İstanbul'da yaşayan Cihan Mükyen'in geliştirdiği ve 'EESC Taksim Güvende' adını verdiği sistem, taksiye binen yolcunun üzerindeki silah veya kesici aletleri tespit edebiliyor. Bu bilgi, direksiyonun altına yerleştirilen bir ekrana sinyal göndererek sürücüyü uyarıyor. Ayrıca, sistem emniyet birimlerine, taksi durağına ve şoförün yakınlarına da uyarı iletebiliyor. Mükyen, güvenlik kitinin adının 'EESC'nin kendisi ve ailesinin baş harflerinden oluştuğunu belirtti ve "Ürünümüzün ismi 'EESC Taksim Güvende' hem ailemizin ismini taşıyor hem de herkesin güvenliğine katkıda bulunmayı amaçlıyor. Cihaz, isterse müşterinin haberi olacak şekilde, isterse tamamen sessiz bir biçimde ikaz verebiliyor. Örneğin, araçta bir müşteri varsa ve şoför tehlikeli bir nesne fark ederse, bu durumu müşteriye haber vermeden bir karakola ya da kontrol noktasına iletebiliyor" şeklinde bilgi verdi.
"ÖZEL BİR YAZILIM GELİŞTİRDİM"
Ürünü geliştirmeye nasıl başladığını anımsatan Mükyen, "Rahmetli Oğuz Erge ağabeyimiz var, İzmir'de katledilen taksici ağabeyimiz. Ben bundan esinlenerek, bunun acısından dolayı böyle birşeye kalkıştım. Tabii üniversite yıllarındaki yazılım bilgimden dolayı. Kabin üzerine konuşuluyordu, ben de bir araç sürücüsü olarak kabinin müşteri ve şoförü inanılmaz şekilde boğacağını düşündüm. Neler yapılabilir diye düşünürken böyle birşey aklıma geldi. Özel bir yazılım geliştirdim.
Yaklaşık 3-4 aydır uğraşıyorum. Rahmetli Oğuz Erge ağabeyimiz öldürülmeden, o caniyi aldığı yerden gittiği son noktaya kadar emin olun ki 10 devriye aracı görmüştür; 5 karakolun önünden geçmiştir. Bilseydi eğer bunun üzerinde bir silah olduğunu bu caniyi götürmez ve emniyet güçlerine teslim ederdi, bugün de kendisi aramızda olurdu. Aynı şekilde Reina saldırganını düşünün. Birçok canımız gitti orada. Yine aynı şekilde taksici ağabeyimiz bilseydi bunun üzerinde bir cihaz, silah gibi birşey var, aynı şekilde bunun güvenliğini alır ve emniyet güçlerimize teslim ederdi. O günkü canlar bugün yine aramızda olurdu." dedi.
"ARACA, 155'E VE TAKSİ DURAĞINA ENTEGRE EDİLEBİLİYOR"
Güvenlik kitinin çeşitli sistemlere entegre olabildiğine değinen Mükyen, "Taksicilerin isteğine bağlı olarak biz bunu ayrıca şöyle de yapabiliyoruz. Araçların kontaklarına entegre edebiliyoruz. 155'e entegre edebiliyoruz. Taksicilerin çalışma arkadaşlarına yani duraklarına da entegre edebiliyoruz. Ailesine entegre edebiliyoruz. Nerede kendini güvende hissediyorsa orada ilk önlemini alacak şekilde telefonlara internet aracılığıyla, 155'e ve durağa entegre edebiliyoruz. Patentini almak biraz zor oldu açıkçası. Amerika'da bir iki benzeri çıktı. Biraz araştırdıktan sonra benzeri olmadığını fark ettik. Çünkü X-Ray cihazı gibi araçların uluslararası iç hatlardan, yani sınırlardan geçtiğinde bu araçların taraması yapılıyor. Bizim cihazımızın bunlarla bir ilgisi yok. Bizim cihazımız tamamen güvenlik amaçlı. Taksiciler ve toplumun güvenliği için. Emniyet güçlerimizle de görüştüm ben bunları, genel değerlendirme yaptım. Beni bu cihazdan dolayı tebrik ettiler. Çünkü toplumun güvenliği önemli, toplum da bununla birlikte güvenli olacak" şeklinde konuştu.
"KÜÇÜK METALLER İÇİN UYARMIYOR"
'Taksim Güvende' sisteminin çalışma prensiplerini de anlatan Mükyen, "Cihazımız, ticari taksilerin koltuk kılıflarının içerisine yerleştirdiğimiz bu alıcılar sayesinde müşterilerin üzerinde silah veya bıçak varsa bunları şoföre ışıklı veya sesli bir şekilde uyarı gönderir. Cihazımız özel yazılım sayesinde müşterinin üzerindeki anahtarlık, bozuk para veya çakmak gibi ufak metal ürünler varsa bunlara bildirim göndermez, bunları ayırt etme özelliğine sahiptir. Cihazımızın ayrı bir özelliği de kalp pili olanlar ve hamileler için şoförümüz dilediği zaman bunu kapatabilir. Şüphelendiği müşterilerde bunu açabilir. Pilimizin ömrü yaklaşık 3 aydır, şarj edilebilir piller sayesinde. Dilersek de bunu zaten aküye bağlayabiliyoruz. Yani bu cihazın amacı toplumun ve şoförlerin can güvenliği" ifadelerini kullandı.
"ALMANYA VE AMERİKA'DAN TEKLİFLER VAR"
Mükyen, yurt içi ve yurtdışından gelen tekliflere de değinerek, "Teklifler var şu anda değerlendiriyoruz. Almanya'dan var Amerika'dan var. Biz şu an değerlendiriyoruz teklifleri, net olmamakla birlikte. Orta Asya ülkelerinden de var. Şu anda seri imalata geçmedik, teklifleri değerlendiriyoruz. Önümüzdeki süreçte karar vereceğiz. Maliyet olarak ise bir tesis kurmayı düşünüyoruz bununla alakalı. Maliyet şu anda yüksek çünkü ürünlerimiz dolar bazlı kart, yazılım ve diğerleri. Biz bunun tesisini kurduktan sonra net bir maliyet hesabı söyleyebiliriz. Çünkü seri imalata geçeceğimiz için maliyeti daha aşağıya çekmeyi planlıyoruz. Herkes için ekonomik bir ürün olmasını istiyoruz, yurtiçi ve yurtdışı fark etmiyor" dedi.