sonra akşam saatlerinde şüpheli Taner Perçin yanıma gelerek benimle cinsel ilişkiye girmek istediğini söyledi. Taksiyle hatırlamadığım bir adrese gittik. Şüphelinin evde tek başına yaşadığını gördüm, daha sonra onunla ilişkiye girdik. Bu esnada diğer odada uyuyan Reyyan'ın ağlaması üzerine elimle ağzını ve burnunu kapatarak boğdum. Daha sonra evden ayrıldım." şeklinde ifade verdi.
"Çocuğu komple uyuttum"
Şüpheli Taner Perçin de gece saat 02.00 sıralarında Hayo'dan, ağlayarak salona gelen çocuğu susturmasını istediğini, aksi halde evinden göndereceğini söylediğini aktardı.
Bunun üzerine Reyyan'ı kucaklayarak odaya götüren Hayo'nun ne yaptığını görmek için kapı aralığında baktığını anlatan Perçin, şu savunmayı yaptı:
"Reyyan ile yattıklarını gördüm, bu esnada onlara baktığımı fark eden Muna odanın kapısını arkadan kilitledi. Daha sonra yanıma gelerek 'Çocuğu komple uyuttum' dedi. Daha sonra dış kapının sesini duyunca Muna'nın evden çıktığını fark ettim. Reyyan'ı alması için el kol işareti yaptım ancak gelmedi. Bunun üzerine yanındaki eşyalarla Reyyan'ı alarak yan taraftaki binanın önüne bıraktım. Reyyan'ı kucağıma aldığım esnada gözlerini kırparak oynattı ancak nefes alıp almadığı veya kollarını oynatıp oynatmadığını hatırlamıyorum. Daha sonra ikametime dönerek uyumaya devam ettim."
İddianamede yer verilen Adli Tıp Kurumu Başkanlığı İhtisas Kurulu raporunda, çocuğun, ağız ve burun tıkanmasına bağlı "mekanik asfiksi" sonucu öldüğü tespit edildi.
"Müdahale etmek yerine izledi"
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesinde, şüpheliler Muna Ellas Hıdır Hayo ve Taner Perçin'in, 2 yaşındaki Rayyan'ın öldürülmesinde birlikte hareket ettiklerine dikkat çekildi.
Şüpheli Hayo'nun çocuğu boğarak öldürdüğüne dair itirafının olduğu hatırlatılan iddianamede, şüpheli Perçin'in ise cinayet işlendiği sırada çocuğun kurtulması için herhangi bir eylemde bulunmadığı, suçtan kurtulmak içi Reyyan'ın cansız bedenini sokağa bıraktığı vurgulandı.
İddianamede şu tespite yer verildi:
"Şüpheli Taner'in baskısıyla şüpheli Muna'nın çocuğun nefes almasını engelleyecek şekilde ölümüne sebebiyet verdiği, şüpheli Taner'in yaşananları izlediği, şüpheli Muna'nın eylemine son vermesi için herhangi bir çaba sarf etmediği, Muna'nın kendisine 'Çocuğu komple uyuttum' demesine rağmen çocuğun yaşayıp yaşamadığını kontrol etmek yerine şüpheli Muna ile cinsel ilişkiye girdiği, şüpheli Taner'in 'çocuğun gözlerini oynattığı' beyanına göre 'bu esnada maktule müdahale edilseydi yaşayabileceği' ihtimali birlikte değerlendirildiğinde şüpheli Taner'in 'asli fail' olarak olaydan sorumlu tutulması gerekmektedir."
Şüpheli Taner'in, sağlık ekiplerine haber vermek yerine çocuğu gece vakti direğin dibine bırakarak ikametine geri döndüğü ve uyumaya devam ettiği aktarılan iddianamede, "Eylemin hazırlık, gerçekleşme ve sonuçlarından kurtulma aşamaları dikkate alındığında her iki şüphelinin olayı serinkanlılıkla gerçekleştirildiği, ruhsal bir dinginliğe ulaşıldığı ve gerçekleştirilen eylemin sonucundan herhangi bir rahatsızlık duyulmadığı, şüphelilerin eylemlerini işlerken sebat gösterdikleri ve sonuç olarak atılı suçu iştirak halinde işledikleri tereddütte yer bırakmayacak şekilde ortadır." denildi.
İddianamede, bu kapsamda şüphelilerin, "çocuğu kasten öldürmek" suçundan "ağırlaştırılmış müebbet" hapisle cezalandırılması talep edildi.