İstanbul Küçükbakkalköy’de başlayan kentsel dönüşüm sonrası çıkarıldıkları evlerinden ayrılıp Ümraniye Dudullu’ya yerleşen, burada da yüksek sitelerin arasında kalmış derme çatma evlerinde yaşayan Romanlar, pandemi ve tam kapanma sürecinde yaşadıklarını anlattı.
Cumhuriyet'ten Tuğba Özer'e konuşan Romanlar, “Kâğıt ve çöp topluyoruz, belediye ceza kesiyor. Evde oturun diyorlar. Evde oturuyoruz ama hiçbir yerden bir şey gelmiyor”, “Eve 2 çuval patates yardımı geldi. Patates yemekten çocukların midesi bulandı. Mutfağımız boş. Tüpümüz, yağımız bitti. Makarna ve çorba yemekten bıktık. Ete hasret kaldık" sözleriyle salgında yaşadıklarını özetledi.
Geçimini çiçek satarak sağlayan, 14 yaşında evlendirilen 9 çocuk sahibi Sultan Çelik (31) “Mağdur durumdayız. Kimse halimizi görmüyor” diyerek yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Zenginin keyfi gelecek, fakirin canı çıkacak. Pandemi sürecinde çiçeğe hiç çıkamadık. Gıda yardımı yapıldı birkaç kez, aldık. Ama bebek maması ve bezi almakta zorlanıyoruz. Şu anda çocuklarımın hiçbiri okula gitmiyor. 2 tanesini gönderecektim ama salgın nedeniyle gönderemedim. Evde bilgisayar da olmadığı için uzaktan eğitim alamıyorlar. Eşim 2 yıldır iş arıyor ama bulamıyor. 17 gün bizi eve kapattılar ama faturaları kimse düşünmedi. Evlerimizin de yıkılma ihtimali var. Yıkılırsa çocuklarımızla dışarıdayız. Devlet eşlerimize iş verse, konut yardımında bulunsa bize, kira öder gibi ödesek...”