Mızraklı, tutuklu bulunduğu Bünyan Cezaevi’nden yazdığı mektubunda, “2016 yılı itibarıyla Türkiye’nin kayyım atanan 95 HDP belediyesinden biri olan Diyarbakır’ı 31 Mart 2019 seçimlerinde yeniden geri alarak yerel demokrasinin inşasına geçmemizden sadece 4 ay sonra bir kez daha kayyım atanmış, iktidar, seçim ile alamadığı Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyelerini bir kez daha hukuksuzca gasp etmiştir. 19 Ağustos 2019 günü yerel demokrasiye indirilen bu darbe, AKP iktidarı tarafından kamuoyunda yaratılmak istenen ‘terör’ algısının aksine doğrudan Kürtlerin seçme ve seçilme haklarına yönelik olmuştur” dedi.
Milletvekili olduğu süre içerisinde hakkında başlatılan soruşturmaların da belediye başkanlığından alınmasında gerekçe olarak öne sürüldüğünü söyleyen Mızraklı, “19 Ağustos 2019’dan bu yana 15 HDP belediyesine AKP hükümetinin İçişleri Bakanlığı tarafından kayyım atanmış ve 12 belediye eşbaşkanı tutuklu bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.
Tutuklama sürecinden de bahseden Mızraklı, şöyle devam etti:
“Tutuklanınca ilk üç gün tek kişilik hücrede bırakıldım. Daha sonra da ailemden çok uzak olan Kayseri cezaevine benimle aynı gün tutuklanan Kayapınar ve Kocaköy belediyelerinin kadın eşbaşkanları ile birlikte sevkim yapıldı. Buradaki siyasi tutuklu ve hükümlüler ağır baskılar altındadır. Adalet bu ülkede sadece mahkeme duvarlarını süsleyen bir kelime olmanın ötesine geçmemektedir. Tüm adalet sistemi tek bir partinin hizmetindedir. Cezaevinde bulunan seçilmiş bir belediye başkanı olarak uluslararası kamuoyunu, muhalif siyasi partiler ve hareketler üzerinde baskının kaldırılması için ses çıkarmaya ve adaletin tesis edilmesi için mücadele etmeye çağırıyorum.”