Sözcü Gazetesi yazarları Emin Çölaşan ve Necati Doğru ile gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz'ın da aralarında bulunduğu 5 kişi hakkında "Silahlı terör örgütü (FETÖ) içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın ilk duruşması başladı.
Ankara'dan duruşmaya SEGBİS ile bağlanarak savunma yapan Emin Çölaşan, 43 yıllık gazeteci olduğunu belirterek, "FETÖ ve herhangi bir terör örgütüyle hayatım boyunca ilgim olmadı" dedi. Sanık Necati Doğru da dikkat çekmek için yazısına 'Naylon darbe' başlığını attığını belirterek, "Yazının bütününe bakmak lazım. 'Naylon' kelimesini yerini bulmayan anlamında kullandım. 265 kişi ölmüş, darbe demeyecek, ne diyeceğim. Beratimi talep ediyorum" diye konuştu.
SANIKLAR DURUŞMAYA KATILDI
İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuksuz sanık Emin Çölaşan, SEGBİS ile bağlanırken, diğer 4 tutuksuz sanık da duruşmada hazır bulundu. Emin Çölaşan, "FETÖ ve herhangi bir terör örgütüyle hayatım boyunca ilgim olmadı. 42 yıllık gazeteciyim. Cemaat hakkında binlerce yazı yazdım. FETÖ ve Zaman Gazetesi beni defalarca mahkemeye verdi, herhangi ceza almadım hepsinden aklanarak çıktım" diyerek savunmasına başladı.
"YAZIMI KALEME ALIRKEN KADININ FETÖDEN YARGILANDIĞINI BİLMİYORDUM"
İddiamanede yer alan "Bir annenin dramı" başlıklı yazısına değinen Çölaşan, "Cezaevinden bir kadın bir faks gönderiyor. 3 ve 6 yaşında çocuğu ile 8 aylık bir bebeği var. Bana 'Sekiz aylık çocuğumla cezaevine soktular' diyor. 'Bir annenin dramı' başlığı ile bunu yazıya aktarıyorum. 3 ve 6 yaşındaki çocuğu kendisinden ayrılmış, 8 aylık bebeği ile cezaevine konulmuş. İnsancıl bir amaçla yazılmış yazı. Mektupta 'Görüldü' damgası da var. Ben bu yazıyı yazdıktan sonra bu kadının FETÖ'den yargılandığını öğrendim. Yazımı kaleme alırken kadının FETÖ'den yargılandığını bilmiyordum" ifadelerini kullandı.
"YAZIM ORTADA"
Mahkeme başkanı "2013 yılına kadar 'F' tipi yapılanmadan bahsediyorsunuz. 17/25 Aralıktan sonra yazdığınız yazılarda ise fark var. Sizin görüşünüz mü değişiyor?" şeklindeki sorusu üzerine Çölaşan, " Yolsuzluk olduğunu biliyorduk. Bu olaylar ortaya çıktı. Bu operasyonu kimin yaptığını, yaptırdığını bilemem. 4 Bakan ya istifa etti ya görevden alındı. Rüşvet ve yolsuzluk ortaya çıktı. Rüşvet iddiaları belgelenmişti. Biz bunları biliyorduk, ancak kanıt yoktu. Belge olmadan 'rüşvet alıyorsun' diyemezsin. Yazım ortada zaten" diye cevap verdi.
"DARBE OLUNCA BİZDE GERÇEKLER GÖRDÜK"
"Şimdi cemaati savunma zamanı" başlıklı yazısına da değinen Çölaşan, cemaatin organlarının TOMA eşliğinde basıldığınu belirterek, "Kim olursa olsun gazetecilerin polis tarafından gözaltına alınmasına karşıyım. İki üç cümle cımbızla çekiliyor ve terör örgütüne destek veren gazeteci olarak huzurunuzda yargılanıyorum. Böyle şey olmaz. Devlet o güne kadar bunların terör örgütü olduğunu açıklamamıştı. En sonunda MGK tarafından resmi kararlar alındı ve darbe olunca bizde gerçekler gördük" diye konuştu.
