Seyit Torun: Vatandaşın hayat tarzına müdahaledir

CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, CHP’li belediyelerin yaptığı hizmetler hakkında bilgi verirken iktidara eleştiriler yöneltti

CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Seyit Torun, CHP’li belediyelerin salgın döneminde halka verdiği destekler ve 17 günlük kapanma sürecinde yapacakları kampanyalar hakkında bilgi verdi. Seyit Torun, iktidarın salgın dönemindeki politikalarını eleştirdi.

Torun’un konuşmasından satır başları şöyle:

'İktidar vatandaşa destek vermeyi gerekli dahi görmüyor'

Ülke olarak çok zor günlerden geçiyoruz. Milletimiz bir yandan COVİD-19 salgınında canıyla uğraşırken bir yandan da siyasi iktidarın kötü yönetimi altında ekmek derdine düştü. Artık öyle bir noktaya geldik ki bu iktidar, aşılamada ve tedbirlerde yetersiz kaldığı için milletin sağlığını koruyamıyor, sosyal devlet ilkesinden koptuğu için de vatandaşa destek vermeyi, gerekli dahi görmüyor. İktidar, vatandaşa ‘eve kapanın’ diyor ama milleti evde tutacak destekleri onlardan esirgiyor. Yani bu iktidar, ülkemizin kaynaklarını, ihtiyacı olan milletimiz için değil sadece kendi çevresinin çıkarları için harcamayı tercih ediyor. Ancak kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmazmış. Milletimiz de bu yaşananları unutmayacak, sandık geldiğinde ise bu adaletsiz düzene son düdüğü çalacak.

'Belediyelerimiz seferberlik başlatmıştır'

Yaşanan olumsuz tabloya rağmen gururla söylüyorum ki: İyi ki Cumhuriyet Halk Partili belediyeler var. Bizim belediyelerimiz, bu zor zamanlarda iktidarın veremediği hizmeti, milletin ayağına götürmüştür. Bu süreçte can ve geçim derdine düşen milletimiz bir nebze olsun rahat nefes alabildiyse, açık söylüyorum bu da bizim belediyelerimizin sayesindedir. O yüzden iktidar, her fırsatta belediyelerimize saldıracağına, onlara dua etmelidir. Olağanüstü günlerden geçiyoruz. Milyonlarca insanımız açlık sınırına terk edilmiş durumda. Şunu herkes bilmelidir: Vatandaş bu haldeyken bizim belediyelerimizin uçuk kaçık, çılgın projelere harcayacak tek kuruşu dahi yoktur. Bu yoksulluk ortamında tek amacımız, bir ailenin daha yüzünü güldürebilmek için tüm imkânları zorlamaktır. Bizim belediyelerimiz şu anda, sosyal yardım listesine bir aileyi daha ekleyebilmek için seferberlik başlatmıştır. Bu anlayışla çalışan belediyelerimiz, kısıtlı imkânlarına ve siyasi iktidarın tüm baskılarına rağmen, sosyal belediyeciliğin tarihini yazmıştır, yazmaya da devam edecektir. Belediyelerimiz sadece pandemi sürecinde 11 milyondan fazla vatandaşımıza hem ayni ve hem nakdi yardım götürdü. Borcu olan 1,5 milyona yakın ailenin suyu kesilmedi. Belediyelere ait iş yerlerinin kiraları ertelendi. Bunlar da yetmedi dayanışma kampanyaları başlatıldı. Şu ana kadar ‘askıda fatura’ kampanyalarında, ihtiyaç sahibi ailelerin 500 bine yakın faturası, hayırsever vatandaşlarımız tarafından ödendi. Bu faturaların toplam bedeli ise 50 milyon lirayı aştı. Bunun dışında belediyelerimiz Ramazan ayı için de özel çalışmalar yaptı, yapıyor. Ramazan ayının ilk iki haftasında; 1 milyon 578 bin haneye ayni yardım, 498 bin haneye nakdi yardım yapıldı. Bu yardımların toplam maliyeti, sadece iki haftada 100 milyon lirayı buldu. Ramazan ayında başlatılan bağış kampanyalarında da şu ana kadar 30 milyon liraya yakın destek toplandı.

'Belediyelerimiz harcamalarının yüzde 10'u yardımlara ayırdı'

Şimdi, 17 günlük ‘tam kapanma’ sürecine giriyoruz. Sayın Genel Başkanımızın talimatları üzerine belediyelerimize yeni bir genelge gönderdik. Bu 17 günde, siyasi iktidarın kaderine terk ettiği vatandaşlarımız için yeni bir seferberlik başlatıyoruz. Bu kapsamda; Belediyelerimiz, devam eden yardımlarının yanı sıra, belediyelere ait iş yeri kiralarının ertelenmesi ve faturasını ödeyemeyen ailelerimizin suyunun kesilmemesi konusunda hassasiyet gösterecek. Belediyelerimiz ayrıca, ihtiyaç sahibi vatandaşların borçlarına karşılık icra taleplerini de durduracak. Tüm bunların yanında; iş yeri kapanacak esnaf, bu iş yerlerinde çalışan işçiler ile gündelik işlerde çalışan vatandaşlarımıza imkânlar ölçüsünde destekler verilecek. Yani bizim belediyelerimiz tam kapanmada, tam seferberlik anlayışıyla çalışmaya devam edecek. İnanıyoruz ki belediyelerimiz, bu tarihi sorumluluğun da altından kalkacak, 17 günlük kapanma süresinde, bölgelerindeki vatandaşın yüzünü güldürmek için tüm imkânları zorlayacaktır. Şunun altını çizmek isterim ki: Bizim belediyelerimiz bu zor süreçte, yıllık harcamalarının ortalama yüzde 10’unu sosyal yardımlara ayırmıştır. İmkânları ölçüsünde bu orandan daha az ve daha fazla sosyal yardım yapan belediyelerimiz de vardır. Ancak üzülerek görüyoruz ki iktidar, gayri safi yurtiçi hasılaya oranla sadece yüzde 1,9 seviyesinde yardım yaparak, ülkemizi en az yardım yapan ülkelerden biri konumuna düşürmüştür. Dünya ülkelerinin ortalamasında bu oran yüzde 10’a yaklaşırken Türkiye’nin en gerilerde kalması, iktidarın halkımıza verdiği değeri göstermiştir. Türkiye’nin pandemi yardımı gönderdiği Bulgaristan yönetimi bile, kendi halkına bu iktidardan iki kat fazla yardım yapmıştır.

