Tarım Orman İş Sendikası Genel Başkanı Şükrü Durmuş, Patara'dan kum alınması sırasında tutanak tutan orman muhafaza memuru Umut Utku'nun görevinden alınması iddiaları için, “Burası özel çevre koruma bölgesi ve orman alanı. Yani orman muhafaza memurlarını asli görevleri ormanları korumaktır. Dolayısıyla özel çevre koruma bölgesinden hiçbir şey alınamaz, hiçbir şey atılamaz. Geçmişte Orman Genel Müdürlüğü ve ormancılık teşkilatı ormanları suçlulardan korurdu; geldiğimiz noktada vatandaş ormanları, devletten korumaya çalışıyor” dedi.
Tarım Orman İş Sendikası Genel Başkanı Şükrü Durmuş, Antalya’nın Kaş ilçesindeki Patara Özel Çevre Koruma Bölgesi’nden kum çalınması ile ilgili tutanak tutan orman muhafaza memuru Umut Utku’nun görevden alındığı iddialarını değerlendirdi.
Kumların çalındığı alanı gösteren Durmuş, yapılan şikayetler sonrası bölgeye okaliptüs fidanlarının dikilerek tekrar eski haline döndürülmesi için bir çaba ortaya konulduğunu ancak tahribatın çok açık olduğunu belirtti. Durmuş'un açıklaması şöyle:
'Caretta Carettaların yumurtlama alanı'
"Patara bölgesi, Antalya’nın Kaş ilçesine bağlı özel kanunla korunan bir bölgedir. Ayrıca orası Patara Antik SİT alanı. Bir başka yanıyla da yine orası kum lalelerinin bulunduğu, değişik endemik tür bitkilerin bulunduğu bir koruma bölgesidir. Bir başka özelliği de caretta carettaların yumurtlama alanı. Bunun da ötesinde Patara bölgesi aslında bir çöldü. 1937 yılına kadar orası; uzunluğu 14 kilometre, genişliği 8 km olan devasa bir çöldü.
Dönemin ziraatçıları ve ormancıları Atatürk’e çıkarak burada bir çalışmanın yapılmasını talep etmişti ve Atatürk’ün talimatıyla da 1937’de başlatılan ‘kumul ağaçlandırması’ dediğimiz bir çalışma yapıldı. Bu çalışmayı ormancılar yürüttü, başarılı da bir çalışma oldu.
'Sizi süreriz' diye tehdit ettiler
"Burada ne yazık ki şubat ayında başlayan bir kum hırsızlığı olayı oldu. Münferit olarak yöre çiftçileri buradan kum taşıyordu. Kumu da seralarda, Eşen Çayı’nın getirdiği alüvyonlu topraklarla karıştırarak kullanıyorlardı. Ama büyük çapta; savcılığın da el koyduğu, MOBESE kameralarıyla da tespit edilen 2186 kamyon kumun sahadan çalındığı olayı var. Bu ihbar olduktan sonra yine Kaş ilçesine bağlı Kalkan Orman İşletme Şefliği’nde görevli iki orman muhafaza memuru, olaya yasa ve anayasa gereği müdahale etmek için alana gittiler.
Alanda, ölçümler yapıldığı esnada bu kum hırsızlığına adı karışan AK Parti Kaş İlçe Yönetim Kurulu Üyesi, yine AK Parti belediye meclis üyesi ve oradaki tüccarlar, hafriyat şirketi sahipleri arkadaşları tehdit ettiler. ‘Tutmayın, tutarsanız siz 4B’lisiniz, sizi süreriz’ gibi… Oradaki arkadaşlarımız da devletin onlara tanımladığı görev doğrultusunda yasal ve anayasal görevlerini yerine getirdiler.
Suç tutanağı tutma esnasında müdahale edildi ve bu müdahalede adı geçen muhafaza memuru Umut Utku, ‘Suçlu kim olursa olsun ben gereğini yaparım. Çünkü ben kamu görevlisiyim, yasaların bana verdiği yetkiyi kullanırım. Hatta Cumhurbaşkanı gelse dahi ben görevimi yaparım’ ifadesini kullandı. Tabii orada suça adı karışanlar, bunu Cumhurbaşkanı’na hakaret şeklinde ifade ettiler. Kaymakama ulaşıldı ve kaymakam ilk önce bu arkadaşımızı görevden aldı. 17 gün kadar açıkta kaldı arkadaşımız. İlgili memur arkadaşlar da sendikamızın üyesi.
Ben kalkıp olay yerine gittim, zaten Cumhuriyet Savcısı da gereğini yaptı. Olaya adı karışan 7 kişiyi öncelikle gözaltına aldı ama daha sonra adli kontrol şartıyla salıverildi. Ne yazık ki bu olaya adı karışanlar içerisinde kendi kurumumuzun mensupları da var, orman işletme şefi ve orman işletme müdürü. En çok üzüldüğümüz yanı da budur çünkü bunların, ormanları koruması gerekirken böyle bir olayda suçludan taraf olmaları bizi son derece üzüyor"
'Sonunuz umut gibi olur' ifadesi bardağı taşıran son damla oldu'
"Umut Utku, 2 Temmuz 2021 tarihinde kaymakamın talimatıyla tekrar görevden alındı. Bu, kabul edilebilir bir olay değildir. Umut Utku, devlet adına kamu görevini yürütüyordu. Hakkında hiçbir soruşturma sonucu olmadan; hiçbir yargı kararı, hiçbir müfettiş raporu olmaksızın arkadaşımızın görevden alınması asla kabul edilemez. Geride kalan arkadaşlar tehdit edilmeye başlandı. Adı kum hırsızlığına karışan kişiler tarafından söylenen, ‘Siz de bizi dinlemezseniz, sonunuz Umut Utku gibi olur’ ifadesi bardağı taşıran damladır. Sizlere sorsam, ‘Soma’yı nasıl hatırlarsınız?’ diye, 301 madencinin ölümüyle hatırlarsınız. Oysa orman alanlarında 2020 yılında 611 emekçi iş kazalarında hayatını kaybetti.
