Görüntü, dar kumaş pantolon giymiş, takım elbiseli, ceketinin ön cebinde parlak bir mendilin gözüktüğü genç bir adamın bir villadan çıkışı ile başlıyor. Villanın önünde bekleyen siyah Porsche’ye binişi, birkaç farklı açıdan tekrar çekilmiş. Yerden çekimle bir korumanın bacakları gösteriliyor. Villanın kapısının yanında bir başka koruma daha bekliyor. Bu arada drone ile yukarıdan çekimler de ihmal edilmemiş. Belli ki, bu on saniyelik sahne etkili olması açısından defalarca çekilmiş. Videoda Porsche’ye polis çakarı ile eşlik eden aracın '06' plakalı olmasından çekim yapılan yerinin Ankara olduğu vurgusunu da anlıyorsunuz.
Görüntüleri pek rağbet görmediği için yayından kaldırılmış bir TV dizisinin fragmanı sanabilirsiniz. Ama bu videoyu kendi sosyal medyasından yayınlayan kişi, yılbaşından bir gün önce yine siyah Porsche ile Bulgaristan’da trafik kazasında ölen, Almanya’da 'suç örgütü' olduğu gerekçesi ile yasaklanan 'Osmanen Germania' yani 'Almanyalı Osmanlılar' denen bir grubun önde gelen yöneticilerinden birisi olduğu söylenen Taner Ay.
Devletin üst düzey yöneticileri ile fotoğraflar
Gazeteduvar'dan Sadık Güleç'in haberine göre; Taner Ay’ın buna benzer görüntüleri, ölümünün ardından kendi sosyal medya hesabından alınarak kazayı haberleştiren haber sitelerinde yayınlandı. Kimler yoktu ki bu görüntülerde; Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’la bir resepsiyonda çekildiği görülen fotoğraf, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la “Hakan abim” diyerek yayınladığı bir başka fotoğraf. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile beraber yemek yediği bir restorandan, golf kulübünü andıran bir başka yerdeki fotoğrafa, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya kadar yok yoktu. Üstelik bazı görüntüleri ise direkt Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndandı. Peki daha 30’una basmamış bu genç adamın özelliği neydi ki, bütün bu önemli kişiler ile tesadüfi gibi görünmeyen çok sayıda fotoğrafı vardı? Onların bulunduğu ortamlara nasıl girebiliyordu?
Atış talimleri ile mesaj...
Taner Ay, kendisini çeşitli silahlarla atış yaparken gösteren görüntülerde şu mesajı veriyordu:
"Ben bir işadamının ötesinde ilişkileri olan biriyim. Tehlikeli işlerle uğraşıyorum, devletle aram çok iyi, Özel Harekat Şubesi’nden İçişleri Bakanlığı’na, oradan külliyeye kadar her yere girip çıkan biriyim."
Taner Ay’ın ölümünden sonra hakkında çıkan bütün haberlerde Osmanen Germania’nın yöneticilerinden birisi olduğu yazıldı. Fakat yöneticilik düzeyi neydi, Almanyalı Osmanlılar'la olan ilişkisi nasıldı bir ayrıntı verilmedi. Muhtemelen aynı kalıp cümleler çok araştırılmadan kopyalanıp kullanılıyordu. Gerçekten böyle bir ilişkisi var mıydı? Taner Ay, Almanya’da yaşayan Kırşehirli bir ailenin çocuğu olarak biliniyor. Bir ara Kırşehirspor’u almak için girişimlerde bulunduğunu da biliyoruz.
Almanyalı Osmanlılar ile ilişkisi neydi?