'Milletimiz ekmeğine göz diken bu yönetimi geldiği gibi gönderecek'

Peki bizim belediyelerimiz kısıtlı imkânlarıyla hizmet ederken, ülkeyi yöneten iktidar ne yapıyor? Biz hizmet ediyoruz, onlar engellemenin peşine düşüyor. ‘Aman CHP’li belediyeler hizmet etmesin’ diye bin dereden su getiriyorlar. Biz bağış topluyoruz, onlar el koyuyorlar. Biz ekmek dağıtıyoruz, onlar ‘siz dağıtamazsınız’ diyorlar. Başkanlarımıza sudan sebeplerle soruşturmalar açıyorlar. Biz halk ekmek büfesi kurmak istiyoruz, onlar kaldırmak istiyorlar. Milleti evine ekmek götüremez hale getirenler, ucuz ekmek satışını bile engellemek istiyorlar. Bir vatandaşımız, halk ekmek büfesini engellemek isteyen belediyeye şöyle sesleniyor: ‘Biz ona ekmek vermesin diye mi oy verdik. Geldiği gibi göndeririz onu' diyor. Evet bu vatandaşımızın da söylediği gibi milletimiz ekmeğine göz diken bu yönetimi, geldiği gibi gönderecek. Mısır’daki sağır sultan da duysun ki: Siyasi hiçbir baskı, hiçbir engelleme girişimi belediyelerimizi yolundan çeviremedi, bundan sonra da çeviremeyecek.

'İktidar masa başında yeni büyükşehirler yaratmaya çabalıyor'

19 yıllık devri iktidarında, yerel yönetimlere en büyük zararı veren Adalet ve Kalkınma Partisi’nin, belediyelerle ilgili yeni bir reform üzerinde çalıştığını basından takip ediyoruz. Bu iktidar ne zaman reform kelimesini kullansa o işten millete bir fayda gelmiyor. Henüz saraydan açıklama gelmedi ancak yazılanlara göre; belediye yetkilerinde yeniden düzenleme yapacaklarmış. 2012 yılındaki ‘bütünşehir’ yasasının yarattığı sorunlar hala çözülememişken, şimdi 51 ilimizi daha ‘bütünşehir’ yapacaklarmış. Unutmayın ki: İlk hata saflığın, sonrakiler suçun ürünüdür. Bu hazırlık, artık büyükşehirleri kazanamayan siyasi iktidarın, masa başında yeni büyükşehirler yaratma çabasından başka bir şey değildir. Şimdiden iktidarı uyarıyoruz: Eğer, belediyelerimizin halktan aldığı yetkileri kanunla çalmak istiyorsanız, şimdiden vazgeçin. Çünkü bu millet, helal oylarıyla seçtiği belediye başkanlarımızı sizin ayak oyunlarınıza yedirmez. Biz de bu zorlu süreçte canını dişine takıp hizmet eden belediye başkanlarımızın hakkını hukukunu, hiç kimseye yedirmeyiz!

'Türkiye kayıplar ülkesi oldu'

Türkiye bu iktidarın elinde bir kayıplar ülkesi oldu. COVİD-19’un tek çaresi olan aşılar kayıp. Gri pasaportla yurt dışına kaçırılan insanlar kayıp.  Milletin enflasyona ezdirilen geliri kayıp.  En önemlisi de 128 milyar dolar kayıp.  Güzel bir atasözümüz vardır: Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz. Bu iktidardan da artık millete fayda gelmez. Erken ya da zamanında ilk seçimlerde halkımızın desteği ile iktidar olacağız. Onlar millete dert oldu, inşallah biz derman olacağız.

'Yasal dayanağı yoktur'

Tam kapanma döneminde içki satışı yasağının gelmesine ilişkin soru üzerine Seyit Torun, “Bunun hiçbir yasal dayanağı yoktur, tamamen keyfi bir uygulamadır, vatandaşın hayat tarzına müdahaledir. Esnafa zaten destek olmuyorlar, batırdılar, ‘kapan’ diyorlar, çözüm üretmiyor. Nasihat veriyor ama kaynak vermiyor, destek vermiyor. Bütün bu koronayı artıran sebep tekel büfeleri miymiş? Bu esnafı daha kötü durumda bırakmaktır. Halkın yaşam tarzına bir müdahaledir. Asla kabul etmiyoruz” yanıtını verdi.

 

Türkiye Haberleri