Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, 31 Mart Yerel Seçimleri öncesinde genel durumu değerlendirdi. Karamollaoğlu, AKP yetkililerinin Saadet Partisi'ni seçimlere bir ittifak içinde giriyormuş gibi göstermesine de sert tepki gösterdi. Karamollaoğlu ayrıca 'Vatandaş, “ben hırsıza oy vermem” diyor şimdi. onun için deniz bitti, tükendiler.' yorumunda bulundu.
İşte Temel Karamollaoğlu'nun açıklamalarının o bölümleri;
“VATANDAŞ ‘BEN HIRSIZA OY VERMEM' DİYOR”
Ben gittiğim yerlerde şunu görüyorum; Artık halkın bu iktidara itibarı da, itimadı da kalmadı. Bu iktidara güveni kalmadı. Çünkü bugüne kadar o kadar çok yanlış, yalan iş yaptılar ki. Artık bittiler. O iktidar partisinin ilçe başkanının çıkıp da “kendi hırsızımıza oy veririz” demesi bile işin fecaatini görme bakımından önemli. Vatandaş, “ben hırsıza oy vermem” diyor şimdi. onun için deniz bitti, tükendiler. Şimdi ne yapıp da birilerini vatandaşın nezdinde küçük düşürebiliriz, bu çabanın içindeler. Seçtikleri yol da işte kendileri ile aynı paralelde bulunmayan sol kesime ait seçmeni ötekileştiriyor, vatan hainliğiyle itham ediyor, kendisinden kayacakları da “bak onlarla bir araya gelirlerse bunlar da aynıdır” diye oradan caydırmaya çalışıyor. Ama artık kimse buna itibar etmiyor. Görüyor çünkü.
“PARAYI TOPRAĞA GÖMÜYORLAR”
Her sektörde başarısız oldular. Eğitim tam bir keşmekeş. Lise açar gibi üniversite açıyorlar. Üniversitelerin pek çoğunda öğrenci yok, yeterli öğretim görevlisi yok. Bir yere üniversite açarken, “şu kadar insan öğretim görevlisi olacak, şu kadar hizmetli olacak, şu kadar da talebe gelirse, ekonominize katkı sağlanacak”. Üniversite böyle açılmaz, yapmayın, Allah'tan korkun. Bir sürü masraf. Oraya harcayacağınız masrafı, orada bir üretim, sanayi tesisi kurmaya harcasanız çok daha verimli olur. Ülke ekonomisi kalkınır. Bunun için ben sürekli “parayı toprağa gömüyoruz” diyorum.
“BU İKTİDAR 28 ŞUBAT'IN ÜRÜNÜ…”
28 Şubat'ta Türkiye bir kalkışma ile karşılaştı. Ne oldu? Asker tavır koydu seçilmiş hükümete. Sivil toplum örgütleri, özelikle sendikalar, medya tavır koydu. Sermaye çevreleri ve adalet mekanizması tavır koydu. Şimdi bunların hiç bir tanesi yok. Kimse bu hükümete tavır koyamıyor. Çünkü medya inhisarında. Hakimler inhisarında, karar vermekten korkuyorlar. Hükümetin istemediği bir kararı verecek bir babayiğit çıkmıyor şu an. Zaten karar verseler de önemi yok, mesela bir öğretim görevlisini bir yerden almışlarsa bir bahaneyle, davalarını kazansa bile görevine iade edilmiyor. Böyle bir mantık olur mu? Biz onun için 28 Şubat'ı bunlara da bir misal diye gösteriyoruz. 28 Şubat'ın ürünü bu iktidar. Onun neticesinde ortaya çıktılar. Erbakan Hoca tasfiye edilince. Ama şimdi kendileri öyle bir sistem kurdular ki, kimse tenkit etmeye cüret edemiyor, bir kaç tane medya organının dışında. Böyle bir ortam olmaz ki. Böyle bir ortamda insanlar huzur bulamaz ki. Hele de adaletin olmadığı bir yerde kimse çalışmak istemez.