Zehirli gemi Nae Sao Paulo’ya ait tehlikeli madde envanter raporunun güvenilir olmadığını haftalardır dile getiren çevre ve işçi hakları gruplarının yarattığı farkındalık sonucu Türkiye, Brezilya yetkili makamlarından Brezilya sınırları dahilinde yapılacak yeni bir analiz talep etti. Ancak Brezilya yeni analizin kendi karasularında yapılmasını reddetti ve yeni tehlikeli madde envanterinin Türkiye girişinde yapılmasının “uygun olduğuna” dair gemiyi satın alan Sök Denizcilik’in Brezilya’daki aracı firmasına bir yazı iletti.
Geminin Brezilya'ya iadesine dair herhangi bir girişim yok
Türkiye'nin talebine rağmen, ne Brezilya yetkili makamları, ne Brezilya donanması ne de SÖK firması, geminin Brezilya’ya iade edilmesi için şu ana kadar herhangi bir girişimde bulunmadı.Afrika kıyılarında son sürat ilerleyen Nae Sao Paulo ise bugünlerde Cebelitarık Boğazı'ndan sadece birkaç gün uzakta. Basel Sözleşmesi’nin zorunlu kıldığı Cebelitarık yakınlarındaki sulardan geçiş için İspanya, Birleşik Krallık ve Fas’a gerekli bildirimlerin yapılmamış ve gerekli izinlerin alınmamış olması da dikkat çekti.
Sao Paulo, Brezilya’da 4 Ağustos’ta hakkında çıkan mahkeme kararından sadece birkaç saat sonra aceleyle denize çekilmiş ve yolculuk planından saparak Brezilya sahiline yakın ilerlemek yerine Hollanda bandıralı Alp Center adlı römorkör tarafından doğuya doğru yüzdürülerek mümkün olan en kısa sürede Brezilya topraklarından çıkarılmıştı.
'Konvoy Brezilya’ya tam yol geri dönmeli'
Konuyla ilgili görüş bildiren Greenpeace Akdeniz Proje Lideri Gökhan Ersoy, şunları söyledi:
"Türkiye’nin yeni bir analiz talebinde bulunması kesinlikle umut veren bir gelişme ancak toplumsal muhalefetin ağzına sürülmüş bir parça bal olmamalı. Gerçek bir anlam ifade etmesi için Türkiye ilk raporu artık kabul etmediğini ve şartlı izin koşullarının da ortadan kalktığını net bir şekilde ifade etmeli. Brezilya makamları ve şirket bu karar doğrultusunda işbirliğine yanaşmıyorsa transit ülkelerle resmi yazışmalar hemen başlamalı ve konvoy Brezilya’ya tam yol geri dönmelidir."
Basel Eylem Ağı Genel Müdürü Jim Puckett, "Türkiye, hiçbir koşulda bu yeni araştırmanın Türkiye'de veya Brezilya dışındaki herhangi bir ülkede yapılmasını kabul etmemelidir" dedi. Puckett, "Basel Anlaşması uyarınca, tehlikeli maddelerin tam envanteri ihracat öncesinde çıkarılmış olmalıydı" diye konuştu.
İstanbul Sağlık ve Güvenlik Çalışma Gözlemcisi Aslı Odman da bu fikre katılıyor
"Brezilya hükümetinin, transit ülkeleri uyarmadan, mahkeme kararını dinlemeden, Türkiye'nin bu tür ithalatlara karşı yasaları olup olmadığını kontrol etmeden yola çıkma telaşı, Türkiye'nin bu gemiyi topraklarımıza kabul etmesinin mazereti olamaz. Bu zehirli gemi, hemen geri dönmeli. Akdeniz'e bile girmesine izin verilmemeli."
1 ton zehir kaç hayat eder?
Aslı Odman, şöyle devam etti:
"2018 yılında İzmir'in Aliağa ilçesi Nemrut Körfezi'nde fuel oil kaynaklı çevre felaketine sebep olan Harrier isimli kuru yük gemisiyle ilgili skandalı da hatırlattı. Norveç’ten Güney Doğu Asya sahillerine doğru maceralı ve yasadışı bir söküm işlemine yol alırken yetkili makamlar tarafından yakalanmış ve en son Aliağa’da SÖK Denizcilik tesislerine gönderilmesine izin verilmişti. Söküm tesisine girmeden neden olduğu petrol sızıntısı nedeniyle korkunç bir çevre felaketine neden olan gemi, Türkiye tarafından ağır maddi yaptırımla cezalandırıldı ancak deniz ekosistemine verilen zararı tazmin etmek mümkün olmadı.
Tehlikeli atık envanterinin Türkiye'de yapılması planlanan Sao Paulo için durum daha da riskli. İkizi Clemenceau’da en az 760 ton asbest ve PCBs, PCTs, PBBs gibi kirleticilerin maksimum potansiyelinin 330 ton olduğu Greenpeace raporunda tespit edilen ve Fransa'da nükleer denemelerde görev aldığı bilinen gemi, tehlikeli atık kapasitesi açısından patlamaya hazır bir bomba gibi.Özellikle toksik, kanserojen ve ekotoksik madde sınıfına giren, Dünya Sağlık Örgütü tarafından miktar belirtilmeksizin sağlığa zararlı olduğu bildirilen asbest ve asbestin yanı sıra kurşun, kadmiyum gibi ağır metaller geri dönüşü mümkün olmayan çevre, halk ve işçi sağlığı tehdidine yol açacak."
'Kara kutu görünümündeki şaibeli yapı'
İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, 30 Haziran 2022’de Avrupa Birliği Çevre Ajansı’nın AB Gemi söküm mevzuatının beşinci yılı revizyonu vesilesi ile açtığı ‘kanıta çağrıya’ (Call for Evidence) mevzuatın AB dışı muhatabı olarak bir rapor iletmiş ve bu raporda Sök Denizcilik dahil Aliağa’dan sekiz tersanenin sahip olduğu AB sertifikalarının zemini olan denetimlerin kapsamadığı ciddi çevre ve işçi sağlığı sorunlarının altını çizmişti. Özellikle, usule uygun resmi asbest bertarafı rakamlarının senede 100’den fazla gemi sökülen sektör için çok düşük gözüktüğü; sertifika sahibi tersanelerin, sertifikalarından gelen bağlarını kullanarak satın aldıkları gemileri kendilerine ait sertifikasız tersanelere daha ucuz ve güvencesiz şartlarda sökülmeye sevk ettiğine dair önemli bulgular içeren rapor, Aliağa gemi söküm tesislerinin hesap verebilirlik ve şeffaflık açısından tam bir kara kutu görünümündeki şaibeli yapısını ortaya koyuyordu.
Tehlikeli atıkların bertarafı hala tartışmalı bir konu olduğundan Sao Paulo’da söküm işlemi öncesi ve sonrasındaki tüm uygulamaların yol açacağı tazmini mümkün olmayan hasarlar düşünülerek Türkiye'nin atması gereken tek adım şartlı ihracat kararını iptal etmek olacaktır.