Özel bir tıp merkezinde çalışan Dr. Şeyhmus Baraş’ın aktardığına göre olay şöyle gelişti: 27 Haziran’da sözleşmesini bitiren Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Baraş’ın çalıştığı merkezin sigorta sistemini kapadı. Bunun üzerine hastalar ücretli muayene edilmeye başlandı.
Diken'in haberine göre, Saat akşam 10 sıralarında bir çift hasta çocuklarını muayeneye getirdi. SGK’dan yararlanamayan aile, bilgi işlemdeki personelle atıştı ve tıp merkezinin kapısına çıktı. Dr. Baraş o sırada kapıda bir başka hastayla sohbet ediyordu. Çocuğun babası Baraş’ın konuştuğu hastaya devlet hastanesine gideceklerini söyledi.
Hasta, “Gitme, doktor bey yardımcı olur, sistem açılınca ilaçlarını yazar” dedi. Bunun üzerine çocuğun babası “Şunun kılığına kıyafetine bak, bu nasıl doktor?” dedi. Baraş “Söylediğiniz çok ayıp” karşılığı verdi. Bunun üzerine hasta yakını, küfür ederek yumruk sallamaya başladı.
Saldırıya uğraşan Baraş içeriye doğru girmeye çalıştı. Hasta yakını bu kez tekme atınca, yere düştü. Saldırganın eşi tıp merkezine yakın kıraathaneden şahsın abilerini çağırdı. Kalabalık bir grup, aynı anda Baraş’a yumruklar, tekmeler ve sopayla saldırdı. Kaburgalarını kırdı. Etraftaki hiç kimse hekime yardım etmedi.
Polis kamera görüntülerinden tespit ettiği üç saldırganı gözaltına aldı. Tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edilen saldırganlar, bugün mahkemede tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Beş yılda iki kez saldırıya uğradı
Diken’in ulaştığı Baraş, beş yıl kadar önce de Mardin Kızıltepe Devlet Hastanesi’nde çalışırken iki hasta yakınının saldırısına uğradığını anlattı.
Fiziksel ve psikolojik darbe aldığı bu olaydan sonra altı ay çalışamadığını belirten Baraş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu ikinci olaydan sonra, net bir şekilde ölüm korkusunu yaşadım. Araya giren kimse olmadı. Defalarca yerde darbe yedim. Sadece kafamı korumaya çalıştım. Bir noktadan sonra, kafamı korumayı bırakayım da belki bayılırım, bırakırlar diye düşündüm. Kimse yardıma gelmedi. Urfa gibi yerlerde aşiretçilik olduğu için kimse müdahil olmak istemiyor. Herkes çekindi. Sonrakini ne zaman olacak diye beklemektense, mesleği bırakmaya karar verdim. Diplomam canımdan daha kıymetli değil.”
‘Umudum kalmadı‘
Mesleğiyle ilgili umudunun kalmadığını söyleyen Baraş, şöyle sitem etti: “Türkiye’de bizim için değişecek bir şey olmadığına inanıyorum artık. Şov amaçlı yapılan paylaşımlar, çıkarılan yasalar, konuşmalar, kaç defa milletin önüne atıldık… Artık doktorlar da bunun farkında. Kimse de yemiyor. Herkes bir yerlere kaçmanın peşinde.”
‘Ne kamuda ne de özelde huzur var‘
Kamu hastanesinde çalışırken uğradığı mobbing nedeniyle istifa ettiğini ve özel sektörde çalışmaya başladığını belirten hekim, şunları dedi: “Mardin, Konya, Urfa’da hekimlik yaptım. Devletten kaçıp özele geçmenin de bir manası kalmadı. Özelde çalışırken bunları yaşadım. Bir şey değişmiyor. Sadece frekansı değişiyor. Bir yerde üç nöbette bir tacize uğruyoruz, bir yerde her nöbette. Değişen hiç bir şey yok. Beş yılda iki kez darp edildim.”
Ailede dört doktor
Baraş’ın ailesi hekimler dolu. Ablası dahiliye uzmanı, yeni mezun kız kardeşi İstanbul’da bir kamu hastanesinin acilinde çalışıyor, erkek kardeşi ise tıp fakültesi ikinci sınıf öğrencisi.
Mevcut ortamda ve iş yükü nedeniyle hekimlik yapmak istemeyen ablası mesleği bırakmış. Yeni hekim kardeşinin her gün karşılaştıklarından ötürü psikolojisi şimdiden bozulmuş. Erkek kardeşi, “Acaba tıp fakültesini bıraksam mı?” diye düşünüyor.
“Tıp fakültesine kendi isteğimle severek girdim, severek okudum, severek mezun oldum, çok severek ve büyük bir heyecanla mesleğe başladım” diyen Baraş, bu duyguların uzun sürmediğini anlattı.
Hekim, “Hangi meslektaşımla konuşursanız, en fazla bir-iki ay sonra ‘Acaba yanlış mı yaptım?’ düşüncesinin oluşmaya başladığını duyarsınız” dedi.
Darp raporu veren doktora sözlü şiddet
Baraş darp raporu almak için gittiği hastanede, muayene eden meslektaşının hastalar tarafından üç kez sözlü şiddete maruz kaldığını aktardı: “Sağlıkta dönüşümün nereden nereye gittiğinin hepimiz (hekimler) farkındayız. Artık akıntıya karşı kürek çekiyoruz gibi geliyor bize. Hiçbir şeyin düzelmeyeceğini düşünüyoruz. Sağlıkta şiddet sorununun bir türlü çözülmemesi, biz o kadar sıkıntı içindeyken, Covid döneminde doktorlara tavandan ödedik diye reklamlarının yapılması, maaşta iyileştirme haberlerinin servis edilip, bir hafta sonra torba yasadan çıkarılması vs. her şeyi belli ediyor.”
Travmasının sürdüğünü belirten hekim, “Eğer atlatabilir ve yurtdışında yapabileceğimi düşünürsem gitmeye çalışacağım. İsveççe veya Almanya kursunda dil öğreneceğim” dedi.
Öte yandan Baraş’ın linç girişimiyle karşıya karşıya kaldığını belirten Şanlıurfa Tabip Odası’nın açıklamasında şunlar yazıldı: “Sağlıkta şiddet olayları, tırmanarak devam ediyor. Savcılar ve hakimlere çağrımızdır; toplumun huzuru ve sağlığı için bu şiddet olaylarına karşı cezasızlığı tercih olarak görmeyiniz. Sağlıkta şiddet sizin ve halkın sağlık hakkına saldırıdır. Gereğinin yapılmasını talep ediyoruz.”
Bakan Koca: Başsavcılık itiraz etti
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, şüphelileri hakkında verilen adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılama kararına karşı başsavcılığın Asliye Ceza Mahkemesi’ne itiraz ederek tutuklama talep ettiğini bildirdi.
Sağlık çalışanlarından iş bırakma eylemi
Doktor Celal Korkut Yıldırım'dan Mücella Yapıcı tepkisi
Sağlıkçılar şiddete ve hak kayıplarına karşı 2 gün iş bırakacak