Tuvaletlere neden 100 Numara deniyor? Parfümün ilk ismi neydi?

Bugün Dünya Tuvalet Günü.. Tuvaletlere neden "100 NUMARA" diyoruz. Gazeteci Sedat Kaya'dan içi bilgi dolu enfes bir yazı size...

Bugün Dünya Tuvalet Günü.
İlk insanın doğada, çalı çırpının arasında gidermek zorunda olduğu ihtiyacından, medeniyetin tuvalet kültürüne evrildiği uzun bir yolculuktur bu..
Binlerce yıl önce Sümerler, oturarak kullanılan ilkel tuvaletleri keşfetti. Ardından Mısır ve Hindistan medeniyetleri, atıkları uzaklaştırma yöntemiyle bu geleneği geliştirdi. Anadolu'daki antik uygarlıklar ve Eski Yunan ise tuvaletlerde suyun akışını kullanarak atıkların taşınmasını sağlayan sistemler kurdu. Efes’teki antik tuvaletler, bu mirasın halen yaşayan tanıkları.

Roma, bu teknolojiyi Avrupa’ya tanıttı ancak Orta Çağ’ın karanlığı, hijyen ve bilimi es geçip, şehirleri pislik ve hastalık yuvasına çevirdi.
Avrupalılar tuvaletlerini oturaklara yapıp camdan sokağa döker, soylular, bu nahoş sürprizden korunmak için dev şemsiyelerle dolaşırdı.
Sokaklarda yürüyenler, başlarına boca edilmesini önlemek için “Heed your hand!” (Elindekine dikkat et!) diye bağırarak ilerlerdi. İskoçlar ise bu işte daha kibar davranır, “Gardly loo!” (Dikkat et!) derdi. Fransızlar da “Gardez l’eau” diyerek aynı uyarıyı yapardı.
Hatta daha nazik olanlar, sokakta kimseyi rahatsız etmemek adına, lazımlığı boşaltmadan önce “Alerteee” diye seslenirdi.
Bu gürültülü boşaltımlar ve çevreyi saran kötü kokular, Fransızların parfümü icat etmesine neden oldu. “Eau de Toilette” yani “tuvalet suyu” da işte bu dönemden kalmadır.

Osmanlı’nın Paris elçisi Yirmi Sekiz Mehmet Çelebi, Fransızların her tuvalet sonrası üzerlerine su gibi parfüm döktüklerinden bahseder. Ne var ki, parfüm ve dışkı kokusu birbirine karıştığında ortam daha da dayanılmaz olurdu.
Dilimize yerleşen “tüy dikmek” deyimi bile bu dönemde Versailles Sarayı’nda yapılan uygulamalardan gelir.
Uşaklar, koridor köşelerine yapılan pisliklere tüy diker, birkaç gün sonra sertleşen dışkıyı tüyden tutarak dışarı atar ve yine o tanıdık “Alerteee!” sesini yükseltirdi. Bunu gören Mehmet Çelebi, bu deyimi Osmanlı’ya taşımıştı.

O dönemde Avrupa’da idrar ve dışkıdan korunmak için geniş şapkalar takılırdı; fötr şapkanın bu kökeni ilginçtir. Avrupa modern tuvalet ve hijyen sistemlerine ancak 20. yüzyılda geçebildi.

Gelelim bizim kültürdeki tuvalet isimlerine. WC, İngilizce “Water Closet” yani su dolabı anlamına geliyor. Klozet, Fransızca “küçük kapalı yer” demektir.
“Hela”, “kenef” ve “abdesthane” kelimeleri zaten dilimize yerleşmiş.
Peki, “100 numara” ifadesinin kökeni nedir?
Fransızlar otellerde her odaya numara verirken, tuvaletleri “00” ile işaretler, yani numarasız bırakır.
Cumhuriyet dönemi Fransa'ya giden bizim bürokratlar ve zenginler "00" yani "sans numero"yu, "cent numero” yani 100 numarayla karıştırılmış.
Ülkeye döndükten sonra tuvalete 100 numara demeye başlamışlar.
Bu yanlış anlama sonucu, tuvaletlere “100 numara” demek, dilimize Cumhuriyet dönemiyle yerleşti.
Dil bazen ishal olur, söz de kenefe düşer derler.
Bugünlük bu yazı da ortaya böyle düştü.

Türkiye Haberleri