İçişleri Bakanı Süleyman Soylu TRT Haber'de Aysun Torun, Yahya Bostan ve Melik Yiğitel'in sorularını yanıtlıyor.
Soylu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
Süreç boyunca sağlık sistemimiz hiçbir zaman alarm vermedi. 63 bin seviyelerinden 10 bin seviyelerine indik. Bu süreci yönetebiliyoruz. Bizim geçişlerimizin de tedbirli olması lazım. Vatandaşlarımız da bu süreçte birçok fedakarlık ortaya koydu. Bazı sektörleri kendim arıyorum, "Ne olursunuz biraz daha sabredin" diyorum. Aşılamada ivmeyi yakaladığımız zaman çok daha rahat hareket edebileceğiz" dedi. 1 Haziran'dan sonra kafe ve restoranların durumuna değinen Soylu, "Niyetimiz mümkün olduğunca kısıtlamaları ortadan kaldıracak adımlar atmaktır.
Soylu, son günlerde tartışma konusu olan bekçi şiddetine ilişkin "İdeolojik bir bakış açısı var" ifadelerini kullandı.
Soylu şöyle devam etti:
Bekçilik sistemi, Sayın Cumhurbaşkanımızın Türkiye'ye emanet ettiği, polis teşkilatımızın sisteminin başarılı bir şekilde yürütülmesini sağlayan sistemin adıdır. Bekçi uyarmış, bekçiyi aralarına alıp dövmüşler. Bekçi de havaya ateş açmış. Ne yapsınlar, bıraksınlar mı? Bekçilerimizin toplam 5 aylık bir eğitim süreci var. Buradaki muradımız şu: Uyuşturucudan, hırsızlığa ve terör olaylarına kadar başarı sağlamak. Vatandaşımız bu uygulamadan memnun. Biz memnuniyet anketleri yapıyoruz. Bekçi uygulamasına yönelik ideolojik bir bakış açısı var. Vatandaşımıza yönelik görevini aşan hiçbir muameleye müsamaha göstermeyiz.
Gençler toplu taşımaya binmeyin. Oraya zaten zorunlu olarak binenler var. Toplu taşıma işini bu dönemde beceremedik, becerilebilirdi. Bugün Cumhurbaşkanımızı anti-Semitizm ile suçlayanlar, 15 Temmuz'u yapanları ABD'de tutuyor, ortakları da Birleşik Arap Emirlikleri'nde.
102 yıl önce yine uluslararası saldırılara maruz kalmış ve buralardan alnının akıyla çıkmış, bizi köleleştirmeye çalıştıkları, bizi kısıtlamaya, yok etmeye çalıştıkları bir dönemden, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve tüm silah arkadaşları, o devrin bütün kahramanları kurtuluş mücadelesiyle bizim burada oturmamızı sağlayıverdi. Ama bir şey bitmedi, o gün emperyalistler hangi planları uyguluyorsa, bugün de emperyalistler aynı planlarını uyguluyor. Şunu söylemem gerekir; 100 yıldır bu saldırganlık devam ediyor ama bu saldırganlığın bir nirengi noktası daha var; Türkiye'yi yönetmemek, yönettirmemek, Türkiye'yi vesayetleri üzerinden istedikleri gibi idare edebilmek. Türkiye terörle mücadeleyle karşı karşıya, son 100 yıldır gayri nizami harp tekniklerinin bütün saldırılarıyla karşı karşıya. Yetmedi, 60 darbesi, 71, 80, 28 Şubat, 27 Nisan, 17-25 Aralık, 6-8 Ekim, 15 Temmuz, en son amiraller bildirisi, bütün bunların tamamı demin söylediğim bu sistem. Bu sistemi iki şeyi tarumar etti; birincisi 15 Temmuz, biri de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi. Bu telaşın temel sebebi, bu ortaya çıkan sürecin temel sebebi tam da 60'da kurulan düzenin bu millet ve Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde tasviyesine yönelik anlayış.
15 Temmuz'u biz yapmadık, onların talimatıyla oldu. Amerikan Büyükelçileriyle görüşmem mesela, o hatayı bir kere yaptım. Bu ülkeye saygı duymaya başladıkları andan itibaren veririm, çok net.
