Siz İstediniz Biz Yayınladık... Kılıçdaroğlu'nun Babala TV'deki Yayını Halk TV'deydi

Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Babala TV'de yayınlanan Mevzular Açık Mikrofon isimli programına katıldı. Program büyük ilgi gördü ilk 12 saatte 14 milyona yakın izlenmeye ulaştı. Halk TV programı şimdi kesintisiz olarak Halk TV'de yayınlandı.

Oğuzhan Uğur'un Babala TV'deki 'Mevzular Açık Mikrofon' programının dün gece yayına alınan bölümünde konuk Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu idi. Büyük ilgi gören program gün içinde 14 milyona yakın izleyici sayısına erişti.

Youtube üzerinden yayın yapan Babala TV'nin programının duyulmasından sonra ilginç bir gelişme yaşandı. Halk TV izleyicileri, bu sabah İsmail Küçükkaya'nın Yeni Bir Sabah programına mesaj yağdırarak programın tamamının Halk TV'den de yayınlanmasını istedi.

Programın tamamı kesintisiz olarak Halk TV'de yayınlandı.

"Önce beni tanıyın"

Yayına katılarak giriş konuşmasını yapan Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

"Önce beni tanımanızı isterim arzu ettiğiniz her soruyu büyük bir cesaretle sorabilirsiniz. Burası bir ayna gibi olmak zorundadır. Ülkenin geleceği açısından birbirimizi tanımak zorundayız. Önce beni tanıyın ben okuma yazma bilmeyen bir annenin ve ilkokul mezunu bir babanın 7 çocuklu bir ailesinden geliyorum. 7 çocuktan üniversite okuyan sadece benim. İlkokula Van'ın Erciş ilçesinde başladım. İlkokula Tunceli'de başladım. Elazığ Ticaret Lisesi mezunuyum. Çünkü lise kayıtlarını kaçırmıştık. Babamın görev yaptığı yerde lise yoktu. Ondan sonra malum Ankara'ya İktisadi ve Ticari Bilimler Akademisine geldim. Zor bir sınavı kazandım. Maliye Bakanlığı’na girdim. Uzun yıllar Maliye Bakanlığında çalıştım. Sonra bir yıl süreyle devlet beni Fransa'ya gönderdi. Hayatta en yüksek ücret aldığım bir dönemdi orada bulunduğum süre. Arkasından geri döndükten sonra teklif geldi; Maliye Bakanlığı’nda daire başkanlığı, sonra genel müdür yardımcılığı, sonra Bağ-Kur genel müdürlüğü, Sosyal Sigortalar Kurulu genel müdürlüğü, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müsteşar yardımcılığı. Sonra emekli oldum ve emekli olduktan sonra teklif üzerine siyasete girdim. Kader bizi buraya getirdi. Beni tanımanız böyle… Büyük ablam hayatta o da okuma yazma bilmiyor. Yaşadığımız koşullar böyle. Sıradan bir halk nasıl yaşıyorsa bir aile nasıl yaşıyorsa o koşullarda yaşayan bir kişiyim. Bu noktaya gelmemin nedeni, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bize sağladığı fırsat eşitliği. Bu imkanları değerlendirerek buralara geldim.

"Tarihin sizlere yüklediği sorumluluğu iyi bilmeniz gerekmektedir"

Şimdi sizlerle beraber olmaktan son derece mutluyum bunu bilmenizi isterim bu benim gençlerle yaptığım ilk toplantı değil. Daha önce de gençlerle çok toplantı yaptım. Belki ilk kez kamuya açık gençlerle bir toplantı yapıyoruz. Bir siyasetçinin övgüye değil; sağlıklı ve tutarlı eleştiriye ihtiyacı var. Ben eleştiriye değer veren biriyim. Benim eksiğimi ve hatamı eleştiren biri bana hatamı anlatabilir. Sizden istediğim; Pazar günü sandığa gittiğinizde vicdanınızın sesini dinleyerek oyunuzu kullanmanızdır. Türkiye’nin kaderini değiştirecek olan bizler değil sizlersiniz. Tarihin sizlere yüklediği sorumluluğu iyi bilmeniz gerekmektedir. Benden hatırlatması, gerisi sizin vicdanınıza kalmış. Sandığa gidip oy kullanacaksınız…

