İşte Sağlar'ın o yazısı;
Türkiye İstatistik Kurumunun, 18 Eylül 2019 gün ve 30755 sayılı haber bültenine baktığımızda, açıkladığı 2018Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırmasıyla Türkiye’nin içinde bulunduğu acı tablo tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriliyor…
Üzerinde türlü şaibeler olmasına karşın yine de ülke gerçeklerini bize veri olarak aktaran en önemli devlet kurumu olan TÜİK’in içinde bulunduğumuz bu kötü gerçeği göstermek zorunda kaldığı belli!
Muhtemelen iyileştirmeler ve bazı düzeltmeler yapmış olmasına rağmen, açıklanan rakamlar, Türkiye’nin gidişatının iyi olmadığını ve bundan böyle yaşam koşullarının daha da zorlaşacağı sinyallerini veriyor.
Ancak hemen eklemek gerekir ki; AKP 16 yıl boyunca gerçek ötesi (Post Truth) yalanlarıyla gizlediği gerçek ve de doğruları, ele geçirdiği medya aracılıyla oluşturduğu sahte algını arkasında artık saklayamıyor…
Son Yerel seçimlerde yurttaşlar, bu siyasi yalanlara kanmadıklarını verdikleri oylarla açıkladılar!
Şu anda AKP, yerel yönetimlerde iktidar değil!
Genel yönetimde de işi zor!.
Ekonomi çökmekte.
Tüm veriler bu tehlikeli gidişatı net bir şekilde gösteriyor.
Öyle ki; Onlarca ekonomi gazetecisi ve de yazarı, “Türkiye’nin ekonomik çöküşte olduğunu” yazdıkları, konuştukları ve de sosyal medyada paylaştıkları nedeniyle yargı önüne çıkarılıyor!!
Ancak hâlâ bazı TV programlarında AKP yandaşı siyasetçi, gazeteci, akademisyenlerin ülkedeki ekonomik çöküntünün TÜİK tarafından mecburen açıklanmasından hiç hoşlanmadıkları görülüyor...
Kariyerlerine yakışmayan bir şekilde “TÜİK böyle bir şey açıklamadı.” aldatmacasına başvurmaktan da kaçınmıyorlar.
Oysa her defasında doğru söylemediklerinin yüzlerine vurulması, AKP’ye daha çok puan kaybettiriyor farkında değiller…
Gelelim TÜİK’in” 2018Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırmasına!”
Araştırma sonuçlarına göre;
En yüksek gelir grubunun toplam gelirden aldığı pay %47,6 olmuş.
En yüksek gelire sahip ilk yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay, bir önceki yıla göre 0,2 puan artarak %47,6’ya yükselirken,
En düşük gelire sahip yüzde 20’lik grubun aldığı pay, 0,2 puan azalarak %6,1’e düşmüş…
Toplumun en zengin %20’sinin gelirinin, en yoksul %20’sinin gelirine oranı ise 7,5’den 7,8’e yükselmiş.
Yoksulluk oranı %13,9 olmuş.
Belirlenen yoksulluk sınırına göre, yoksulluk oranı bir önceki yıla göre 0,4 puanlık artış ile %13,9 olmuş.
Sürekli yoksulluk oranı %12,7 olmuş.
Okur-yazar olmayanların %27,5’i, yükseköğretim mezunlarının %2,2’si yoksul.
Hesaplanan yoksulluk oranına göre;
Okur-yazar olmayanların %27,5’i, Yükseköğretim mezunları ise %2,2 ile en düşük yoksulluk oranında..
Yukarıdaki veriler ışığında;
Konut masraflarını karşılayamayan 53 milyon yurttaşımız,
Borcunu ödeyemeyen 48 milyon yurttaşımız,
Et bulamayan 26 milyon yurttaşımız,
Kışın evini ısıtamayan 12 milyon yurttaşımız olduğu tespit ediliyor!
AKP ekonomi yönetiminde tercihini insan ve emekten yana yapmadı.
Adil paylaşımı yok eden yandaş sermayenin vahşi çıkarı için çalıştı.
Borç aldı!
Alınan 450 milyar doları geçkin borcu üretim ve istihdam için kullanmadı.
Sanayileşme yerine bina, yol, köprü ve hizmet sektörüne ağırlık verdi.
Şimdi yurttaşlar; geçmediği köprü, yatmadığı hastane, gitmediği havaalanına para ödüyor.
AKP sözüm ona 50 milyon dolar bulamadığı için Ülke güvenliğini sağlayan Tank Palet fabrikasını satıyor.
Alınan dış ve iç borcun günlük faizi 50 milyon dolarların ödenmesini takip etmek adına Cumhuriyet tarihinde ilk kez Borçlanma Genel Müdürlüğü kuruluyor.
Tıpkı geçmişteki Duyumu Umumiye gibi…
Sonuç; devletin kurumu TÜİK bile Türkiye’nin yoksulluk içinde kıvrandığını maalesef açıklamak zorunda kalıyor!. Durum vahim!