Tutuklu iki Boğaziçili öğrenciye tahliye!

Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanmasının ardından başlayan eylemlerde gözaltına alınan ikisi tutuklu 7 Boğaziçili öğrenci bugün hakim karşısında çıktı. Mahkeme Doğu Demirtaş ve Selahattin Uğuzeş'in tahliyesine karar verdi.

HAZAR DOST

Prof. Dr. Melih Bulu’nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kararıyla Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanmasının ardından başlayan eylemlerde yüzlerce kişi gözaltına alınırken, ikisi Boğaziçi Üniversitesi’nden toplam 10 üniversiteli tutuklandı. İstanbul 21'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde ikisi tutuklu yedi öğrenci ilk kez hakim karşısına çıktı. Bağımsız Milletvekili Ahmet Şık, TİP milletvekili Barış Atay ve CHP Milletvekili Sera Kadıgil de davayı takip etti. Mahkeme salonunda öğrencilerin aileleri, uluslararası diplomatlar, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ve İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da vardı. Duruşma salonundan gelişmeler şöyle:

- Yargılanan öğrencilerin avukatı Levent Pişkin, dışarıda bekleyen öğrencilere, yargılama sürecini anlattı. Öğrenciler, Metris Cezaevi'nden tahliye edilecek olan arkadaşlarını almak için hep beraber adliyeden çıktı.

- Tutuklu arkadaşlarına destek olmak için Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi önünde toplanan üniversiteliler, tahliye kararı sonrası alkışlarla slogan attı.

- Duruşma 5 Temmuz 2021'e ertelendi.

- Hakim, tutuklu öğrenciler Selahattin Can Uğuzeş ve Doğu Demirtaş'ın tutuksuz yargılanmasına, konut terketmeme tedbiri olan iki öğrencinin tedbirlerinin kaldırılmasına karar verdi.

- Duruşmanın sonlarına doğru gelirken, savcı, Selahattin Can Uğuzeş ve Doğu Demirtaş'ın tutuklu yargılanmasının devamını talep etti.

- Avukat Arkın Hürtaş, savunmasını tamamlarken, ''Hazreti İbrahim, putları yıktıktan sonra idamına karar verilir. Ateş yakılır, karıncalar sular taşır. Karıncalara işe yaramayacağı söylenenince 'Tarafımız belli olsun' derler. Bizim tarafımız belli, hakikatin tarafındayız'' dedi.

- Avukat Arkın Hürtaş, ''İddianamenin dokuzuncu sayfasının ilk paragrafında yapılanlar, bulgu bulamadığı için herhangi bir maddi açıklama yok'' dedi. Hürtaş savunmasına İslam Tarihi üzerinden yaptı, Hürtaş'ın savcının iddianamesine verdiği savunma, mahkemede gülüşmelere neden oluyor.

- Boğaziçi öğrencilerini hedef gösteren haberler üzerine, ''Toplumu düşmanlığa sevk eden bir şey varsa o da Yeni Şafak'ın haberidir. O zaman yargılanması gereken, Yeni Şafak'ın haber müdürü ve yazı işleri müdürüdür'' diyen avukat Levent Pişkin, ''Hristiyanların dini din değil mi? Noel Baba sünnet edildi. Kabe'yi yediler bu ülkede, Kabe maketi yaptılar. Bunun adı şirk koşmaktır'' diyerek savunmasını sürdürdü.

-Levent Pişkin, tanık olarak tutanak tutan güvenlikler hakkında, ''İfadelerinde görmediklerini ve orada olmadıklarını söylüyorlar ama tutanakta imzaları var. Bu suçtur. Bu, evrakta sahtecilik suçudur'' diye konuştu. Boğaziçi öğrencilerini ''Toplumu düşmanlığa sevk eden bir şey varsa o da Yeni Şafak'ın haberidir. O zaman yargılanması gereken, Yeni Şafak'ın haber müdürü ve yazı işleri müdürüdür"

-İddianame üzerine, ''Bu iddianame bir hukukçunun yazacağı bir iddianame değil. Eğer 'kadı' rejimi altında yaşıyorsak, o zaman ona göre yaşayalım. Bu iddianame, 'eşcinselliğin haram olduğunu' da söyleyerek bir yazı yazmış''

- Mahkemeye verilen 15 dakikalık aranın ardından Selahattin Can Uğuzeş'in avukatı savunma yaptı. Avukat, ''İfade özgürlüğünün kendisi yargılanıyor. Usule dair bir kaç şey söyleyeceğim. Olay günü, soruşturma dosyası olmadan gözaltına alınmış, deliller toplanmamıştır'' dedi.

- Savunma yapan avukat, ''İki kadın iki erkek olarak bir odaya kapatıldıktan sonra, gelen güvenlik görevlileri tarafından teşhis edildiğini biliyoruz. Bu teşhis usulen yanlıştır. Bunun ''Nasıl teşhis yapılmaz?'' örneği olarak barolarda gösterilmelidir'' dedi.

-Savcı, Senanur Baş'ın ev hapsi cezasını, haftada bir gün karakola imza şeklinde değiştirilmesini istedi.

