Telefonun ucundaki senaryo: İki daire ve bir ömürlük birikim nasıl buharlaştı?

Telefonun diğer ucundaki ses, kendini "polis" veya "savcı" olarak tanıttığında, hattın bu tarafındaki vatandaş için devlet otoritesine duyulan saygı ile derin bir korku iç içe geçti. Bursa’da yaşayan üç vatandaş için bu telefon görüşmesi, bir güvenlik prosedürüyle değil, ömür boyu süren birikimlerinin ve barınma haklarının ellerinden kayıp gitmesiyle sonuçlandı.

Bursa Emniyet Müdürlüğü’nün tamamladığı geniş çaplı operasyonun detayları, dolandırıcıların sadece parayı değil, vatandaşın devlet kurumlarına olan güvenini ve korkularını nasıl bir sermayeye dönüştürdüğünü ortaya koydu.

'FETÖ SORUŞTURMASI' ADI ALTINDA FİNANSAL KISKAÇ

Bursa Asayiş Şube Müdürlüğü Dolandırıcılık Büro Amirliği dedektiflerinin masasına gelen şikayet dosyaları, kusursuz işleyen bir psikolojik manipülasyonu işaret ediyordu. Kendilerini yargı ve emniyet mensubu olarak tanıtan şebeke üyeleri, mağdurlara adlarının "FETÖ soruşturmasına karıştığı" ve kimlik bilgilerinin "bir kuyumcu soygununda kullanıldığı" yalanını yöneltti.

Bu kurgusal senaryo, mağdurları panikle harekete geçirdi. Şüpheliler, korku iklimini kullanarak vatandaşları sadece evlerindeki altın ve ziynet eşyalarını "görevli" sandıkları kuryelere teslim etmeye ikna etmekle kalmadı; aynı zamanda mülkiyet haklarına da müdahale etti. Soruşturma dosyasına giren verilere göre, mağdurlara ait iki daire, şebekenin yönlendirmesiyle piyasa değerinin altında sattırıldı. Toplam zarar, 10 milyon 800 bin Türk Lirası olarak kayıtlara geçti.

DÖRT İLE YAYILAN SUÇ AĞI VE İSİMLER

Teknik takibin derinleşmesiyle, operasyonun sınırları Bursa’yı aşarak İstanbul, Kocaeli ve Şanlıurfa’ya uzandı. Eş zamanlı düzenlenen baskınlarda, dolandırıcılık sisteminin farklı ayaklarını yönettiği iddia edilen 10 kişilik şebeke çökertildi.

Emniyetin paylaştığı bilgilere göre, operasyonun Bursa ayağında E.Y. ve U.S. gözaltına alındı. Şebekenin İstanbul kanadında O.O., M.A., R.D., Ç.K. ve H.S.; Kocaeli’de M.U. ve E.E.; Şanlıurfa’da ise Ö.Ş. yakalanarak adalete teslim edildi. Bu coğrafi dağılım, organizasyonun yerel bir girişimden ziyade, iller arası koordinasyona sahip bir yapı olduğunu gösterdi.

MİLYONLUK VURGUNDAN GERİYE KALANLAR

Şüphelilerin ikamet ve araçlarında yapılan aramalarda ortaya çıkan tablo, çalınan servet ile ele geçirilen nakit arasındaki uçurumu gözler önüne serdi. 10.8 milyon liralık vurguna karşılık, polis ekipleri şüphelilerin üzerinde sadece 110 bin 400 TL, 2 bin 100 dolar ve 700 avro bulabildi. Ayrıca suçta kullanıldığı değerlendirilen 10 cep telefonu ve 20 SIM karta el konuldu.

Bu durum, dolandırıcılık yoluyla elde edilen fonların hızla sistem dışına çıkarıldığını veya farklı kanallara aktarıldığını düşündürüyor.

YARGININ KARARI

Emniyetteki sorgu işlemleri tamamlanan 10 şüpheli, sevk edildikleri adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi. Mahkemenin kararı, suçluların fiziksel özgürlüğünü kısıtlasa da, "piyasa değerinin altına" satılan evlerin ve kaybedilen birikimlerin telafisinin ne kadar mümkün olacağı, mağdurlar için yanıtı zor bir ekonomik gerçeklik olarak masada duruyor.

Türkiye Haberleri