Cumhuriyet'ten Alican Uludağ'ın haberine göre; Türkiye’de iç güvenlikten sorumlu olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, son dönemde Anayasa Mahkemesi’ni hedefine koyması dikkat çekiyor. 1 Aralık 2019’da Kanal 7’de programa çıkan Soylu, “Bir kişi mahkemeden beraat almışsa görevine neden dönemiyor?” sorusuna “Her şeye Anayasa Mahkemesinin gözüyle bakıyor değilim, kimse kusura bakmasın. Belki onlar 15 Temmuz’u unutmuş, Türkiye’yi başka bir noktaya götürmek istiyor olabilirler. Ama biz 15 Temmuz’u unutmadık” dedi.
Soylu, dün (çarşamba) 24 TV’de çıktığı yayında koronavirüs salgınıyla ilgili paylaşımda bulunan 1748 sosyal medya hesabını tespit ettiklerini belirterek, bu konuda 410 kişinin yakalandığını, adli ve idari süreçlerinin devam ettiğini bildirdi. Tespit edemeyecekleri hesap olmadığını ifade eden Soylu, “Anayasa Mahkemesi maalesef bize bu konuda kısıtlayıcı bir tedbir daha getiriyor. Bundan sonra bu kabiliyetimiz çok fazla olmayacak yayınlandığı andan itibaren, şu ana kadar yayınlanmadı” diye konuştu. Siber Suçlar Daire Başkanlığının suç unsuru bulduğu andan itibaren Savcılık marifetiyle bunun üzerine gidebildiğini belirten Soylu, Anayasa Mahkemesinin kararıyla bu alanın daraltıldığını, kararın yayınlanmasının ardından toplumu infiale sürükleyebilecek, yalan bir haberi hızlı şekilde engelleme kabiliyetlerinin kalmayacağını söyledi. Bakan Soylu, Anayasa Mahkemesinin kararını eleştirerek, bu kararın devleti zaafiyete uğratacağını kaydetti.
Anayasa Mahkemesi'ne tepki gösterdi
Süleyman Soylu, bugün de (perşembe) A Haber yayınına katıldı. Provokatif paylaşım yaptığı gerekçesiyle 2 bin 551 kişinin 449’una su sabah itibariyle işlem yapıldığını belirten Soylu, buradan Anayasa Mahkemesi’ne tepki gösterdi. Soylu, şu ifadeleri kullandı:
“AYM’nin bazı kararları Türkiye'ye ait değil, Noreveç'e ait kararlar. Bağışlayın beni ama, Norveç'in etrafında İran var, Suriye var, 15 Temmuz'da Norveç'te darbe gerçekleştirilmeye çalışıldı, terör tehditi var... Türkiye'de bunlarla mücadele etmeye gerek yok sanki. AYM'nin kararları bizi gönülsüzleştirmektedir, iştahımızı kapatıyor. Birçok karar buna katılabilir. Ölme eşeğim ölme, yonca bitince yersin. Öyle kararlar alıyorlar ki. Sosyal medyada böyle bir karar alınırsa, Siber Suçlar, savcılığa bunu bildirerek işlem yapabilir. Şimdi bu işi uzatıyorlar. Burdan, oraya, oradan buraya götüreceksiniz. Öyle çelişkili kararlar veriyorlar ki, şuramızdayız. Bu çelişkileri bir vesile ile ortaya koyuyorlar. Ben lafı ağzında tutan bir insan değilim. AYM Başkanı'na her yerde söyledim bunları. Hukuk nasihati alıyoruz kendilerinden... Biz bunu söylemezsek, sahada mücadele ediyoruz.”
Soylu'yu kızdıran iptal
Süleyman Soylu’nun tepkisinin nedeni Anayasa Mahkemesi’nin 19 Şubat’ta Polis Vazife ve Selahiyetleri Yasası’ndaki bir düzenlemeyi iptal etmesi. Mahkeme, yasadaki “Polis, sanal ortamda işlenen suçlarda, yetkili Cumhuriyet başsavcılığının tespiti amacıyla, internet abonelerine ait kimlik bilgilerine ulaşmaya, sanal ortamda araştırma yapmaya yetkilidir. Erişim sağlayıcıları, yer sağlayıcıları ve içerik sağlayıcıları talep edilen bu bilgileri kolluğun bu suçlarla mücadele için oluşturduğu birimine bildirir.” hükmünü anayasaya aykırı bularak iptal etmişti.
İptal kararı, gerekçesinin Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla yürürlüğe girecek. Kararın önümüzdeki günlerde yayımlanması bekleniyor. Karar yürürlüğe girince, polis savcı veya hakim kararı olmadan kendi başına sanal ortamda araştırma yapamayacak, internet abonelerine ait kimlik bilgilerine ulaşamayacak ve bunu savcılığa bildiremeyecek.
Polise sanal ortamda takip yetkisi veren düzenleme, 8 Mart 2018 tarihinde yürürlüğe girdi. Bu tarihten bu yana polis, sanal devriye kapsamında özel programla yurttaşların hesaplarını izliyor ve “sakıncalı” gördüğü paylaşımları tutanak altına alarak, savcılığa bildiriyordu. Savcılıklar da yüzlerce kişi hakkında bu tespitler uyarınca dava açıyordu. AYM’nin iptal kararı sonrasında ise birçok mahkeme, baktıkları bu davalarda karar vermeyip AYM’nin gerekçesini beklemeye koyuldu. Gerekçeli karar yayımlandığında söz konusu davalardaki polis tutanakları hukuka aykırı delil konumuna düşecek. Yani, polis artık fişleme yapamayacak.
Anayasa 138'i çiğnedi
Öte yandan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bu konuda Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’ı aradığını söylemesi düşündürdü. Çünkü, anayasanın 138. maddesi “Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz” hükmünü içeriyor.
Yani; anayasada yargı yetkisinin kullanılmasında hakim ve mahkemelere telkinde bulunulamayacağı hükmü düzenlenirken, İçişleri Bakanı’nın bir yasa maddesinin iptali konusunda Anayasa Mahkemesi Başkanı’nı araması “anayasayı ihlal” yorumlarına neden oldu.
Anayasanın 153. maddesindeki “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar” hükmü karşısında polisin sanal ortamda yurttaşları fişlemeyi sürdürüp sürdürmeyeceği de merak konusu oldu...
AYM Başkanı neden sessiz?
Diğer yandan AYM Başkanı Zühtü Arslan, göreve geldiğinden beri basına açıklama yapmaktan kaçınarak, “kararlarımızla konuşacağız” politikasını uyguluyor. İçişleri Bakanı’nın sözleri karşısında sessiz kalan Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’ın Soylu’ya bir yanıt verip vermeyeceği ise bilinmiyor.