Aslında bütün bu görüntülerde tek eksik olan Taner Ay’ın Almanya’da bu grupla ilişkisini gösterebilecek tek bir fotoğrafın dahi olmayışıydı. Taner Ay, ölümünden önce paylaştığı saydığımız görüntüler nedeniyle medyanın ilgisini çekmişti. Büyük ihtimalle Ay’ın bu kadar profesyonel çekimler yaptırmasının amacı buydu. En fazla görüntü paylaştığı kişilerden birisi de AK Parti Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Metin Külünk'tü. Külünk ile Taner Ay’ın hem Türkiye’den hem Almanya’dan paylaştığı fotoğrafları var. Aslında Taner Ay’ın ölümünden sonra haber sitelerinde ve sosyal medyada "Sedat Peker’in Almanya’daki derneklere Metin Külünk’ün isteği üzerine para gönderdiği" şeklindeki paylaşımında kast ettiği kişi ve kurumun Almanya’daki Osmanlılar ve Taner Ay olduğu iddia edildi.
Peker OTTOMAN GERMANİA’yı mi kast etti?
Peker aslında bir dernek ismi vermemişti. Fakat Ottoman Germania ile AK Parti yetkilileri arasındaki ilişki sadece Peker’in anlatımlarından çıkartılmıyor. Bu oluşumun Almanya’daki faaliyetleri Alman istihbaratı, savcılıkları ve polisi tarafından yakın mercek altına alınmıştı. Grubun faaliyetlerine Alman kamuoyu da yabancı değildi.
Ottoman Germania Batı ülkelerinde daha çok kriminal olaylara bulaşmış suç çetelerinden biriydi. Oluşum, aslında daha önce "Angel Hels" adlı grubun içindeki Türkiyeli gençlerin buradan kopması ile kurulmuştu. Kendilerine özgü deri ceketleriyle, ortak mekanlara takılan varoş gençlerin oluşturduğu bir topluluktu. Grup Hessen eyaletine bağlı Dietzenbach kentinde bir boks kulübünde bir araya geliyordu. Kulübün adı ise Osmanen Germania Boxclup idi.
2015 Darbe girişiminden sonra faaliyete geçtiler
Fakat grup özellikle Türkiye’de Temmuz 2015'de yapılan darbe girişimi sonrası farklı bir hüviyete büründü. Grubun lideri olarak Mehmet Bağcı biliniyor. Alman medyasında Bağcı ve Almanyalı Osmanlılar grubunun Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ağırlandıklarına ilişkin yayınlar yapıldı. Bağcı da bu ziyaretlerden birini paylaşarak Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Cumhurbaşkanı Baş Danışmanı İlnur Çevik tarafından karşılandıklarını söyleyerek şunları yazmıştı:
“Saygıdeğer kurucumuz, Cumhurbaşkanımızın danışmanlarından İlnur Çevik, Almanyalı Osmanlıları Cumhurbaşkanlığı’nda kabul etti. Grubun sembolünün olduğu tişörtü giyerek, cumhurbaşkanlığının yurt dışındaki terör örgütlerine karşı mücadele eden Türk vatandaşlarının arkasında olduğunu söyledi.“
Bu sırada grup, Alman güvenlik makamları tarafından çeşitli eyaletlerde izlenmeye başlanmıştı. Üyeleri, sosyal medya hesaplarında PKK taraftarlarına, darbeden sonra Almanya’ya kaçan Fethullah Gülen yanlılarına ilişkin saldırgan paylaşımlarda bulunuyorlardı. Fakat tepkilerin yalnızca sosyal medya ile sınırlı olmadığı da iddia ediliyordu:
Almanya’nın çeşitli şehirlerinde bazı saldırılar gerçekleşmeye başladı. Alman istihbaratı, grubun Alman Parlamentosu'nda Ermeni Soykırımı'na ilişkin bir oylamanın yapılacağı Haziran 2016 yılında yapılacak gösterilere katılacağını ve katılan her üye için 100 Euro para alacağını tespit etmişti.
Alman savcıları grubu yasadışın işler yapmakla suçluyor
Yine grubun haraç alma, koruma vaadi, uyuşturucu, kadın ticareti gibi kriminal suçlara bulaştığı tespit edilmişti. Alman televizyonu ZDF’de bu grupla ilgili bir yayına katılan Kuzey Ren Vestfalya Anayasayı Koruma Örgütü Başkanı Burkhardt Freier, grubun “Türkiyeli muhalifleri” hedef aldığını açıkladı. Yine Hessen Eyaleti Anayasayı Koruma Örgütü Başkanı Sabine Thurau da grubun, “Türk milliyetçisi “olduğunu ifade etti. Yani Almanyalı Osmanlılar, Alman istihbaratı tarafından yoğun şekilde izlemeye alınmıştı.
