Diyarbakır Barosu, katledilişinin 178’inci haftasında eski Baro Başkanı Tahir Elçi’yi andı. Baronun gündeminde yargı reformu ile kayyımların uygulamaları da vardı.
Diyarbakır Adliyesi’nin önünde gerçekleşen anmaya Baro Başkanı Cihan Aydın’ın yanı sıra avukatlar da katıldı. Anma etkinliğinde konuşan Aydın, “178 haftadır adalet talebimizi buradan haykırmaya, buradan sizler aracılığıyla kamuoyuna duyurmaya devam ediyoruz. Failler bulunana ve yargı önüne çıkarılana kadar, bu ülkede adalet tecelli edinceye kadar da bu arayışımızı sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.
Diyarbakır Barosu Tahir Elçi İnsan Hakları Kürsüsü’nün konularından biri ise Cumhurbaşkanlığı tarafından dün açıklanan Yargı Reform Stratejisi oldu. Konuyla ilgili görüşlerini paylaştıklarını belirten Aydın, “Bizim açımızdan en önemli nokta bu belgede işkence, kötü muamele, ifade ve basın özgürlüğü konusunda yeterince açıklık, hak ve hukuka uygunluk yok. Türkiye’nin temel sorunları olan işkence, ifade ve basın özgürlüğü meselelerine yeterince vurgu olmadığı gibi bunlara bir sahip çıkış da var. Geçmiş 16 yıllık iktidar dönemine bir övgüden de söz ediliyor, bizler bunu asla kabul etmiyoruz. Yanı başımızda bulunan Şanlıurfa’da mağdurlara yönelik işkence bir bütün olarak ortaya çıkarılamadığını gördük. İfade özgürlüğü konusunda maalesef davalar, soruşturmalar, kişi ve kurumlara, sivil toplum örgütlerine yönelik baskılar aynı dozda hatta artarak devam ediyor. Cumhurbaşkanına hakaret davaları aynı hızla açılmaya devam ediyor. Dolayısıyla böylesi bir tabloda geçmiş döneme sahip çıkmayı kabul etmiyoruz. Dolayısıyla reform metni bu yönüyle ölü doğmuştur. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı vurgusu çok zayıf yapılmıştır. Bizim açımızdan Türkiye’de temel mesele mevzuattan değil uygulamadan ve uygulayıcıların tutum ve davranışlarından kaynaklıdır. Buna yönelik yeterince açıklık bulunmamaktadır. En çok eleştirdiğimiz meselelerden biri budur. Türkiye’de yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı sağlanmadığı sürece yapacağımız hiçbir düzenlemenin bir anlam ve karşılığı olmayacaktır” şeklinde konuştu.
KAYYIMLARIN HİBE ETTİĞİ TAŞINMAZLAR
Diyarbakır Barosu’nun gündeminde kayyımlar tarafından değişik kurumlara hibe edilen belediyelere ait taşınmazlar da vardı. Aydın, Diyarbakır’ın merkez ilçesi Kayapınar Belediyesi meclisinin aldığı hibe edilen taşınmazları geri alma kararına destekledi. Kaymakam ve müftünün meclis kararını tanımadan çocuk kreşini boşaltmasına tepki gösteren Aydın, şunları söyledi:
“Kayapınar Belediyesine ait mal varlıkları geçmiş dönem kayyumu ve şu anki kaymakam tarafından başka kurumlara tahsis edilmiş bazıları da devredilmiştir. Bu hukuksuzluk maalesef kayyumla yönetilen birçok Belediye tarafından rutin olarak uygulanan bir işlem haline gelmiştir. Kurumların devamlılığı esastır. Bu idare hukukunun temel prensibidir. Bundan hareketle dün Kayapınar Belediye Meclisinin aldığı tahsis iptali kararına rağmen polis gücünü kullanarak ve bunu yapan kurumun da müftülük olması, polis gücünü arkasına alıp gidip çocukların uykuda bulunduğu kreşi basarak son derece hukuksuz bir şekilde çalışanları ve çocukları dışarı çıkarıp sanki bu da bir devlet kurumu değilmiş gibi el koymak, çocukları dışarı çıkarmak müftülük ve kaymakamlığa hiç yakışmayan tutum ve davranıştır. Umuyoruz ki bu ve benzeri hatalardan bir an önce vazgeçilir. Orası da Kayapınar Belediyesi de bu devletin idari yapılanması içerisinde faaliyet gösteren kurumlardır. Bunu hem kaymakamlık, hem müftülük hem de bu kanunsuz emirleri uygulamaya zorlanan polislere bir kez daha sesleniyorum. Orada yapılan kanuna karşı hiledir. Bu kanunsuz emirdir, lütfen bunu uygulamayın. Aksi durumda suç işlemiş olursunuz. Bugün bu hukuka aykırı davranışlar korunuyor olabilir ama bu devran mutlak suretle değişecek. Çünkü bu hukuksuzluğun ilelebet sürmesi mümkün değildir. Bunların mutlak suretle hesabı sorulacaktır. O yüzden bütün kamu kurum ve kuruluşlarını bu hukuksuzluklardan bir an öce vazgeçmeye davet ediyoruz.”