İktisatçı Prof. Dr. Korkut Boratav, ekonomide “durma ve küçülme” döneminin geldiğine dikkat çekerek, “Önce sıfır büyümeye sonra da küçülmeye geçecek ekonomi. Şu anda sıfır büyüme içindeyiz zaten” dedi.
Seçim ekonomisinin krize sürüklediğine işaret eden Boratav, dış kırılganlığı son derece artmış bir ekonomide talep genişleyici politikaların “duvara toslamasının” kaçınılmaz olduğunu vurguladı. Boratav, iktidarın büyük propaganda kampanyalarına vesile olan büyüme tempolarının da artık tarihe gömüldüğünü belirtti. Boratav, emekçilerin de haklarını savunmak zorunda olduklarını anlatarak gündemi ilişkin değerlendirmeler yaptı.
İkinci çeyrek büyümesi 5.2 oldu bu ne anlama geliyor?
- Genel bir sorun var. Genel problemler arızalı olarak sisteme yerleşti. Şimdi bu yeni yöntemde yapılan hesaplama aslında diğer belirtilerle tutarlı. Sadece sanayide küçülme sinyalleri henüz istatistiklere yansımadı. Diğer sektörlerde de küçülme sinyalleri kuvvetle belirdi ama hepsi hazirandan sonra yoğunlaşıyor. Dolayısıyla bu 5.2’lik büyüme oranı eski ivmenin devamıdır. Yani önce parasal yani kredi, sonra da kamu maliyesinin pompalaması ekonomiyi hazirana kadar güçlükler içinde ileriye sürükledi. Şimdi artık durma ve küçülme dönemi geldi. Önce sıfır büyümeye sonra da küçülmeye geçecek ekonomi.
Duvara tosladı
Artan işsizlik, yüksek enflasyon, cari açık ve döviz kuru. Ekonomi bu noktaya nasıl geldi?
- AKP hükûmetinin birikmiş neo-liberal politikalarının nihai yansıması olarak ekonomi aşırı kırılgan hale geldi. Seçim ekonomisi koşulları da kriz ortamına sürükledi. Yani dış kırılganlığı son derece artmış bir ekonomide, talep genişleyici politikaların bir duvara toslaması kaçınılmazdır. İşte bu toslamayı yaşıyoruz şimdi. Dışarıdan gelen sermaye akımları geriye döndü veya çok yavaşladı. Ekonomiyi küçülten ana çerçeve bunlar.
Yukarıda belirsizlik ve kararsızlık var
Ekonomideki kriz daha ne kadar devam eder ? Kolay çıkılabilir mi?
- Genellikle 12 ay filan küçülme normaldir. Böyle ortamlarda geçmişte 12 ay civarında küçüldü Türkiye ekonomisi bu tür dönemlerde... Ondan sonra da durgunluk. Yani ekonomide iktidarın büyük propaganda kampanyalarına vesile olan büyüme tempoları artık tarihe gömüldü.
Ekonomide 2019 nasıl geçecek?
- 2019’un kötü geçeceği aşağı yukarı belli oldu.
Gelecek hafta işsizlik rakamları açıklanacak. Beklentiniz nedir?
- Artacak tabii, artacak. Biraz gecikmeyle oluyor bunlar. Artık yayınlanacak istihdam istatistikleri de istihdamın yavaşladığını ve işsizliğin arttığını gösterecek.
Daha önceki açıklamalarınızda ‘IMF programı da gündeme gelebilir’ demiştiniz. Hâlâ aynı fikirde misiniz?
- IMF programı IMF ile anlaşma yapılarak da olur yapılmayarak da olur. O programın ana unsurları parasal ve mali daralma ve dış borçların güvenceye alınması. Bu çerçevede hükûmet bu baskının cenderesi içindedir. Alternatif dış kaynaklara ulaşacağı da çok şüphelidir. Hiçbir şey yapmaz ise küçülme sertleşecek. Yukarıda belirsizlik, kararsızlık ve tereddüt hali var.
'EMEKÇİLER HAKLARINI SAVUNMALI'
Ekonomideki krizden en fazla etkilenenlerin başında emekçiler geliyor. Emekçiler ne yapacak?
- Emekçiler kendilerini savunmak zorunda örgütlü olarak... Sendikalara, meslek odalarına, sol partilere ve çevrelere; emekçilerin kendi haklarını korumak için örgütlenme çabası gündemdedir. Bunların görevi, yaptıkları da budur zaten.
Türkiye’de işçilerde sendikalaşma oranı çok düşük bu konuda ne diyorsunuz?
- Olsun. Olduğu kadar yapacaklar. Veyahut örgütsüz emekçilerin örgütlenmesi öncelik taşıyacak. Yani savunmak zorunda kendisini.
Kaynak: Mustafa Çakır - Cumhuriyet