- Mahkeme başkanının LGBTİ soruları sorması üzerine avukatlar, ''LGBTİ olmak kötü bir şey mi? Osmanlı'da yok muydu? Tarihimizde yok mu?'' dedi.

-Mahkeme başkanı avukatların savunmasını, "Kısa keselim, salgın koşulları uzatmayalım" diyerek kesmeye çalıştı. Avukat savunmaya yapmaya devam etti:

"Yapılan sanat sergisi, küçük sayıdaki insanlara hitap etti. Sergiye çok az insana geldi. Bu olay Twitter'da saptırılmasaydı, bu olay bu kadar büyümeyecekti" derken ev hapsi alan öğrencilere değindi. Avukatlar, ''Elektronik kelepçe uygulaması, kadın cinayetleri 10 yılda 201, son bir ay da 40 tane elektronik kelepçe takılmış. Sadece öğrencilere mi takılıyor?

-Öğrencilerin avukatlarından, "Hukukun bu kadar yerlerde olmasından, bu öğrencilerin yargılanıyor olmasından utanıyorum. Bu iddianame hukukun yüz karasıdır" dedi.

-Senanur Baş'ın avukatları savunma yaptı. Verilen ev hapsi tedbirinin özgürlük kısıtlayıcı olduğu belirten avukatlar, "Ceza verseniz dahi infazı olmayacak bir suçtan özgürlükleri kısıtlama ve tutuklama olmaz" diyerek beraat istedi.

-Mahkeme başkanı "Çok detaya girme" deyince, Sena Baş ev hapsinde olduğunu belirterek kelepçesini gösterdi. Sena Baş, "Aylardır evdeyim, kiramı ödeyemiyorum, taciz ediliyorum. Söyleyeceklerimi söylemek istiyorum" dedi

- "Bizleri hedef gösteren Yeni Şafak'ın haberinde üzerinde tepindiğimiz söyleniyor. İnsanları asıl halkı kin ve düşmanlığa sevk edenler onlar"

-Öğrencilerin tutuklanması gerekçesi olan resim mahkemede açıldı.

-Selahattin Can Uğuzeş savunma yapıyor. Uğuzeş, "Resmin asıldığını hatırlamıyorum. Halkın herhangi bir kesimine hakaret etmek gibi bir amacım yoktu. Polislerin beni aradığını öğrendim, ifade vermeye kendim gittim. Bana getirdikleri tutanakta, 'Biz dört kişi resmi asmışız, başka bir arkadaşımla ben resimden sorumluymuşuz' gibi şeyler yazıyordu. İmzalamadım" dedi.

-Eseri kimin getirdiğini bilmediğini söyleyen Doğu Demirtaş, "Eseri güvenliğin astığına dair görüntüler var" dedi. Öğrencilerin avukatı, "Resmi asan kişinin güvenlik görevlisi olduğunu söylüyoruz" derken serginin başka resimlerini mahkeme başkanına gösterdi.

Savunma, "Güvenlik görevlileri, Doğu ve Selahattin'in astığını iddia ediyor. Elimizdeki fotoğrafta güvenliğin LGBTİ bayrağını astığı görülüyor" diyerek resmi güvenliğin astığını kanıtlayan resmi gösterdi.

Biz hepimiz okumuş insanlarız, 'Bunun müslümanlara aykırı olduğunu söylediğimiz halde kaldırmadılar' diyorlar. Ama biz laik bir ülkedeyiz" dedi.
-Mahkeme başkanı LGBTİ üyeliğin var mı? diye sorunca salonda gülüşmeler oldu. Doğu Demirtaş, "Üyeliğim yok ama arkadaşlarım var" dedi

-Tutuklu öğrencilerden Doğu Demirtaş savuma yapıyor. Rektörlük protestoları sırasında polis sert müdahale ettiği için biz de okul içinde sergi yapmaya karar verdik. Hiçbir güvenlikle bir ilişkim olmadı, tanımıyorum. Kimin astığını bilmiyorum. Resim anonim bir eser. Kimseyi kin ve nefrete sürükleme gibi bir amacım yoktu. Suçlamaları kabul etmiyorum.

-Öğrencilerin avukatı Levent Pişkin, "Levent Pişkin, savunma yapıyor. Pişkin, "Hukuki bir değerlendirmeden ziyade şeyhi göndermelerde anayasanın ikinci maddesindeki laik hukuk devleti maddesini açık ihlalle hazırlanmış bu iddianamenin iadesini talep ediyoruz. Davaya konu eser göz önünde alındığında içeriği itibariyle toplumda hiçbir tepki meydana gelmediği, açık ve yakın bir tehlikenin ortada olmadığı için bu ifade özgürlüğüdür" diyerek beraat talep etti.

