Bilimsel çalışmalarla ortaya konulan şeker ve şeker ilave edilmiş besinlerin fazla miktarda tüketiminin, başta obezite olmak üzere; kardiyovasküler hastalıklara, böbrek hastalıklarına, diş çürüklerine, bazı kanser türlerine, tip 2 diyabete ve bazı metabolik sorunlara neden olduğu biliniyor. Özellikle çocukları tehdit eden önemli sağlık sorunlarından olan obezitenin, her yıl yaklaşık yüzde 8 oranında artış göstermesi, tehlikenin ve acil önlem alınmasının zorunluluğunu ortaya koyuyor. Yapılan araştırma sonuçları, ülkemizde 1,8 milyondan fazla çocuğun obez olduğunu çarpıcı bir şekilde gösteriyor.
'10 yıldır aşırı şeker ve tuz tüketimi ile savaşıyoruz'
Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan "Türkiye Şeker Tüketimini Azaltma Rehberi" önerince ambalajlı gıdalarda, toplu beslenme yapılan yerlerde ve şekerli gıda üreten yerlerde kullanılan şeker miktarının, 2025 yılına kadar kademeli olarak yüzde 10 azaltılması planlanıyor. Türk Böbrek Vakfı, aşırı tuz tüketiminde olduğu gibi şekerle mücadelede de farkındalık oluşturmak için çeşitli kampanyalar yürütüyor. Vakıf Başkanı Timur Erk, "Sağlık Bakanlığı ile Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu tarafından lanse edilen, "T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Şeker Tüketimini Azaltma Rehberi'nin, şeker tüketimi konusunda ülkemizde önemli bir farkındalık yaratacağına inanıyoruz. Biz vakıf olarak son 10 yıldır, aşırı şeker ve tuz tüketiminin azaltılması için aralıksız saha çalışmalarıyla konunun önemine vurgu yaptık ve yapmaya devam edeceğiz. Devlet tarafından da konunun ele alınmasının güveniyle şeker tüketiminin zamanla azalacağı, yayınlanan rehberde belirtiliyor. Türk Böbrek Vakfı olarak aşırı tuz tüketiminde olduğu gibi aşırı şeker tüketiminin azaltılması konusunda da gerek projeler, gerekse etkinliklerle her zaman olduğu gibi toplum sağlığı yararına tüm gücümüzle sahada olacağız" dedi.
'Koruyucu hekimlik adına önemli bir adım'
TBV Başkanı Erk, "Obezite sadece ülkemizi değil maalesef tüm dünyayı tehdit ediyor. Bu konuda şüphesiz en büyük etken beslenme. Farklı ülkeler farklı modellerle uzun veya kısa vadede bir dizi önlem çalışmalarını ortaya koyuyor. Biz de geçtiğimiz yıllarda, Türk Böbrek Vakfı olarak, paketli gıdalardaki şeker ve tuz oranına dikkat çekmek, tüketicilerin farkındalığını arttırmak ve daha sağlıklı seçimler yapmalarına rehberlik yapmak adına, şeker, tuz ve kalori miktarlarının içerik etiketlerinde "Trafik Işıkları Modeli" tarzında olması için çalışmalarımızı başlatmış, Tarım ve Orman Bakanlığına bu konuda öneride bulunmuştuk. Bakanlık bu önerimizi henüz sonuçlandırmadı. DSÖ tarafından belirlenmiş olan kişi başına günlük tüketilen şeker miktarının 50 gramı geçmemesi gerekirken, halen iki katından fazla olan ülke şeker tüketiminin azaltılmasına yönelik bu rehber, ulaşılması gereken hedefe uzak olmakla beraber, iyi bir başlangıç. Bunun, sağlık harcamalarına ve koruyucu hekimliğe de olumlu yansıyacağını düşünüyoruz" diye konuştu.
Madde madde sıralandı
Timur Erk, yayınlanan rehbere ilave olarak; aşırı şeker tüketiminin azaltılması için sadece şekerli gıdalardaki şeker miktarının azaltılmasının yeterli olmayacağını söyleyerek, Türk Böbrek Vakfı'nın çalışmaya katkı sağlayacak önerilerini şu şekilde sıraladı:
- Bu düzenlemeleri uygulayacak, denetleyecek ve takip edecek kurum ve kuruluşların tespit edilmesi,
- Çocuklar açısından paketli gıda reklamlarının yayın saatlerinde düzenlemeye gidilmesi,
- Reklam giderlerine ayrılan büyük bütçeler göz önünde bulundurularak, yeni vergilerle satış fiyatlarının arttırılması,
- Aşırı şeker içeren ürünlere erişimlerinin azaltılması / zorlaştırılması,
- Bu vergilerle sağlanan kaynakların, sağlıksız beslenme sonucu ortaya çıkan sağlık sorunlarının önlenmesine ve/veya tedavisine yönelik olarak gelişen sağlık harcamalarında kullanılması,
- Şekerli gıdaları aşırı tüketmenin getirdiği sorunların çocuklarımıza ve ebeveynlerine açık ve net olarak anlatılması,
- Uygun yaş gruplarına yönelik olarak müfredat düzenlenmesi,
- Doğal ve sağlıklı gıdaların yaygın olarak tanıtılması / hatırlatılması,
- Yerel gıdalarla beslenmenin öne çıkarılması,