İşte şimdi karşınızdayım arzu ettiğiniz her soruyu sorabilirsiniz…

Ne prompterımız var ne de sizin ne soracağınızı biliyorum. Bakalım hangi sorular gelirse cevap vermeye çalışacağım. Bir şeyi daha söylemek isterim İnsanlığı ileriye taşıyan temel güdü ve en önemli şey aykırı düşüncelerdir. Dolayısıyla farklı düşüneni baştan suçlamak kadar yanlış bir şey yok. Önce analiz ederek bakmamız ve işin derinliğine inmemiz gerekiyor.

Bu toplantıda bana benim zaman zaman görüştüğüm 3. Kişilere dair sorular da sorabilirsiniz ama o kişilerin rızasını almadan benim bir açıklama yapmam ve ayrıntıya girmem benim etik değerlerim için doğru olmaz. Tarihin bize yüklediği en ciddi sorumluluk dönemindeyiz her alanda sorunumuz var. Sorunsuz hiçbir alanımız yok. Bu sorunları çözmek hepimiz görevi. Bu sorumluluğun bilincinde hepimiz oyumuzu kullanmak zorundayız.

21. yüz yıldayız artık her saniyede bir buluş var. İçinde yaşadığımız çağı Türkiye'nin de yakalaması gerekiyor bunu sağlayacak olan sizlersiniz. Hepinizin sorularını tek tek alacağım. Yanıtlarım sizi tatmin etmeyebilir ama samimiyetle yanıtlayacağıma emin olabilirsiniz. Olağanüstü bir enerji var bu enerjiyi umarım ayın 28'inde dışarı çaracağız."

Sorular soruldu...

-Ben değişim isteyen bir vatandaşım ama karşıt aday olarak yine ekranlarda çok uzun zamandır sizi görüyorum. insanlar yeni yüzler görmek istedi. Neden insanları dinlemediniz ve aday oldunuz?

"Biz yeni bir değişime hazırlık yapmak zorundayız. Bu yeni değişimin aktörleri çok daha farklı. Yani tek bir kişiye, devleti teslim etmemek… Bir geniş bant içerisinde bir araya gelen, farklı düşüncelerdeki insanların Milli Kurtuluş Savaşı sonrası Türkiye nasıl yeniden inşa edildiyse Türkiye’nin yeni bir inşa sürecini başlatmak zorundayız. O nedenle ben gidip de “Ben adayım” demedim. Onun altını özenle bir çizeyim. Ama beraber olduğumuz diğer liderler adaylık konusunda sizin olmanız gerekir diye bir düşünce ifade ettiler. Olabilir veya olmayabilir. Burada önemli olan şu siz Türkiye’nin sorunlarını tek başınıza değil, beraber aşmak zorundasınız. İlk Altılı Masa toplantısında yaptığım konuşma şuydu: “Tarihin bize yüklediği ağır bir sorumluluk var. Türkiye’de demokrasi tehlikede. Türkiye’de gençler gelecekten umutsuz vaziyette. Ekonomide çok ciddi sorunlar var. Dolayısıyla pek çok sorun toplamda büyük bir karamsarlık havası yaratıyor. Biz tek başımıza CHP olarak 400 milletvekili çıkarsak dahi ülkenin yönetiminde sorunlar her zaman olabilir diye, o nedenle beraber ve birlikte sorunları aşmak zorundayız. İşin özü bu.”

- Diyarbakır’a geldiğinizde neden Diyarbakır Anneleri’ni ziyaret etmediniz?