Son seçimden bugüne kadar Cumhur İttifakı'nın oyu yüzde 51,5'in altına düşmedi. Aceleleri ve telaşları bu, aldıkları siparişi yetiştiremiyorlar. KONDA'nın araştırması da öyle, bizim yaptıklarımız da öyle. Pandemi geçti, bu kadar saldırı yaptık, Kudüs'ü başkent ilan etttik, ondan sonra döndük Ermeni yasa tasarısını geçirdik, bu adamlar hiç etkilenmiyor. Burada Türkiye bu konuda bir karar vermiş çünkü 60'tan beri yaşayan Türkiye, Başbakanı idam edilen Türkiye, yüzde 8 binlik gecelik faizleri yaşayan Türkiye, Erbakan'ı Kaddafi'nin çadırında diye eleştirip yerin dibine batırmak isteyen bir tablo. Sadece terör silahlı değil, başka bir şey de yapıyor. Yalan ve iftira üzerinden de. Bambaşka bir istikrarsızlık, esas itibariyle emperyalist aklını işlevselleştirmeye çalışıyor. 17-25 Aralık bu milletin istediği gibi değil de, FETÖ'nün ve Amerika'nın istediği gibi bitseydi ne olurdu? Tarih nasıl değişirdi? Yıllarca bir başbakanın ismini ağzına getiremedi bu millet ya. Bizim karşı karşıya kaldıklarımız hiçbir şey. Akşener'in dediği yakışır mı ya? Çocukları katleden, öldüren, savunmasız, masum insanları ortadan kaldıran. Ne yapmış o insanlar? Sayın Cumhurbaşkanımız ne yapmış? Ben geçen hafta İdlib'deydim. Bir gitsin İdlib'e. Tabi yürek ister. Çadırdan altık, beş yıldızlı briket evlere getirdik. 50 yıl sonra, 100 yıl sonra o memleketin evlatları diyecekler ki bizi öldürüyorlardı, Türkler bize sahip çıktı, biz Müslümanız ve komşuyuz. Kimseye bakmadık, herkese el uzattık. Kürt, Türk, Arap hiç bakmadık. Ne yaptın bu ülkeye de, siz Tayyip Erdoğan'ı Netanyahu'yla aynı kareye koyuyorsunuz. Gündem değiştirmek için mi, elinize verilen sipariş mi?
'İki baron yakalandı'
CHP'nin oyu yüzde 20,5'la 21. Bir yıldır bu bantta oyları. Asimetrik hamleleri biz yaptık. Ne yaptığımızı biliyoruz. Eski dünya alışkanlıklarıyla Türkiye'ye elbise giydirebileceklerini düşünüyorlar. Şehit ailelerimiz ne olacak, bu mücadeleyi veren evlatlarımız ne olacak? Bizden giden biri var, bir siyaset partinin başında, başbakanlık da yaptı bu ülkede. O çok isterdi, 'aslında biz HDP'yle beraber olmalıyız'; bütün işi o. Mesele sadece iki bakanlık değil, hangi bakanlıklar olduğu belli. 6-7 aydan beri konuşuluyor. Biri başkan yardımcılığı direkt Kandil, öteki de Kültür ve Turizm Bakanlığı. Yok derlerse can yakarım. Bunu direkt Kandil söylüyor.
Bataklık Operasyonu'nda iki baron yakalandı. Çetin Gören'in resmini koyun arkadaşlar. Yanındaki kim? Bataklık Operasyonu'nun içinde FETÖ var ve buna ulaştık. Biraz önce resmi çıkanlar da var.
Dünya tarihinde uyuşturucuda mücadele eden bir numara ülke Türkiye'dir. Toplam 1.255 kilo banzai yakalandı. Bu mücadeleden çocuklarımızın hakkını kimseye yedirmeyiz. Daha dün deniz aşırı operasyon yaptık. Riskli bir operasyondu. Esrar, kokain, eroinde sürekli operasyon yapılıyor. Böyle bir tablo dünyanın hiçbir ülkesinde yok. Biz bir yanlış iş yaptık. Cumhuriyet tarihinin ilk uyuşturucudan gelir operasyonu. 2 milyarlık mal varlığı para, 17 şirkete kayyum. Bunu onla çarpın. Turbun büyüğü heybede. Bataklık operasyonunda ne oldu? Kim var? İki baron yakalandı. Kemal Bey 'Baronlar nerede' diyor ya. Bataklık operasyonunda dünyanın en büyük baronlardan bir tanesi yakalandı. Bunu Türkiye ilk kez duyuyor, bataklık operasyonu içerisinde FETÖ var ve buna ulaştık.
Bataklık operasyonu içerisinde biraz önce resmi çıkanlar da var. Şimdi Kılıçdaroğlu diyor ki, 'Kolombiya'dan şu kirli bilgi rotasını getirir misiniz' diyor. Bunun nasıl büyük bir baron olduğunu anlatırsam herkesin aklı şaşar. 'Kolombiya'dan Türkiye'ye gelen' dedi Kılıçdaroğlu? Bunu kim söylemiş FETÖ firarisi söylemiş. FETÖ firarisi Sait Safa...
