Kütahyalı, eşi Nagehan Alçı'yla birlikte ziyaret ettiği Aydın Doğan'a telkinde bulunarak Çamlıbel'in yerine Hürriyet gazetesine başka bir ismi 'paraşütle yazar yaptırdıkları' itirafından bulundu.
Kütahyalı, Güneş gazetesindeki köşesinde, konuya ilişkin olarak şu açıklamayı yaptı:
"Adalet Ağaoğlu’na sol medyanın yaptığı haksızlıktan bahsederken bir insanın kendi yaptığı haksızlığın üstünü örtmesi dürüstlüğe ve adalete sığmaz. Ben de zamanında Cansu Çamlıbel’e haksızlık yapmıştım. Cansu çok çalışkan ve hırslı bir dış politika gazetecisiydi. Kendisiyle de 'tuhaf' bir gecede Off-Pera denen mekânda tanışmıştım. Tam 10 sene öncesi. Yıl 2010. Onlar müzik yazarı Mehmet Tez’in doğum günü için ordaydılar. Cansu’nun yanında da yakın dostu Melis Alphan ve başka gazeteciler de vardı. O gün henüz evli olmadığım Nagehan Alçı da Pelin Batu ve başka bir arkadaş grubuyla başka bir vesileyle oradaydı. Sonradan yine bazı ortamlarda görüştük. Hatta Nagehan ile evlendikten sonra bizim Paşalimanı’ndaki evimizde verdiğimiz bir partiye de gelmişti Cansu."
“Nagehan’la tanıştırdık Doğan’a telkinde bulunduk”
Kütahyalı “torpil”in ayrıntılarını şöyle kaleme aldı:
“Hürriyet’te sürekli köşe yazarı olmak ve soru soran kimliğin dışında güçlü yorumlar yaparak siyasi hayatı etkileyen medya nomenklaturası içine dahil olmayı çok istiyordu.
Dış politika gazeteciliği ve röportajcılık alanında verdiği büyük emeklerle de bunu hak ediyordu. Sedat Ergin de Cansu’yu destekliyordu.
Fakat biz o zaman başka birini, yakın bir arkadaşımızı paraşütle Cansu’nun önüne geçirdik. Doğrudan Aydın Doğan ile o kişiyi ben ve Nagehan tanıştırdık. Doğan’a telkinde bulunduk.
O süreç içinde Cansu yerine tepeden inme o kişi Hürriyet’e dış politika alanında köşe yazarı yaptırıldı. Yani resmen torpildi bu.
Sonra bu operasyonun bizden bağımsız görünmesi için de mükemmel bir üstünü örtme mekanizmasını bizzat ben kurdum. Operasyon bizimle alakasız görüldü. Doğrudan şahitleri dışında kimse de bilmez bu olayı.
Ertuğrul Özkök ve Zafer Mutlu ise bu süreci iyi bilen iki isim. Onlar da bizim getirdiğimiz o paraşütle inen kişiye olumlu ve sıcak davrandılar.
Bunları hatırlayınca üzülüyorum. Haksızlıktı çünkü. Bu doğal-olmayan müdahale olmasa Cansu isteğine 2012-13 gibi kavuşacaktı.
Bir sabah uyandığında kendisi yerine hariçten birinin köşe yazarlığına tepeden getirildiğini görünce Cansu’nun sinir krizi geçirdiğini söylemişlerdi bana. İçim burkulmuştu ama hemen bu duygumun üstünü örtmeyi tercih etmiştim.
O süreçte adil ve etik tavrı Sedat Ergin almıştı ve bu operasyona karşı çıkmıştı. Bu konuda pişmanlığımı sonradan Ertuğrul Özkök ve Zafer Mutlu ile de paylaştım. Hatta Özkök ile yakın bir zaman önce konuştuk.”
Odatv’nin edindiği bilgilere göre; Kütahyalı’nın yazısında bahsettiği isim Verda Özer ve Kütahyalı ile Aydın Doğan hiçbir zaman baş başa görüşme yapmadı.
Nagehan Alçı’dan ROK’a tepki
Nagehan Alçı ise eşi Kütahyalı’nın yazısına itiraz etti. Alçı, sosyal medyada “Rasim’in benim adımı kullanarak yazdıklarını asla kabul etmiyorum. Haberim olsa engellemek için elimden geleni yapardım...” mesajıyla tepki gösterdi.
İşte o mesaj:
Nagehan Alçı’nın tepkisinin ardından Kütahyalı, şu sözlerle Alçı’nın olayla ilgili olmadığı açıklamasında bulundu:
“Bu olayda Nagehan’ın dahli yok. Tamamen iyi niyetle tanıştırıyor. O kadar. Sonraki süreçlerde Nagehan yok. Zaten Cansu hadisesinden en ufak haberi yok. Ben sinir krizi vakasını sonradan duydum ve çok üzüldüm, içimde kaldı. Detaylarını yazınca net anlaşılacak. Mesuliyet benimdir.”
İşte o mesaj: