Türkiye'ye göçen Afgan mültecilerle iligili yanlış bir şüphe olduğunu söyleyen Dr. Güneş, ''Bundan önce Türkiye'ye çok fazla cihatçı girdi. Fakat bu gelenler arasında, cihatçılar değil, onlardan kaçanların oranı yüzde 99. Tam tersine bu insanlar, seküler, laik Türkiye'ye geliyorlar can havliyle. Dinci rejimden kaçarak geliyorlar. Taliban'dan bahsediyoruz. Bu insanlara Türkiye'ye kucak açması gerekiyor. Tabii sınırsız bir kucak açmadan bahsetmiyoruz. Kim, nasıl geliyoru anlamak, belgelememiz gerekiyor. Devlet tarafından düzenli şekilde takip edilirse burada daha az sorun olur. Kamuoyunun, dini rejimden kaçan insanlarla yüz yüze olduklarını hatırlatmak isterim. Maalesef çok kötü bir algı var. Adeta 'Cihatçılar, Taliban buraya geliyor' gibi algı var. Tam tersine Taliban'dan kaçıyorlar'' dedi.
Yaşanan yoğun göçün henüz birinci dalga olduğunu belirten Dr. Güneş ''Dolayısıyla en hızlı, önden gidebilenler genç erkekler oluyor. Ardından aileler, bunlar daha yavaş hareket ediyorlar. Kadın nüfusu daha belirgin hale geldiğini göreceğiz. Burada konu, denetimsiz bir hal aldığı taktirde, genel yaklaşımlarla yaklaşmamalıyız. Bunun için gerçekten, ihtiyacı olana, can güvenliği sorunu yaşayana mülteci hakkı vermesi lazım. Bunu yapmıyoruz, sayısız göçmen bulunduruyoruz. Bu, kayıtsızlık ve ciddiyetsizlik. Anlık ve geçici durumlarla durumu idare ediyoruz. Ekonomik faktörlerle ve diğer faktörlerle bunları denetimlemesi lazım. Bütün bunlar konusunda şeffaf bir yönetim görmüyoruz. Taliban'ın yayınladığı bildiride, 'Bin küsür alimimizle beraber karar aldık. Görüşmeler yaptık' deniliyor. Taliban gibi bir örgütle ne görüşebilirsiniz? Ne adına görüştünüz? Anayasaya aykırı, yasa dışı yapılan şey. Kabul edilemez'' diye konuştu.
''Selefiliğin 10 özelliğini alt alta yazın, eşittir Taliban. Bakın dokuz buçuğu değil. Hiçbir farkları yok. Bir tane farkları var, kısaca ifade edeyim. El-Kaide ve Taliban, ülke dışındaki hedeflerine saldırma kararı aldı. Fakat bunların ülke içindeki siyaseti değişmedi'' diyen Dr. Güneş, ''Yani kadınlara, LGBTİ bireylere yönelik, kaçıncı kattan açılacağına dair 'kat' tartışması yapıyorlar. Biz bu konumdaki bir örgütle nasıl tanıyacağız? Bunun arkasında Pakistan var. NATO Zirvesi'ndeki Cumhurbaşkanı'nın yaptığı açıklama manidar. AKP Sözcüsü'nün 'İletişim kazası' açıklamasını doğru buluyorum. Orada çok yanlış yorumlar yapıldı, 'Taliban gerçekten düşman' gibi. Hayır, gerçekten görüşüyorlar ve bir iletişim kazası var'' dedi.
Türkiye'nin dış politikada itibar edilmeyen bir ülke durumuna geldiğini söyleyen Dr. Güneş, sözlerini ''Altı aydan fazla dış politika konsepti konuşulmuyor. İtibar edilmeyen ülke durumuna geldik. Bütün bunlar bazı konuların ciddiyetini ve halledilmesinin zorlaştırıyor. Şeffaf, açık bir yönetim yok. Gelenleri kayıtsız içeri alacaksınız, Taliban'la işbirliği yapacaksınız. Bunların içinde kim var kim yok tedirginliği yaratacaksınız. Dini rejimden kaçanlara kucak açması gereken seküler muhalefet, kaçanlara sahip çıkması lazım. Pakistan'la yapılması gereken bir iş ve bizim ilişkilerimiz olağanüstü iyi. Pakistan demek Taliban demek. Üzerinde en fazla etkisi olan ülke demek. Afganistan'daki yeni koalisyonun, halka anlatılması zor ama, bir tarafta Kabil-Batı ittifakı, diğer tarafta Pakistan. Benim açımdan anlaşılmaz olan, bir Nazi ile nasıl konuşulmazsa Taliban'la da konuşulması. Uluslararası bir çözüm gerekiyor. Bu hale, sürekli oldu bittilerle bugüne geldi Afganistan. Geniş bir uluslararası destekle çözülebilir'' diyerek sonlandırdı.