Birleşik Arap Emirlikleri, ABD ile birlikte 15 Temmuz darbesinin failidir.
Cumhuriyet tarihinin ilk uyuşturucudan suç geliri operasyonunu yaptık. 2 milyarlık mal varlığı ve para, 17 şirkete kayyum. Bunu 10'la çarpın. Bataklık operasyonunda ne oldu? Kim vardı? İki baron yakaladık. Kemal Bey der ya, baronlar nerede. Bizi eleştirmediler mi, İçişleri Bakanı uyuşturucu satıcısının ayağını kırın der mi diye. Dünyanın en büyük baronlarından bir tanesi. Hollanda'nın imparatoru. (Sedat Peker ve Çetin Gönen fotoğrafını gösteriyor) Bataklık operasyonunun içerisinde FETÖ var ve ulaştık. Bataklık operasyonunun içerisinde biraz önce resmi çıkanlar da var. Şimdi diyor ki Kılıçdaroğlu, efendim Kolombiya'dan Türkiye'ye gelen diyor. Kim söylemiş, FETÖ firarisi Cevheri Güven.
Cumhuriyet gazetesini hedef aldı
Bunu burada söylüyorum, bırakın bu ülkeye ihanet etmeyi. İşimi yapamadığımı düşündüğüm an, bir dakika koltukta kalan namussuzdur. Nedir Kolombiya işi. Geçen yıl bir kokain yakalanıyor. Yakalandığı tarih 10 Haziran, tweet atıyorlar, bu da Türkiye civarına gideceği iddia ediliyor. İftiracılar İzmir diyor ama bizim yaptığımız araştırma Ambarlı. Bu kokain olayı çıkar çıkmaz narkotik başkanı bana geliyor, hemen irtibat kurun dedim. Sen Said Sefa ve Cevheri Güven'in ağzıyla hareket edersen böyle düşersin. Mümkünse Kolombiya'ya gidin dedim, gidemediler. Şu an FETÖ'nün kucağında olmaya çalışan bir adam için Arjantin'e adam gönderdik. Şimdi burada, gidemediler. 25 Haziran'da Kolombiya bizim narkotikle toplantı yaptık. Biz avcı gibi peşindeyiz. Bunlar bize herhangi bir yazılı belge vermediler ama bize söyledikleri şu, bu operasyonu gerçekleştiren Balkan grubu. Peki, Kılıçdaroğlu 2020 tarihinde Balkanlar'da kimin olduğuna bakarsa... Veya arkadaşlarını göndersin biz ona gösterelim. Diyor ki Panama. O da yeni çıktı, tweetle. Geleceği yer neresi, Mersin. Panama neyi söylemiyor, Panama'daki mal nereye gelecek biliyor musunuz? İlk geleceği yer İtalya. Konteynır inecek, ilk İtalya'da kalacak, 3 günden sonra gelecek. Sanki Türkiye bu işleri koordine ediyormuş gibi değerlendiriyor. 25 Şubat'ta 13 ton kokain yakalandı. Nerede yakalandı? Hamburg'da. 6 ton kokain yakalandı, nerede? Antwerp'de. Şöyle mi diyeceğiz, Şansöyle Merkel onun sahipleridir. Tam tersi. Tebrik ediyoruz dendi. FETÖ'cülerin kayığına binen bir ana muhalefet genel başkanı olur mu ya? Kimin etkisinde kaldı? Şu Özgür Özel'in bir şeyi var, klibi. Sistemi ifade etmeye çalışıyorum. Bu operasyonda HDP'den seçilen bir milletvekili de içerisinde. Burada şunu ifade etmek istiyorum, Türkiye uyuşturucuyla tarihinin en büyük mücadelesini ortaya koymaktadır. Bizim görevimiz dibine kadar gidip bu meselenin esas sahibini bulmak. Bulduğumuz zaman ilan ediyoruz, bulamadığımız zaman malı yakalamak. Bizim kadar dünyayla ortak çalışan bir ülke söz konusu değildir. Birçok ülkeyle birlikte çalıştık ve bize minnettarlar.