Yani böylesine özverili mücadele yürüten arkadaşlarımızın görevini yaptığı için meslekten atılmalarını asla kabullenemeyiz. Bizler Tarım Orman İş Sendikası olarak, üyemiz olsun olmasın tüm emekçilerimizin böylesi haksızlıklarda yanında olacağız ve mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Özellikle Kaş Kaymakamı Şaban Arda Yazıcı hakkında hem Antalya Valiliği’ne hem İçişleri Bakanlığı’na hem de idari mahkemeye başvurarak yargı sürecini ve yasal süreci başlattık"
'Namuzlu görev yapan memurdan yana mısınız, yoksa doğayı tahrip edenlerden yana mısınız?'
"Bizleri üzen bir başka konu ise bu ormanların korunmasında en temel sorumlular olan Sayın Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ve Sayın Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey’in bu olay karşısında sessiz kalmalarıdır. Kendilerine sormak isteriz, kimden yanasınız? Bu kurumlarda dürüst, namuslu görev yapan memurdan yana mısınız; yoksa bu ülke ormanlarını, doğayı tahrip edenlerden yana mısınız? Bu sorunun yanıtını onlardan bekliyoruz"
'Geçmişte ormancılık teşkilatı ormanları suçlulardan korurdu, şimdi vatandaş devletten koruyor'
"Buradaki kumu, bizim tespitimize göre oradaki seralar kullanmak istiyor. Çünkü çalınan kumların büyük bir bölümü savcı tarafından müsadere edildi. Yani savcılık el koydu olaya. O bölgede Eşen Çayı’nın taşıdığı alüvyonlu topraklarla kumu karıştırarak geçirgen hale getiriyor ve seralarda tarımda kullanıyorlar. Zaman zaman bize, ‘Bu kumdan Okluk Koyu’ndaki saraya taşındı mı?’ ifadeleri soruluyor. Bu konuda hiçbir bilgimiz yok. Bizler sendikayız. Sendikalar somut deliller üzerinden hareket eder, dolayısıyla ispat edemeyeceğimiz hiçbir iddiada bulunmayız.
Ama bizim tespit ettiğimiz, bu kumun seralarda kullanılıyor olmasıdır. Burası özel çevre koruma bölgesi ve orman alanı. Yani orman muhafaza memurlarını asli görevleri ormanları korumaktır. Dolayısıyla özel çevre koruma bölgesinden hiçbir şey alınamaz, hiçbir şey atılamaz. Geçmişte Orman Genel Müdürlüğü ve ormancılık teşkilatı ormanları suçlulardan korurdu; geldiğimiz noktada vatandaş ormanları, devletten korumaya çalışıyor"
'Alana çöp depolamaya başladılar'
"Burada bir başka yanlış da yapıldı. Orman işletme müdürlüğü, kaymakamlık ve ziraat odası zannediyorum, üçlü bir protokol imzalayarak alana çöp depolamaya başladılar. Bu da bir başka suçtur çünkü orman işletme müdürlüğünün ve kaymakamlığın buna izin verme yetkisi yoktur. Yani sera atıklarının bu özel çevre koruma bölgesinde çukur kazılarak gömülmesi çok daha vahim sonuçlar doğurabilir. Bu suçtur, böylesine de bir hukuksuzluk yapılmış. Yani orman alanlarında çöp depolama iznini ancak bakanlık verebilir"
Kaş Kaymakamlığı'ndan açıklama
Kaş Kaymakamlığı ise yaptığı açıklamada; 2 bin 168 kamyon kum alındığı iddia edilen bölgenin, "Patara Sit Alanı olmadığını" belirtti. Umut Utku için de şu açıklama yapıldı:
“İlgili orman muhafaza memuru U.U’nun ‘olayı yargı sürecine taşıyabilmek için zabıt tuttuğu, bunun üzerine engellenmeye çalışıldığı ve Kaş Kaymakamlığı tarafından da görevinden alındığı…’ ifade edilmektedir. Oysa ki, ilgili kamu görevlisinin Kaş ilçesi Ova Mahallesi veya Patara Sit Alanı ile ilgili tuttuğu herhangi bir suç zabıt tutanağı da yoktur. Ayrıca görevini yapmasından dolayı engellendiği gibi bir durumdan bahsetmek de konu ile ilgili Kaymakamlığımızca bizzat yapılan idari işlemlere ve verilen talimatlara bakıldığında işin gerçekliğine aykırıdır.
İlgili basın haberlerinde yer aldığı üzere ‘ilgili orman muhafaza memurunun görevini yapması nedeniyle görevinden alındığı iddiası’ gerçeği yansıtmamaktadır"
ANKA