(Fotoğraf: Zilan Azad/ 2024 İstanbul Onur Yürüyüşü)
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve Sosyal Politika, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği (SPoD), 30 Haziran 2024 tarihinde gerçekleşen 22. İstanbul Onur Yürüyüşü’ne ilişkin gözlemlerini raporlaştırdı.
Raporda, keyfi biçimde özgürlüklerinden mahrum bırakılan kişilerin işkence ve kötü muameleye maruz kaldığı belirtildi. Ayrıca, emniyetin gerçeğe aykırı tutanaklar hazırladığı vurgulandı.
İstanbul’da 2015 yılından beri Valilik kararları ve kolluk müdahaleleriyle engellenmeye çalışılan Onur Yürüyüşleri, bu yılda geniş çaplı güvenlik önlemlerine rağmen 30 Haziran 2024 tarihinde İstanbul Bağdat Caddesi'nde gerçekleştirildi.
Yürüyüşü gözlemleyen SPoD ve TİHV'den 12 kişi gözlemlerini kamuoyuyla paylaştı.
İlk gözlemcinin 1 Temmuz günü sabah 09.16'da gözlem alanına ulaştığı; son gözlemcinin ise saat 00.33'te gözlem alanından ayrıldığı belirtildi. Bu süre zarfında yapılan gözlemler, yürüyüş boyunca meydana gelen olayları ve insan hakları ihlallerini belgeledi.
Resmi Dilde Nefret Söylemi
Rapora göre, LGBTİ+’ları hedef alan nefret söylemi resmi kurumların metinlerine de yansımış durumda. İstanbul Valiliği’nin sosyal medya üzerinden duyurduğu tedbir kararı, Kadıköy Kaymakamlığı’nın gözaltılardan sonra avukatlara gösterilen yasaklama kararı ve emniyetin hazırladığı olay tutanağında nefret söylemi içeren ve LGBTİ+’ların barışçıl toplanma haklarını kriminalize etmeye yönelik ifadeler tespit edildi.
'Dağılın' Anonsu Yapılmadı
Raporda, Kadıköy İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün “Olay Tutanağı”nda yer alan ifadelerin gerçeği yansıtmadığına dikkat çekildi. Gözaltı öncesinde kişilere “Dağılın” anonsu yapıldığı ve kaymakamlık kararının tebliğ edildiği belirtilse de, gözlemci kurumlar SPoD ve TİHV bu işlemlerin yerine getirilmediğini tespit etti.
Ayrıca, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) iptal kararına rağmen “sanal devriye” uygulamasının herhangi bir savcılık emri olmadan gerçekleştirildiği de tutanaklarda itiraf edildi. -AYM, 19 Şubat 2020 tarihli kararıyla polisin “sanal devriye” olarak anılan araştırmayı yapmasına imkan veren 2559 sayılı Polis Vazife ve Sâlahiyet Kanunu’nun Ek 6. Madde’nin 18. fıkrasını iptal etmişti.-
Çocuklara Ters Kelepçe
Gözaltına alınan 11 kişinin Onur Yürüyüşü tamamlandıktan sonra gözaltına alındığının emniyet tarafından hazırlanan tutanak ile de sabit olduğu belirtilen raporda, gözaltına alınan üç kişinin 18 yaşın altında olduğu paylaşıldı. Kimlik tespiti sırasında yaşları öğrenilmesine rağmen bu kişilerin Çocuk Koruma Kanunu’na aykırı olarak ters kelepçelendiği ve kelepçelerinin açılmadığı belirtildi.
Gözaltına alınan diğer 8 kişinin de ters kelepçelendiği paylaşılan raporda, sıkı ve/veya ters kelepçelemenin bir cezalandırma yöntemi olarak kullanıldığı tespitine yer verildi. Kişilerin gözaltı sırasında su ve yemek gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmadığı ifade edilen raporda, gözaltına alınan 8 kişinin tam olarak 7 saat 54 dakika boyunca özgürlüklerinden keyfi şekilde mahrum bırakıldıkları paylaşıldı.
Yürüyüşü İzleyen Gazeteci Ve Avukatlara GBT
Öte yandan raporda, haber takibi ve hukuki destek için yürüyüşü izleyen gazeteci ve avukatların polis tarafından durdurularak GBT uygulaması yapıldığı şu şekilde yer aldı:
"Sivil giyimli dört polis memuru, gözlemciler ve gazeteciler Tuğçe Yılmaz ile Zilan Azad'ı Kazım Özalp Sokak’ta durdurdu. Üzerindeki yelekleri ters giydikleri görülen beş polis memuru da kısa süre sonra bu noktaya geldi. Sivil bir polis, gözlemcilerden ve gazetecilerden kimliklerini istedi ve GBT (Genel Bilgi Toplama) uygulaması yapmak istedi. Avukat olan bazı gözlemciler, makul bir suç şüphesi olmadıkça avukatlara GBT yapılamayacağını belirttiler. Polis memuru, "Altı yıldır polisim, herkese GBT yapıyorum" diyerek kimlikleri topladı ve amirine götürdü. Kimlikler beş dakika sonra geri verildi."