Aksesuar haline getirmek için tasarlanan renkli ve desenli maskeler ise sağlık açısından çeşitli riskler taşıma ihtimali bulunduruyor. Rengarenk ve desenli maskelerin yapımında kullanılan bazı maddelerin alerjik reaksiyonlara sebep olabileceğini söyleyen uzmanlar, vatandaşları maske kullanımı konusunda uyardı. Renkli ve desenli maskelerin alerjik reaksiyonlara yol açabileceğini belirten doktorlar, anafilaksi (alerjik şok) durumunda ise ölümle sonuçlanabilecek vakaların ortaya çıkma riskinin bulunduğuna dikkat çekti.
Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesine Kulak-Burun-Boğaz Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Dr. Kübra Topal, "Koronavirüs ile mücadelede en önemli silahlarımızdan bir tanesi maske. Elbette maskeler korona virüste koruyuculuğu sağlarken, beraberinde çeşitli sıkıntılar oluşturabileceği durumlarda ne yazık ki olabiliyor. Alerjik durum bunlardan bir tanesidir. Maske, içerisinde barındırdığı kimyasal maddeler nedeniyle alerji geliştirebiliyor. Bu alerjilerde hastalarımızı derecelerine göre etkileyebilmektedir. Daha çok alerjiden bahsedilen durum döküntü, egzama tarzı kızarıklık, kaşınma, kabarcık oluşumu gibi durumlar olabiliyor. Ama bu alerjik durum daha ileri boyuta giderse, bizlerin çok korktuğumuz 'anafilaksi' (alerjik şok) dediğimiz hızla gelişen ve solunumun durmasına sebep olan bir durum" dedi.
"Maskelerin içerdiği kimyasal maddelere bağlı"
Kübra Topal şöyle devam eti:
Bizlerin kullandığı cerrahi maskelerdir, diğeri N95 dediğimiz koruyucu maske, bunun koruyuculuğu daha fazladır. Bir de halkımızın normal şartlar altında kullanabileceği maskelerle, yıkanabilir maskeler bulunuyor. Bütün bu maske türlerine karşı alerji gelişebilir. Bunlar maskelerin içerdiği kimyasal maddelere bağlı olabiliyor. Özellikle duyarlılığı olan kişilerde alerjik reaksiyonlar görebiliyoruz. Ama daha çok kızarıklık, kaşıntı, döküntü tarzında alerjik durumlar gözlemliyoruz. Bazen kullandığımız maskelerin iplerini kulaklarımıza geçirdiğimizde temas ettiği bölgelerde yine aynı şekilde alerji veya döküntüler görebiliyoruz. Ama bizim için dikkatli olmamız gereken solunum bulgularıyla beraber işitmede beraberlik gösterip göstermediğidir. Eğer hırıltılı bir solunum, nefes almakta güçlük, dilde veya boğazda şişme, şişme hissi, yutkunmakta güçlük gibi buna benzer solunum semptomlarına bağlı şikayetlerimiz var ise muhakkak en yakın bir sağlık kuruluşuna gitmemiz gerekiyor. Çünkü bizlerin alerjik durumlarda en çok tedirgin olduğumuz nokta aniden solunum durmasına neden olabilecek anafilaksi (alerjik şok) durumudur.
Ancak kişinin duyarlığı olduğu, hassas olduğu maddenin kullanılan maskede içerip içermediğini bilmesi bizleri koruyabilecek en büyük etkendir. Fakat bu şu an kullandığımız maskelerde ne yazık ki bilinemiyor. Eğer cerrahi maskelere karşı alerjimiz var ise cerrahi maskeyi takmadan önce kişi mutlaka pamuklu bir bez ile veya kendisince hazırladığı pamuklu bir bez ile cerrahi maskenin altından takabilir. Bu şekilde normal şartlarda tek kullanımlık maskelerin yüzümüze, cildimize temasını önlemiş oluruz. Yıkanabilen kumaşta üretilen maskelerde ise alerjik durumlar daha çok maskenin üzerinde kalan deterjan kalıntılarına bağlı gelişebilir. Bunun da maskelerimizi yıkadıktan sonra güzelce durulanmasıdır. Tamamen maskemizin deterjandan veya barındırdığı kimyasal maddelerden arındırılmasıdır. Bu sayede alerjiyi önleyebiliriz. Bunlara mutlaka dikkat etmeliyiz. Bunun dışında tabii ki maskemizi sürekli takıyoruz, çünkü maske takmak çok önemli, bizi koronaya karşı koruyor. Maskemizi takarken de alerjik durumlara karşı da dikkatli olmalıyız.
Maskenin virüse karşı yüzde 90 koruyuculuğunun bulunduğunu ifade eden Topal, "Maskemizi takmadan virüsten korunmamız mümkün değil. Maskenin yüzde 90 civarında bir koruyuculuğu var. Belki de vurulduğumuz aşıların bu kadar koruyuculuğu yoktur. Bu yüzden maskemizi takmaya mutlaka özen göstereceğiz. Alerjik reaksiyonlarda da önerilerimize dikkat edeceğiz" sözlerine ekledi.