Tutuklu Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, iptal edilen 31 yıllık üniversite diploması hakkında açılan davada iddianame hazırlandı. Söz konusu iddianamede İmamoğlu'nun 8 yıl 9 ay hapsi ve siyasi yasaklı olması talep edildi.
İptal edilen üniversite diploması ile ilgili yürütülen yargı süreciyle, hakkında yürütülen soruşturmaların ne kadar hukuktan ve adaletten uzak olduğunu bir kez daha ortaya konulduğunu ifade eden tutuklu Cumhurbaşkanı adayı karara tepki gösterdi.
"HANGİ SİNSİ PLANA YETİŞEMİYORDUNUZ?"
Kişisel hesabının Türkiye'den erişime engellenmesi sebebiyle tepkisini Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi hesabından gösteren Ekrem İmamoğlu, "Üniversite yönetimi, fakültenin alması gereken kararı neden kendisinin aldığını "Geç kalacaktık" diyerek açıklıyor. Neye geç kalıyordunuz? Yine hangi sinsi plana yetişemiyordunuz?" dedi.
23 Mart'tan bu yana Silivri'deki Marmara Cezaevi'nde tutulan Ekrem İmamoğlu paylaşımında şu ifadelere yer verdi:
"Diploma ile ilgili yargı süreci, hakkımda yürütülen soruşturmaların ne kadar hukuktan ve adaletten uzak olduğunu bir kez daha ortaya koydu. İstanbul Üniversitesi’nin iptal kararına karşı açtığımız davada, üniversitenin mahkemeye gönderdiği belgeler, nasıl alelacele ve hukuksuz bir şekilde hareket edildiğini; açılan davaların tümünün siyasi saiklerle yürütüldüğünü gün gibi ortaya çıkardı.
Üniversite yönetimi, fakültenin alması gereken kararı neden kendisinin aldığını "Geç kalacaktık" diyerek açıklıyor. Neye geç kalıyordunuz? Yine hangi sinsi plana yetişemiyordunuz? Bir de hakkımda açılan sahtecilik davası var ki, tam anlamıyla evlere şenlik. Belgelerimi eksiksiz teslim etmişim, üniversite bu belgeleri incelemiş ve geçişimi kabul etmiş. Eğitime devam etmiş, mezun olmuş ve diplomamı almışım.
Sahtecilik bunun neresinde? Zaten gece gündüz beni düşünen savcı da ortada bir sahtecilik bulamayınca, uydurmuş. Üstelik suçu 'iştirak halinde' işlediğimi iddia etmiş. Peki, bu suça iştirak edenler kim? Onlar da yok iddianamede. Hukukun zerresi olsaydı bugün beni değil, bu hukuksuzlukları yapanları yargılayan bir sistem olurdu. O günler de uzak değil. Çünkü biz korkmuyoruz, susmuyoruz ve asla vazgeçmiyoruz."