Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul AKM'de, 'Türkiye Yüzyılı'nda Türkiye'nin Göç Yönetimi Programı'nda konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
"Şu an dünya genelinde 281 milyondan fazla göçmen var. Bunun 165 milyonu ise göçmen işçidir. Mülteci sayısı 120 milyona dayandı. Veriler her dakika 20 kişi çatışma nedeniyle ülkesini terk etmek zorunda. Dünya nüfusunun yüzde 6'sı göçmen olarak hayatını idame ettirmeye çalışıyor. Maalesef bu oranlar katlanarak artmaktadır.
BATI'YI HEDEF ALDI
Hemen her gün botların içinde Ege'de göçmenlerin acı haberlerini alıyoruz. Son 10 yılda 72 binden fazla insan göç güzergahları üzerinde hayatlarını kaybetti. Avrupa'ya sığınan binlerce çocuğun akıbeti ortaya çıkarılamadı. Organ ve fuhuş mafyası dahil masumlar zalimlerin kanlı pençesinde sönüp gitti. İnsanların göçe zorlayan Batılı ülkelerin politikaları olsa da hiçbirini bu süreçten sonra ortada göremiyorsunuz.
Dünyadaki her 100 mülteciden 75'ine zengin ülkeler değil dar gelirli ülkeler bakıp, misafir ediyor. İmkanları sınırlı ülkeler kapasitelerinin çok üzerinde yük alırken Batılı ülkeler 100-200 mülteci alıp bunu da reklam olarak kullanıyor. Türkiye doğu ile batı, kuzey ile güney arasında bir güç merkezi vazifesi görüyor. Bu meseleyle yoğun biçimde yüzleşsek de biz bu konunun yabancısı değiliz.
"KİMİN BAŞI DARA DÜŞSE YÜZÜNÜ TÜRKİYE'YE DÖNÜYOR"
Tüm mazlumlar güvenli liman olarak her zaman Anadolu'nu gördü. Milletimizin kapısını çaldı. Bugün de kimin başı dara düşse yönünü önce Türkiye'ye dönüyor. Bundan sonra da şikayet etmiyoruz, insanlık görevimiz olarak telakki ediyoruz. Muhalefet rakamlarla bu gerçeği istismar ediyor.
Onların söylediği gibi bir göçmen sayısı yoktur. 2 milyon 768 bini geçici statüyle Suriyeli kardeşimiz olmak üzere 4 milyon 33 bin Türkiye'de göçmen vardır. Tedbirlerle bu sayı günden güne azalmaktadır. 273 bin göçmenin ülkemize girişi engellendi.
"9 ARALIK'TAN BU YANA 200 BİN SURİYELİ ÜLKESİNE DÖNDÜ"
23 binin üzerinde göçmen ise gözaltına alınmıştır. Biz göç meselesine binlerce yıllık tarihimizle kadim bir gözle bakıyorum. Tahtımı, tacımı veririm ama bize sığınan mazlumu asla vermem. Bu söz bizim ecdadımızın sözüdür. Bu söze layık olmaya çalışıyoruz.
Suriye'deki çatışmalar 8 Aralı 2024 itibariyle son buldu. Yeni bir yönetim Suriye'de iktidara geldi ve Suriye'yi ayağa kaldırmak için uğraşıyor. Suriye kendisini yavaş yavaş toparlıyor. 9 Aralık'tan bu yana Türkiye'den Suriye'ye dönenlerin sayısı 200 bine ulaştı. Diğer ülkelerle birlikte bu sayı 900 binin üzerine çıktı.
Tam 13.5 yıl boyunca çok ağır eleştirilere maruz bırakıldık. Ülkemizdeki mazlumları otobüslere doldurup ülkesine göndermekten Ankara ve Kayseri'de yaşanan alçakça provokasyona kadar pek çok badire atlattık. Hükümetimizi zor durumda bırakmak için her şeyi denediler. Sustular, izlediler, tek cümle dahi kurmadılar. Ama biz inancımıza ve insanlığımıza yakışanı yapmaktan vazgeçmedik. Bu millete bir daha Boraltan Köprüsü faciası gibi bir şey yaşatmayacağız dedik.
"IRKÇI PROVOKASYONLARA İZİN VERMEYECEĞİZ"
İnşallah bu tertemiz sicilimize leke sürdürmeyeceğiz. Irkçı provokasyonlara izin vermeyeceğimizi söylemek istiyorum. Bu süreçte hukukun, göçle ilgili temel politikalarımız dışına çıkan olursa gerekeni yapacağız kimsenin gözyaşına bakmayacağız."