-Öğrencilerin avukatı Levent Pişkin, savunma yapıyor. Pişkin, "Hukuki bir değerlendirmeden ziyade şeyhi göndermelerde Anayasa'nın ikinci maddesindeki laik hukuk devleti maddesini açık ihlalle hazırlanmış bir iddianameyi CMK 170'e aykırı olduğundan, iddianamenin iadesi mümkün olduğundan, iadesini, davaya konu eser göz önünde alındığında içeriği itibariyle toplumda hiçbir tepki meydana gelmediği, açık ve yakın bir tehlikenin ortada olmadığı, ifade özgürlüğü anlamında kaldığı, CMK 203/9 gereğince beraatini talep ederiz.

LGBTİ bayrağı suç sayıldı

-İddianamede, Boğaziçi LGBTİ kulübüne yapılan baskında ele geçirilen LGBTİ bayrağı da suç sayıldı.

İddianame Yeni Şafak haberinden

-İddianame okunmaya başladı. Yeni Şafak gazetesinde yayınlanan Boğaziçi Üniversitesi haberi, iddianamenin iskeletini oluşturuyor. İddianamede, öğrencilerin tutuklanmasına neden olan Kabe görselinin detayları anlatılıyor. Kabe'nin kutsal değerleri ve anlamına da iddianamede yer verilmiş.

-Tutuklu öğrencilerinin avukatı Levent Pişkin iddianamenin geri iadesini talep etti. Mahkeme başkanı, "İddianame zaten kabul edildi" dedi. Mahkeme başkanı, tüm tanıkları ifadeleri duyamacağı bir yere götürülmesi istedi.

-Mahkeme öğrencilerin kimlik tespitiyle başladı.

Mahkeme Başkanı: Salona 20 kişi alırım

Dava öncesi öğrencilerin arkadaşları, aileleri ve avukatlarının bekleyişi sürüyor. Mahkeme başkanı, salona 20 kişinin alınacağını söyledi.

Boğaziçili öğrencilere destek olmak için CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP milletvekili Ali Şeker, HDP milletvekili Hüda Kaya, Bağımsız Milletvekili Ahmet Şık ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da Çağlayan Adliyesi'ne geldi.

CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, öğrencilerin toplanmaları ve mahkeme salonuna girmesine izin verilmesi için emniyet amiriyle görüştü. Polis, "Basın açıklaması burada yapılacak. Sonra dağılacaklar. İçeri de en fazla 20 kişi alırım" dedi.

"Suçlular, haksız yere tutuklanan öğrenciler değil bu tahriki yapan kişilerdir"

İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde görülecek dava öncesi polis toplanılabilecek tüm alanları kapattı. Polisler, Kağıthane Kaymakamlığı'nın toplanma eylemlerinin yasakladığına dair belgeyi milletvekillerine verdi.

CHP milletvekili Ali Şeker, "Suçlular, haksız yere tutuklanan öğrenciler değil, bu tahriki yapan kişilerdir"

Ne olmuştu?

30 Ocak’ta, Bulu’ya yönelik eylemlerini okul içinde sürdüren öğrenciler, üniversitenin içinde açılan bir sergide yer alan LGBTİ+ bayraklı Kâbe görselinin sosyal medyada tepki görmesinin ardından hedef haline geldi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Diyanet İşleri Bakanı Ali Erbaş'ın da sosyal medyadan tepki göstermesinin hemen ertesinde öğrencilerin yaptığı sergiyi halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama” suçundan soruşturma başlattı. 31 Ocak’taOlayla ilgili beş üniversiteli gözaltına alınırken, aynı gün çıkarıldıkları mahkeme, Selahattin Can Uğuzeş ve Doğu Demirtaş’ın tutuklu yargılanmasına, iki kişinin de ev hapsi tedbiriyle serbest bırakılmasına karar verdi.

Uğuzeş ve Demirtaş, tutuklanmalarına neden olan ”Kâbe” görselini yapmadıklarını, yalnızca sergiyi düzenleyen kişiler olduklarını söylemelerken ifadelerinde,“Eserler bize elektronik posta yoluyla gönderildi, biz de hiçbir düzenleme yapmadan çıkartıp sergiye astık” demişti.

İki öğrencinin tutuklanmasının ardından arkadaşlarına gönderdikleri mesajda, ''Bundan sonrası sizde'' demiş bunun üzerine Boğaziçi Dayanışması, 1 Şubat'a destek eylemi çağrısında bulundu. 1 Şubat'ta Boğaziçi Üniversitesi çevresinde yapılan eylemlerde 108 öğrenci gözaltına alındı. Akşam saatlerinde ise okul içinde eylem yapan öğrencilere polis müdahale etti, 58 öğrenci daha gözaltına alınırken, 1 Şubat'ta toplam 166 öğrenci gözaltına alınmış oldu.

Türkiye gündeminden uzun süre inmeyen Boğaziçi eylemleri kapsamında ikisi Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi toplam 11 kişi farklı günlerdeki eylemlere katıldıkları için tutuklandı. Savcılığa yapılan itirazlar ve tutukluluk durumu değerlendirmelerinin ardından ise üç öğrenci tahliye edildi. Sürecin sonunda sekiz öğrenci hala tutukluyken, 20'den fazla konut terketmeme cezası bulunan öğrenci bulunuyor.

Türkiye Haberleri