Türkiye, ana muhalefet partisi genel başkanının sistemine kadar oturmuş, onu konuşucu hale getirmiş bir operasyonla karşı karşıya. Ana muhalefet partisinin grup başkanvekili de çıkıyor, diyor ki, böyle bir kaset çıkıyor, bilginiz olsun. Her şeyi kurgulamışlar ve her şeyi ortaya koymuşlar. Şu Cumhuriyet gazeteciyle ilgili, şu bir kısmı, milletimize gösteriyorum. Şurada terör manşetleri yazıyor. Şimdi uyuşturucuyla ilgili mesele daha sonra. (Cumhuriyet gazeteci ve Zaman gazetesinin manşetlerini yan yana şekilde gösteriyor.) Cumhuriyet Azez diyor, Zaman Azez diyor. Cumhuriyet gazetesi: Asker eşi ve bebeği yaşamını yitirdi. Cumhuriyet gazetesi: Karanlığa girdiğimiz gün. Savcı Selim Kiraz'ın katledilmesi. Ama diyemiyor. Bir gün sonra da 180 kurşun savaş diyor. Bu kimin ülkesinde çıkıyor bu gazete? Bizle ilgili yazı yazdılar ya, biz memleketimize bağlıyız diye. DHKPC'nin hem reklamını, hem de bir savcının şehadetini söyleyemeyecek kadar yoksunlar. Dağlıca'da özel komutanı vurdular, Cumhuriyet gazetesi. Onlar unutmuşlardır, bir dönem FETÖ'nün esiri olan. Ne FETÖ, ne PKK, ne de DHKP-C ile arasında bir fark görmeden devam ediyor. Cumhuriyet gazetesi: Berkin baskını, eylemciler öldürüldü, savcı yaşamını yitirdi. (Manşetleri göstermeye devam ediyor.) Osman Kavala'ya destek. Yakında onlar da çıkacak, kimin çocuklarına FETÖ mürebbiyesi tuttuğu, hangi organize suç örgütlerinin, kimlerin olduğu, kimin Osman Kavala'nın tahsilatçıklarını yaptığı, kimin Osman Kavala'nın işlerini takip ettiği. Hepsi şu anda, devletimiz kaydı tutar, yarına bırakır ama yanına bırakmaz. Türkiye'de yapmaya çalıştılar ama Recep Tayyip Erdoğan engeline takıldılar.
Biraz önce Osman Kavala'yı da söyledim, çocuklarını FETÖ'cülere emanet edenleri de söyledim, devlet her şeyin kaydını tutuyor. Kendi güvenliğini sağlamakla mükelleftir. Türkiye'nin tam da bu işin etrafını oluşturabilecek organize suç örgütleriyle mücadelesi nasıldır?
Türkiye ne yapmış? Özellikle organize suç meselesinde. Devlet bununla mücadele etmedi mi, etti. FETÖ bu mücadeleyi kırmak için elinden gelen her şeyi ortaya koydu. Bunu hepimiz biliyoruz. 15 Temmuz oldu, Türkiye'de ne oldu? 15 Temmuz'dan sonra sayın cumhurbaşkanımız İçişleri Bakanlığı görevine getirdi bizi. Ben ömrümde tek bir güvenlik makalesi okumamış bir adamım. Ama hükümetin bir politikası var, ben onu biliyorum.
Sedat Peker'i kim koruyor?
Burada uluslararası bir operasyon var. Ama devlet Süleyman Soylu ile kaim değildir. Bu devlet suçlu ile suçsuzu en iyi bilen anlayışa sahip. Bu bir operasyondur ve operasyon devam ediyor. Bunlarla mücadele etmek bizim namusumuzdur. Bunları silmek ve süpürmek de namusumuzdur.
Anlıyorum ki; ben uzun zamandır beri organize suç şebekesi liderinin hedefindeyim. Peki, benle temas edebilmiş mi kimse? Yaklaşmaya çalışıyorlar. Hadi Beyi, Günaydın gazetesindeki fotoğrafçılığından tanırım. Benim haberim olması benim idam edilmem anlamına gelir. Böyle bir şey olabilir mi? Keklemişler, ben ne yapayım.
Yok kızıma şöyle yaptılar, böyle yaptılar. Türk polisi ne yapacağını iyi bilir. Karısının iç çamaşırına sığınan acizler.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 11 ilde yürütülen 'Bataklık Operasyonu'nda aralarında kırmızı bülten ile aranan uyuşturucu baronları Nejat Daş ve Çetin Gören'in de aralarında bulunduğu 74 kişi gözaltına alınmıştı. Operasyon 9 ülkenin güvenlik birimleriyle bağlantılı yapılmıştı.
1. ve 2. videoyu izledim. Hedef Türk Devleti. Namussuz, alçak. Azdan az, çoktan çok. Sayın Cumhurbaşkanımız ile bu konuda görüşmedik.
Sayın Cumhurbaşkanımızla bu konuyu konuşmadım. Sayın Cumhurbaşkanımızı bu konuyla meşgul etmekten hicap ederim. Bana bunları konuşmayın, ağzınıza almayın diyorlar. Bütün siyasete malzeme olmuş mesele. Ben bunu anlatmayıp ne yapacağım?