"FETULLAH BENİ MAHKEMEYE VERDİ. BERAAT ETTİK. İNANILIR GİBİ DEĞİL"
"Kaseti gördüm" başlıklı yazısına ilişkin hakimin sorusuna Emin Çölaşan "Biz gazeteciyiz bize her tülü belge gelir. Hatta kasetler de çok ender olmakla birlikte gelir. Bana da günün birinde adıma kaset gönderildi. Açtık baktık ve şaşırdık. Çok önemli kişinin yakınının yatak sahneleri vardı. Gönderen belli değil. Açtık baktık, şaşırdık hepimiz. Herhalde bunu bana gönderdiklerine göre benim yazmamı ya da değinmemi istiyorlar. 'Başkasının eline geçer' diye üzerine basarak, ezerek içeride imha ettik. O yazıdan sonra Fetullah beni mahkemeye verdi. Beraat ettik. İnanılır gibi değil" şeklinde cevap verdi. 2007 yılının Ağustos ayında Burak Akbay'ın gazetede yazmasını istediğini, bunun üzerine Sözcü Gazetesi'nde yazmaya başladığını anlatan Emin Çölaşan, yazılarını yazarken kendisine telkinde bulunulmadığını da sözlerine ekledi.
"FETÖ'YÜ ÖVEN YAZIM YOK"
Diğer sanık gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz da 43 yıllık gazeteci olduğunu belirterek, "FETÖ'ye yardımla suçlanıyorum. Aleyhlerinde yazı yazdım, sempati duymadım. FETÖ'yü öven yazım yok. Olan olayları yazmışım" dedi. İddianemeye konu gazete manşetlerini tek tek göstererek açıklama yapan Yılmaz, "Darbeden önce biz uyardık, temizlenmediler. Himmet paralarının FETÖ'ye toplanıyor' dedik. Bunların silahlı terör örgütü olduğunu 2015'te kimse bilmiyor. 2016 Temmuz ayında silahlı terör örgütü olarak kabul edildi. 43 yıllık gazeteciyim. Haberlerimle suçlanıyorum. Beratimi istiyorum" dedi.
"NAYLON' KELİMESİNİ YERİNİ BULMAYAN ANLAMINDA KULLANDIM"
Gazetenin yazarlarından Necati Doğru ise yazılarıyla suçlandığını belirterek, hakkındaki suçlamaları reddetti. "Naylon Darbe" başlıklı yazısına ilişkin soru üzerine Sanık Doğru, dikkat çekmek ve yazısının okunması için o başlığı attığını söyledi. Darbenin başarısız olduğunu, darbeyi öven bir yazı yazmadığını söyleyen sanık Doğru, "Yazının bütününe bakmak lazım. Soru cümleleri var. Orada bir hüküm cümlesi yok, soru cümleleir var. Olaya hakim olmadığım için soru soruyorum. 'Naylon' kelimesini yerini bulmayan anlamında kullandım. 265 kişi ölmüş, darbe demeyecek, ne diyeceğim. Beratimi talep ediyorum" diye konuştu. Sanık savunmalarının alınmasına ara veren mahkeme heyeti, duruşmaya öğle arası verdi. Öte yandan bazı CHP'li milletvekilleri de duruşmaya izleyici olarak katıldı.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede Sözcü Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz, Sözcü Gazetesi İnternet Yayın Yönetmeni Mustafa Çetin, Sözcü Gazetesi İnternet Haber Koordinatörü Yücel Arı, yazar Necati Doğru ve yazar Emin Çölaşan şüpheli sıfatıyla yer alıyor. 61 sayfalık iddianamede 5 şüpheli hakkında "FETÖ'ye üye olmamakla beraber örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
DHA