Hatay’ın Antakya ilçesinde çalıştırılan Suriyeli çocuklar için yapılan araştırmaya katılan bir patron, çocukları daha çok kâr elde etmek için çalıştırdığını itiraf etti. Aylık 4 bin 500 TL’den fazla masraftan kurtulduğunu söyleyen patron, “Sadece ben çalıştırmıyorum herkes çalıştırıyor. Devlet ceza yazacaksa hepimize yazmalı. Biz de zamanında çalıştık ve kendi kazancımızı düşünmek zorundayız” dedi. Araştırmaya katılan Suriyeli çocuklar ise patronlarının kendilerini dövdüğünü dile getirirken, en büyük hayalleri sorulduğunda işe gidip gelirken yoruldukları için “Bisikletim olsun isterdim” yanıtını verdi.
Kocaeli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi Bölümü Yüksek Lisans Öğrencisi Nihat Kireçdağ, 7- 27 Ağustos 2016 tarihinde yaptığı “Suriyeli Çocuk İşçiler: Antakya’da Bir Alan Araştırması”nı Türk Tabipleri Birliğinin Mesleki Sağlık ve Güvenlik dergisinin son sayısında makale olarak kaleme aldı. Kireçdağ’ın aktardığına göre araştırmasına 50 Suriyeli çocuk işçi, çocuk işçileri çalıştıran 1 patron ve Suriyeli çocukların gittiği okuldan 3 müdür katıldı. Araştırmaya katılan tekstil atölyesi patronu, “Bunca hukuki yasaklara rağmen neden çocuk işçi çalıştırıyorsunuz?” sorusuna şu şekilde yanıt verdi: “Daha önceleri Türk işçilerden overlokçuya 200 TL haftalık, makineciye 250 TL haftalık veriyordum. Atölyemde 3 overlokçu ve 4 makineci çalışmaktadır. Aylık olarak hepsinin maliyetini hesapladığınızda 6 bin 400 TL yapmaktadır. Şimdi ise bu işi 14-15 yaşındakiler de yapabiliyor, işi onlara öğretmek sadece bir ayımı aldı ve şu anda çok iyiler. Overlokçuya verdiğim ücret 50 TL, makineciye verdiğim ücret ise 70 TL’dir. Bunu hesapladığımızda ise 1720 TL yapıyor. Bu hesaplamalara göre aylık 4 bin 500 TL’den fazla masraftan kurtulmuş oluyorum. Sadece ben çalıştırmıyorum herkes çalıştırıyor. Devlet ceza yazacaksa hepimize yazmalı. Bu da imkansız. Biz de zamanında çalıştık ve kendi kazancımızı düşünmek zorundayız” yanıtını verdi.
HAFTADA 20 LİRA VE PATRON DAYAĞI
Araştırmaya göre Antakya’da çalışan 50 çocuk işçinin 25’i 50 liranın altında haftalık ücret alıyor. Çocukların aldığı en düşük haftalık ücret 20 lirayken, en yüksek ücret 120 lira. Araştırmaya katılan çocuk işçilerin aldığı haftalık ücretin ortalaması ise 60 lira 50 kuruş. Çocukların yüzde 80’i günde 12 saatin üzerinde çalışırken, geriye kalan yüzde 20’lik kısım sabahları okula gittiği için işe öğleden sonra başlıyor. Okula giden çocuklar hafta içleri 7 saat, Cumartesi günleri 12 saat çalışıyor. Çalışan çocukların yüzde 88’i işe yürüyerek gitmek zorunda. Çocukların yüzde 58’i işyerindeki yemek ihtiyaçlarını kendi karşılıyor ve yemeklerini evden getiriyor.
Araştırmaya katılan çocuklara “Yaptığınız iş nasıl?”diye sorulduğunda, çocukların yüzde 98’i “Pis, yorucu, zor” yanıtlarını verdi. Çocukların yüzde 52’si “Patronunuz size nasıl davranıyor?” sorusuna “Patron bizi azarlıyor, kızıyor, dövüyor ve çok sert” cevaplarını verdi.
‘BİSİKLETİM OLSUN İSTERDİM’
Çocukların yüzde 50’si “Sinemaya gidiyor musun? Kitap okuyor musun? Spor yapıyor musun? Televizyon izliyor musun? Arkadaşlarınla oyun oynuyor musun?” sorularına, işten sonra yorgun çıktıkları için yapamadıkları şeklinde cevap veriyor. “Şu an ne isterdin, nerede olmayı ve ne yapmayı hayal ederdin?” sorusuna çocukların çoğu işe gidip-gelirken çok yorulduklarından dolayı “Bisikletim olsun isterdim” yanıtını verdi.
ÇOCUKLAR OKULA KABUL EDİLMİYOR
Araştırmaya katılan bir okul müdürü, Suriyeli çocukları okula aldıktan sonra velilerin şikayetçi olduğunu anlatıyor:
“MEB bize göndermiş olduğu bir bildiride Suriyeli öğrencileri okula kaydedebileceğimizi söyledi. Dolayısıyla herhangi bir yasal engel yoktur. Ancak bu bildiride zorunluluk söz konusu değildir, tamamen müdürlerin iradesine bırakılmıştır. Önceki yıllarda Suriyeli öğrencileri kabul ettik ancak Suriyeli öğrencilere eğitim verecek Arapça bilen hocalarımız çok azdı. Bunun yanı sıra okulun kapasite yetersizliği vardı. İkili eğitime gitmek istedik bu sefer velilerin baskısıyla karşı karşıya kaldık. Velilerin birçoğu, Suriyeli öğrenciler okulun sosyal dokusunu bozuyor gerekçesi ile onların kendi çocuklarıyla aynı okulda okumasını istemiyor. Bütün bu sorunlardan sonra öğrenci kabul etmemeye başladık."