Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nde birinci sınıf öğrencisi olan 20 yaşındaki B.A. isimli kadın, 8 Kasım’ı 9 Kasım’a bağlayan gece, katıldığı doğum günü kutlamasından kaldığı yurda dönerken aynı üniversitede öğrenim gören 25 yaşındaki Y.E.E.’nin cinsel saldırısına uğradı. Genç kadının ifadesine göre Y.E.E., genç kadının “Bağıracağım” demesi üzerine olay yerinden uzaklaştı.
B.A., 9 Kasım akşamında avukatı ile birlikte Y.E.E.’den şikayetçi oldu. Şikayet üzerine emniyet ekipleri, çevredeki güvenlik kamerası görüntülerini inceledi. Kamera kayıtlarında genç kadına cinsel saldırıda bulunduğu görülen Y.E.E. gözaltına alındı ve 10 Kasım’da tutuklandı.
Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı, Y.E.E. hakkında 11 Kasım’da iddianame hazırladı ve sanık hakkında 'basit cinsel saldırı' suçundan dava açtı. Muğla 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 1 Aralık’ta yapılan ilk duruşmada mahkeme, sanık avukatının savunma için süre istemesi üzerine davayı 13 Aralık’a erteledi.
'Pişmanım' diyerek indirim aldı
Mahkeme, dün yapılan ikinci duruşmada kararını verdi. Y.E.E.’ye 'basit cinsel saldırı' suçundan önce 5 yıl hapis cezası veren mahkeme, sanığın duruşmada “Çok üzgünüm, pişmanım, hata yaptım” gibi sözlerle pişmanlığını dile getirmesi üzerine 1/6 oranında indirim yapıp cezasını 4 yıl 2 aya düşürdü ve Y.E.E.’yi tahliye etti.
'Bu kararın kesinleşmesi beklencek'
B.A.’nın avukatı Alev Öztürk, olayı ve sonrasında yaşananları şöyle anlattı:
"Müvekkilim, 9 Kasım gece saatlerinde kalmakta olduğu yurda dönerken hiç tanımadığı, daha önce hiç görmediği bir erkek tarafından cinsel saldırıya uğradı. Bunun sonucunda biz, şahıstan şikayetçi olduk. Bu şikayet sonrasında polisler tarafından, olayın yaşandığı caddeyi gören MOBESE’ler tespit edildi. MOBESE kayıtları incelendi ve müvekkilin yaşadığı, maruz kaldığı saldırı, MOBESE kameralarına da birebir yansımıştı. Yaşanan o korkunç vaka, görüntülerden de anlaşılıyordu. Şahıs, ertesi gün hemen gözaltına alındı ve tutuklandı. Savcılık, dosyayı hiç bekletmeksizin soruşturmayı tamamladı ve sanık hakkında 'basit cinsel saldırı' suçundan dava açtı. Mahkeme de hiç bekletmeden duruşma gününü verdi. 1 Aralık'ta ilk duruşması yapıldı. İlk duruşma, sanık vekilinin savunma için süre istemesi üzerine ertelendi. Karar duruşmasının sonunda sanığa, 'basit cinsel saldırı' suçundan 5 yıl hapis cezası verildi. Sanığın mahkemede sürekli, 'Çok üzgünüm, pişmanım, hata yaptım' gibi pişmanlığını dile getirmesinden dolayı mahkeme, TCK 62 gereği 1/6 oranında indirim yaptı ve 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı. Şimdi bu kararın kesinleşmesi beklenecek. Karşı tarafın, bölge adliye mahkemesine istinaf hakları var. Kararla birlikte tahliye edildi ama kararın kesinleşmesine müteakip kendisi, günlerini belli bir süre hapiste geçirecek.
Ben, müvekkilimle ilk karşılaştığımda 'Niye hemen şikayet etmedin' dediğimde bana, 'Bana kimse inanmayacak. Ben kendimi kimseye inandıramam' demişti. Çünkü hakikaten artık toplum da mahkemeler de hakimler de savcılar da genel olarak kadın beyanını esas almayıp, kadına inanmadığı için cinsel saldırı ya da herhangi bir şiddete maruz kalan kadınlar, bu endişelerinden dolayı şikayet etmekten imtina ediyorlar. Bir sürü olay da aslında gizli kapaklı kalıyor. Müvekkilin cesaretini toplayıp şikayet etmesi, ardından MOBESE kayıtlarının olması suçu ayan beyan ortaya koyduğu için böyle bir cezanın çıkması bizi umutlandırıyor. Çünkü genel olarak kadın, böyle bir olayla yargı makamına çıkınca ispatlayamadığı için suçlar cezasız kalıyor. Şu an ülkede kadına yönelik şiddet faillerine karşı ciddi bir sistematik cezasızlık var. O yüzden ben duruşmada da söyledim; ülkemizde kadına yönelik şiddetin arttığı bugünlerde ne büyük şanstır ki olay birebir MOBESE kayıtlarına yansımıştır ve müvekkilimin tüm beyanları ile örtüşmektedir.
Eğer o kamera kayıtları olmasaydı savcılık muhtemelen takipsizlik kararı verecekti ve şahıs elini kolunu sallaya sallaya, hiç tanımadığı başka kadınlara karşı da aynı suçu işlemeye devam edecekti. Çünkü olayın vahameti şu; sokak ortasında bir kadının tek başına yürüme özgürlüğünün de gaspıdır. Bu toplumda artık erkekler, sokak ortasında hiç tanımadığı bir kadına cinsel saldırı da bulunma cesaretini gösterebiliyor. Çünkü uygulanan sistematik cezasızlık ve devletin de yürüttüğü, özellikle kadın-erkek eşitsizliğini körükleyen politikaları, erkekleri daha da cesaretlendirip sokak ortasında dahi kadına her türlü şiddeti yapmaktan çekinmemesine yol açıyor. O yüzden tabii ki bizim için bu ceza umutlandırıcı.
Artık bunlar için umutlanır ve sevinir hale geldik. Eğer biz bu şikayeti yapmamış olsaydık, şahıs şu an elini kolunu sallaya sallaya sokak ortasında dolaşıyor olacaktı ve bir sürü kadın aynı suça maruz kalma potansiyelinde olacaktı. Bu ülkede kadınlar, gecenin 12'sinde de sabahın 9'unda da özgürce dolaşma hakkına sahip ve hiçbir erkek bu özgürlüğü onların elinden alamayacak. Bu ceza, en azından bunu da göstermesi açısından ve bu suçun cezasız kalmayacağını göstermesi açısından önemli ve umut verici bir karar oldu”