Diyarbakır Anneleri’ni öğretmenevinde ziyaret ettim. Sadece Diyarbakır Anneleri’ni değil, Cumartesi Anneleri’ni de… Anneler, annedir. Ben bunu Meclis kürsüsünde de ifade ettim. Annelerin sorunu varsa, annelerin sorunları ile ilgilenmek gerekiyor. Elbette ki hiçbir anne evladının dağda olmasını, teröre bulaşmasını istemez. Annelerin bu duyarlılığını kabul etmemiz ve onların bu duyarlılığına tercüman olmamız gerekir.

-TOGG’u neden eleştirdiniz?

"Hiçbir zaman, hayatımın hiçbir döneminde de “Vay efendim niye TOGG yapıldı?” diye bir cümle kullanmadım. Tam tersine, kim yaptıysa ona şükran borçluyum. Teknoloji açısından yüzde 100 yerli değil. Zaten yüzde 100 yerli olan bir şey dünyada yok. Neden? Çünkü siz bir yatırım yapıyorsanız, yaptığınız yatırımın belli parçalarını en kaliteli ve en ucuz hangi ülkede üretiyorsanız orada üretirsiniz. Togg bizim açımızdan son derece önemli. TOGG ile ilgili negatif bir cümle kullanmadım."

- ABD'de yaşayan iki Türk girişimci Eren Özmen ve Fatih Özmen'e ait Sierra Nevada'yla ilgili tartışmalar hakkındaki soruyu da yanıtlayan Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

"İki milyar dolarlık servetleri var. Uzay sanayinde Elon Musk'tan sonra en önemli kişiler. Bunların bize gelip yardım yapması, Atatürk Havalimanı'nda hangarlar var. Onları tashih edeceğiz. Uçak gelip kalkmayacak burada. Biz uzay sanayi konusunda Türkiye'yi geliştirmek zorundayız. Türkiye kökenli iki Alman vatandaşı Kovid-19 aşısını buldular değil mi? Alman ekonomisine 140 milyar dolar kazandırdılar bir yılda. Türkiye'de olsalardı biz kazanacaktık. Bizim insanlarımızı Türkiye'ye getirip yüksek yetenek inşasını yeniden kurmak için mücadele ediyorsam bundan kim alınacak. CIA'yle iş birliği yaptılar mı diyorsunuz?

Genç: CIA'yle bağlantısı tespit edildi.

Kılıçdaroğlu: Efendim, kim tespit etti?
(Uzun süreli sessizlik)

Genç: Dünya kadar belge sunuldu sosyal medyada, haber sitelerinde..."

“Artık helalleşmemiz lazım“

Neden bugün özgürlükçü davranıyorken aynı hassasiyeti zamanında başörtüsü için göstermediniz?

Hayatlarımızın evreleri vardır. İnsanoğlu sürekli gelişen, düşüncelerini daima geliştiren kişidir. Sabit tuttuğunuz zaman siz asla büyüyemezsiniz. Sorunları çözmek için kapasitenizi öldürmüş olursunuz. Artık helalleşmemiz lazım. Helalleşme ne demektir? “Benim kusurum var, kabahat bana ait, gelin helalleşelim.” Başörtüsü sorununu çözmek için ilk sözü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayıyken Okmeydanı’nda büyük bir mitingimiz yapılmıştı, ben bu sorunu çözeceğime dair söz vermiştim. Yusuf Ziya Özcan YÖK Başkanıydı. Kendisini aradım dedim ki “Başörtülü kızları neden üniversiteye almıyorsunuz?”, “Siz karşısınız” dedi. “Ben karşı değilim” dedim. Başörtüsü konusunda karnemizin kırık olduğunu gittiğim her yerde ifade ediyorum. Orada bir hatamız var. Kadının kılık kıyafeti ile uğraşılmaz. Kadın istediği gibi giyinir. Kadının başka sorunu varsa, çözümü siyaset kurumuna düşüyorsa siyaset kurumu o sorunu çözebilmelidir.

Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin temel değerlerini kabul etmeyen ve paramiliter yapı olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a destek veren SADAT'ı hatırlattı.

"Asya-Afrika İslam Devletler Birliği (ASRİKA) adında, başkenti İstanbul, resmi dili Arapça olan bir konfederasyon kurulması öngörülen İslam Birliği Kongresi’nin 6.’sına yönelik önsöz yazan SADAT’ın kurucusu Adnan Tanrıverdi aynı zamanda Erdoğan'ın başdanışmanlığını yaptı.

"Sayın Erdoğan' 'Her türlü milliyetçiliği ayaklarımın altına alıyorum' dedi. Ben altı okunda milliyetçilik yazan bir Kemal Kılıçdaroğlu olarak milletin haklarını sonuna kadar savunurum. Ben gerçekten de Mustafa Kemal'in milliyetçisiyim, gerçek anlamda milliyetçiyim.

Kendi ülkemin Anayasal kuralları var. HÜDA-Par, 'Ben Türk bayrağı demem' diyor. Erdoğan bunu kabul ediyor mu etmiyor mu? Ben kabul etmiyorum. Bayrağımız Türk bayrağıdır. Onunla da gurur duyarım.

Aynı şekilde SADAT denen bir kuruluş var. SADAT denen kuruluş diyor ki: 'Ben Türkçe'yi kaldıracağım. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kaldıracağım. Avrasya diye bir devlet kuracağım. Resmi dili Arapça olacak. SADAT'ın başkanı Sayın Cumhurbaşkanı'nın danışmanı. Benim SADAT'a gidişimin temel nedeni oydu. Sen kim oluyorsun da Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kaldıracaksın, bayrağını kaldıracaksın, dilini değiştireceksin, Erdoğan'ın yanında olacaksın. Ben buna izin vermem dedim!

Milliyetçi olmak ırkçı olmak değil. Herkesin kimliğine saygı duyarım. Milliyetçi olmanın iki temel kuralı vardır: Bayrak ve vatan. Bayrağına ve vatanına saygı duyan herkesin benim başımın üstünde yeri var. Bayrağa ve vatana saygı duymuyorsa kusura bakmasın! Ben ona mesafe koyarım. Herkesin kimliği başımın üstünde. Hangi görüşten olursa olsun benim başımın üstünde.

Ama gelecek, Anayasa'nın ilk 4 maddesini değiştireceğini, Türkiye'nin sınırlarını değiştireceğini, resmi dilini Arapça yazacağını, Türkiye Cumhuriyeti Devletini kaldıracağını, yeni devletin adının Asrika olacağını söyleyecek. Toplantılar yapacak, bu toplantılara devletin erkanı katılacak.

Bay Kemal de bunu seyredecek! Yemezler! Yemezler!"

Ne olmuştu?

Yağmur gibi yağan mesajlar üzerine İsmail Küçükkaya izleyiciye verdiği sözü yerine getirmek için reklam arasında Halk TV Yönetim Kurulu Başkanı Cafer Mahiroğlu'nu telefonla arayarak görüşünü aldı. Mahiroğlu'nun "programın tamamını yayınlayabiliriz" yanıtı üzerine İsmail Küçükkaya bu kez Oğuzhan Uğur'u aradı.

Yeni Bir Sabah Programında konuğu Ali Babacan ile 28 Mayıs Seçimleri üzerine değerli bir söyleşi gerçekleştiren İsmail Küçükkaya'yı Oğuzhan Uğur canlı yayın sırasında aradı. Milyonlarca izleyicinin önünde gerçekleşen telefon konuşmasında Oğuzhan Uğur Mevzular Açık Mikrofon'un Kemal Kılıçdaroğlu bölümünün tamamının Halk TV'den yayınlanmasına izin verdi.

Türkiye Haberleri