Eski CHP Ankara Milletvekili Sinan Aygün, Eskişehir yolundaki "Togo Kuleleri" olarak adlandırılan inşaatının mühürlenmesinin ardından, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve ekibinin kendisinden 25 milyon lira rüşvet istediğini iddia etmesiyle başlayan tartışma devam ediyor.
Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek, tartışmalara neden olan TOGO’nun, Sinan Aygün’ün ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin avukatı Mehmet Ali Alan’ın eski başkan Melih Gökçek’in de şahsi avukatı olduğunu yazdı.
İşte o yazı:
TOGO Kuleleri tartışmasının bütün taraflarını dinledik. Verdikleri bilgileri kendi araştırmalarımızdan ve görüşmelerimizden elde ettiğimiz bilgilerle birleştirince tablo netleşti. Şimdi çok somut bilgilere göre şu tabloyu paylaşabiliriz:
– 15 Temmuz 2016: Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB), Sinan Aygün'ün ve ortağının 12 bin metrekare arazisinde emsali 1.5'ten 2.1'e çıkardı. 120 bin metrekare inşaat yapılmasının önü açıldı. Belediye Başkanı Melih Gökçek'ti.
– 25 Ekim 2016: Mimarlar Odası Ankara Şubesi (MOAŞ), planın iptali için Ankara 17. İdare Mahkemesi'ne başvurdu.
– 17 Ocak 2018: Mahkeme, plan değişikliğinin yürütmesini durdurdu.
– 2 Şubat 2018: Mahkeme kararı taraflara tebliğ edildi. ABB inşaatı mühürlemedi. Başkan Mustafa Tuna'ydı.
– 6 Nisan 2018: Mahkeme, plan değişikliğini iptal etti.
– 16 Mayıs 2018: Karar ABB'ne tebliğ edildi ancak ABB inşaatı mühürlemedi. Başkan Mustafa Tuna'ydı.
– 18 Mayıs 2018: Belediye Avukatı Mehmet Ali Alan, Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesi Başkanlığı'na istinaf başvurusu yaptı ve mahkeme kararının yürütmesinin durdurulması istendi.
– 31 Mayıs 2018: MOAŞ, ABB'ne “inşaatı mühürleyin” yazısı gönderdi.
– 5 Temmuz 2018: ABB, MOAŞ'nin talebini reddetti. Gerekçe “Kararda yapı ruhsatının iptaline dair bir hüküm bulunmuyor” oldu. Başkan yine Mustafa Tuna'ydı. MOAŞ bunun üzerine 12. İdare Mahkemesi'ne başvurarak yapı ruhsatının iptalini de talep etti.
– 8 Kasım 2018: İstinaf, 17. İdare Mahkemesi'nin iptal kararının yürütmesini durdurdu. Kule inşaatı özgürlüğüne kavuştu.
– 11 Nisan 2019: İstinaf Mahkemesi bu kez yerel mahkeme kararına yapılan itirazı reddetti (Ancak bir önceki yürütmeyi durdurma kararı hakkında hiçbir hüküm belirtmedi). Karar çıktığında Mansur Yavaş üç günlük başkandı.
– 21 Mayıs 2019: Belediye'nin sözleşmeli avukatı Mehmet Ali Alan karar için Danıştay 6. Dairesi'ne temyiz başvurusu yaptı.
– Mayıs 2019: MOAŞ, ABB'ye bir kez daha yazdı: İnşaatı mühürleyin. İmar Daire Başkanı Ertuğrul Candaş, cevabında inşaatın yüzde 75 oranında tamamlandığı, müktesep hak oluştuğu için MOAŞ'nin talebi doğrultusunda işlem yapamayacağını bildirdi. Belediye Başkanı Mansur Yavaş'tı.
– 24 Ekim 2019: 12. İdare Mahkemesi, yapı ruhsatını da iptal etti. Başkan Mansur Yavaş bu kararı istinafa götürmeme talimatı verdi (Buna rağmen hukuk müşaviri istinaf başvurusu yaptı, ancak Yavaş bunu fark edince başvuru geri çekildi. Müşavir hakkında soruşturma başlatıldı). İnşaat mühürlendi.
Alan: Bildirmek değil, sonuçlandırmak görevim
Daha önce ABB'nin 11 Nisan'da çıkan kararı neden 8 ay gecikmeli uyguladığını sormuştum. Yavaş ise avukatın kararı kendilerine zamanında bildirmediğini söylemişti. Avukat Alan ile görüştüm. Kararın kendisine 15 Mayıs 2019'da tebliğ edildiğini, kendisinin de kararı 11 Temmuz 2019 günü, Whatsapp uygulaması üzerinden belediye müşavirine gönderdiğini söyledi. Alan şöyle konuştu: “Gördüğünüz gibi ben gönderdikten 4 ay sonra uygulamışlar. Ayrıca benim sözleşmemde her detayı belediyeye bildirme değil, süreci tamamlama zorunluluğu var. Hükmü kesinleştirir, dosyayı belediyeye teslim eder ücretimi alırım.”
MOAŞ'nin, ABB'ni kendisinden önce karar konusunda bilgilendirdiğini buna rağmen belediyenin inşaatı mühürlemediğini anımsatan Alan, Yavaş'ın kendisini suçlamasına tepki gösterdi.
Alan, ilgili davada, 26 Aralık 2016'da Aygün, bir gün sonra da ABB ile sözleşme imzaladığını söyledi. Alan, Melih Gökçek'in şahsi avukatı olduğunu da doğruladı.
Çare mahkeme kararının uygulanması
Olay basit: Plan değişikliği Aygün'e çok büyük rant sağlamış. Millet adına görev yapan mahkemeler de o rantı yaratan plan değişikliği ile ruhsatı iptal etmiş. Keşke Mustafa Tuna o kararların gereğini zamanında yapsaydı.
Şimdi, Mansur Yavaş o mahkeme kararlarını uyguladığı için “suç işlemiş” gibi hedef tahtasına konuluyor.
Aleyhine “irtikap” iddiasında bulunan Aygün de “kendi ceplerine koymak için değil, okul için istediler” demeye başladı.
Bu netliğe rağmen devletimiz “şu FETÖ soslu arazi ve inşaat rantı işini soruşturalım, bakalım neler dönmüş” demek yerine mahkeme kararını uygulayan Yavaş hakkında soruşturma başlattı.
İnsan olup biteni izleyince “bu ancak Türkiye'de olur” diyor.