Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) heyetiyle gittikleri gıda fuarında, eşiyle birlikte Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Dubai şehrinde gözaltına alınan Türkmen-Der eski Genel Başkanı işadamı Mehmet Ali Öztürk’ten 1 haftadır haber alınamıyor. CIA ve BAE istihbaratınca gözaltına alındığı ileri sürülen Öztürk’ün nerede ve ne için gözaltında tutulduğu bilinmezken, işadamının Abu Dabi’deki CIA üssüne götürüldüğü iddia ediliyor.
Suriye ve Irak’taki yardım faaliyetleriyle bilinen işadamı Mehmet Ali Öztürk, eşi E. Öztürk ile birlikte Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) heyetiyle gittikleri Dubai gıda fuarında, kimliği belirsiz kişilerce kaldıkları otel odasında 20 Şubat tarihinde gözaltına alındı. Grand Sheraton Otel’den elleri ve gözleri bağlanarak çıkarılan Mehmet Ali Öztürk ve eşi, daha sonra yaklaşık 1 saatlik araç mesafesinde bilinmeyen bir yere götürüldü. Burada kocası Mehmet Ali Öztürk ile birlikte bir gece hücrede tutulan E. Öztürk, sabah kendilerini gözaltına alan kişilerce Dubai’deki havaalanına götürülerek Türkiye’ye gönderildi.
Eşi korku dolu anları anlattı
Halen nerede olduğu ve ne için gözaltına alındığı bilinmeyen Mehmet Ali Öztürk’ün eşi E. Öztürk, Dubai’de yaşadığı korku dolu anları İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine anlattı. Can güvenliğinden endişe duyduğu için yüzünün görünmesini istemeyen E. Öztürk, eşiyle birlikte Dubai’de gıda fuarına katıldıklarını hatırlatarak, "Daha önce de pek çok kez bu fuara ve başka fuarlara bakliyat firmamızla alakalı katılmıştık. 20 Şubat Salı günü sabah otelde kahvaltı yaparken saat 09.00 sıralarında kimliğini bilmediğimiz sayısı 8-10 arasında değişen kişilerce alıkonulduk. Kendileri bizi odamıza çıkardı, oda numaramızı da biliyorlardı. Çok hızlı bir şekilde valizlerimizi toparladık. Ben nedir, kimsiniz derken, onlar sadece ’soru sormayın’ şeklinde karşılık verdiler. Sonra asansöre bindik, lobiye indiğimizde aşağıda bizi bir 10 kişi daha bekliyordu. Otelin dışında bir başa grup daha vardı. Bu kişiler resmi değildi, üzerilerinde yöresel kıyafetleri vardı. Hiç polise benzemiyorlardı. Ellerinde silah ya da telsiz yoktu" dedi.
"Ellerimizi kelepçeleyip, gözlerimizi bağlayarak bilmediğimiz bir yere götürdüler"
Otelden çıktıktan sonra eşiyle birlikte büyük siyah bir araca bindirildiklerini söyleyen E. Öztürk, "Arabada ellerimize hemen kelepçe taktılar, gözlerimizi bağladılar. Ben orada çok tedirgin oldum. Ne oluyor, problem nedir, siz kimsiniz dediğimde, bize sadece İngilizce olarak ’soru sormayın, konuşmayın’ şeklinde yanıt verdiler. Yaklaşık 1 saat yol aldık. Bu sırada ben çok tedirgin oldum ve korkuyordum, lütfen gözlerimi açın dedim. 10 dakikalığına gözlerimi açtılar. Etrafıma baktığımda sadece çöl gördüm. Herhalde bunlar bizi ölüme götürüyor diye düşündüm. Sonra tekrar benim gözlerimi de kapattılar. Bir süre sonra araç durdu ve bizi indirdiler. Araçtan indikten sonra beni oturtup gözlerimi açtılar. Gözlerim açıldığında bir odadaydım. Odada sadece bir masa, bir yazıcı ve 3 kişi vardı. Bizi getiren grup yoktu orada. Pasaportlarımızın fotokopisini alıp, bizim resimlerimizi çektiler" diye konuştu.
"Eşimi son kez resimlerimiz çekilirken gördüm"
Daha sonra kendisini eşinden ayırarak bir hücreye kapattıklarını ifade eden E. Öztürk, "Küçücük bir yerdi. Kapıdan arada bir gelip beni gözetliyorlardı. Gece geldiler ve ’sizi sabah havaalanına götüreceğiz’ dediler. Sabah 06.30 gibi gelip beni aldılar, yine gözlerimi kapatıp ellerime kelepçe vurdular. Yine 1 saat kadar araçla yol aldık. Gözlerimi açtıklarında havaalanındaydım. Beni orada kim olduklarını bilmediğim kişilere teslim ettiler. Onlar işlemlerimi yaptılar. Uçağa 20 metre kala beni bıraktılar. Telefonumu uçakta açabileceğimi söylediler. Daha sonra uçağa binerek Türkiye’ye döndüm. Eşimi son kez resimlerimiz çekilirken gördüm" ifadelerini kullandı.
"Kim olduklarını bilmiyoruz"
Kendilerini gözaltına alan kişilerin Birleşik Arap Emirlikleri’nden mi yoksa bir örgütten mi olduğunu bilmediklerini kaydeden E. Öztürk, "Bize insan gibi davranmadılar. Benimle ilgili bir durum olmadığını belirterek ertesi gün sabahı beni bıraktılar. Eşimden hiç haber vermediler, bana cevap vermediler. Şunu önemle belirteyim ki ilk günden itibaren hassasiyetle bizlere destek olan Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri, Cumhurbaşkanlığımız, Dışişleri Bakanlığı ve Dubai Konsolosumuza ve yine eşimin arkadaşlarına dostlarına teşekkür ediyorum" diye konuştu.
"Suriye ve Irak’ta yardım faaliyetlerinde bulunuyordu"
Mehmet Ali Öztürk’ün neden gözaltına alınmış olabileceğini hiç bilmediğini vurgulayan E. Öztürk, şöyle konuştu:
"Kendisi bu dinin, bu vatanın aşığıdır. Bir mazlum görünce geceleri uyuyamayan bir karaktere sahiptir. Suriye’deki olayların başından beridir bu konuyla ilgileniyor. Önce Mersin’e göç eden Suriyeli kardeşlerimize erzak, barınak, battaniye gibi yardımlarla başladı. Sonra Bayır Bucak Türkmen Dağı Derneğini kurdular arkadaşlarıyla. Idlip, Halep, Hama, Humus, Türkmen Dağı, Kerkük, Musul, Afrika gitmediği yer kalmadı. Sonra derneği kapattılar ama kurbanlar, gıda, yakacak ve giyim yardımları faaliyetine devam etti. Toplanan yardımları Kızılay, İHH gibi kuruluşlar üzerinden Suriye’ye geçirdi. Fırat Kalkanı operasyonuna ve Zeytin Dalı Harekatı’na da destek veriyorlardı. Birleşik Arap Emirlikleri’nin Amerika ile olan bağı ortada. Amerika’nın PKK/PYD terör örgütüne verdiği destek de ortada. Mehmet Ali Beyin gözaltında tutulması sebebinin bu olduğuna inanıyorum."
"Dışişleri Bakanlığı konunun takipçisi"
Şu an devletin, Dışişleri Bakanlığı aracılığı ile süreci yakından takip ettiğini söyleyen E. Öztürk, "Her konuda beni bilgilendiriyorlar. Kendilerine tekrar teşekkür ediyorum. Bekliyoruz, eşimin yurduna, ailesine ve çocuklarına dönmesini bekliyoruz" dedi.