Alman polisi grubun kendi dışındaki gruplara karşı da çeşitli şiddet eylemlerine karıştığını tespit etmişti. Bunlardan biri de yine kendi gruplarından olan Celal S. adlı kişiydi. Celal S., Wuppertal’da aynı gruptan iki arkadaşı tarafından esrar kullanmak için bir eve davet edilmişti. Burada uyuşturucu verilerek işkence edilmiş ve bacaklarından vurulmuştu. Polis bu olayla ilgili olarak sekiz Almanyalı Osmanlılar üyesini tutuklamıştı. Yine bir başka suç nedeniyle evine baskın yapılan Hamit P. adlı Osmanlılar grubu üyesi silah çekilmesi üzerine vurularak öldürülmüştü.
Türkiye ile yoğun telefon görüşmesi
Alman emniyeti, grubun liderlerine yönelik yaptığı dinlemeler sırasında yoğun şekilde Türkiye’den üst düzey yetkililer ile yapılan görüşmelere tanıklık etmişti. Bu görüşmelerden birini dinleyen savcılık olayı, “Alman suç tarihine geçecek bir dinleme” olarak tarif etmişti.
Grup, özellikle Türkiye’nin finanse ettiği ve desteklediği Avrupa Türk Demokratlar Birliği adlı kuruluşun yetkilileri ile görüşüyordu. Bu görüşmelerin çeşitli davalarda ve basında yer alması üzerine kuruluş daha sonra adını "Uluslararası Demokratlar Birliği" olarak değiştirdi. Polis, bu görüşmelerin birinde bir Alman televizyonunda mizah programı yapan bir komedyenin Erdoğan eleştirisi yapması üzerine dövülmek istendiğini tespit etmiş, komedyen koruma altına alınmıştı.
Solingenli genç iş insanı grubun üyesiydi
Grubun Türkiye ile ilişkileri zamanla Alman medyasında daha çok yer almaya başladı. Ancak Almanyalı Osmanlılar grubuna açılan davalarda bu konudaki somut delillerde eksiklikler vardı. Burada Alman medyasının dikkatini Solingenli genç bir iş insanı çekmeye başladı.
Taner Ay’ın Alman medyasında yer alması tam da bu nedenle oldu. Almanyalı Osmanlılar grubunun Duisburg Başkan Yardımcısı olan 25 yaşındaki bu genç, pahalı arabaları, etrafındaki korumaları ile Türkiye’den gelen devlet adamlarının çok yakınında bulunabiliyordu. Taner Ay Instagram hesabında yaptığı işi, “savunma endüstrisi, finansal danışmanlık, emlak” olarak tarif ediyordu. Babası Çetin Ay’ın, Almanya’da yaşayan bir işadamı olduğu biliniyor. Die Welt gazetesinde Taner Ay ve ilişkileri konusunda 2019 yılında çıkan bir habere göre, sadece bir şirketinin bilançosu yıllık 40 milyon Euro’nun üzerinde. Baba Çetin Ay, aynı zamanda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Düsseldorf Fahri Konsolosu ve danışmanı olarak biliniyor. Çetin Ay, aynı zamanda MÜSİAD üyesi bir iş insanı ve Almanyalı Osmanlılar grubu hakkında kapatma davasının açıldığı 2018 yılında işlerinin bir kısmını oğlu Taner Ay’a devretmiş.
Taner Ay Bakan Çavuşoğlu'nu Almanya'daki evinde ağırladı
Die Welt gazetesi, Taner Ay’ın şu anda hapiste olan Almanyalı Osmanlılar grubunun yöneticisi Mehmet Bağcı ile 2016 yılında Köln’de Avrupa Türk Demokratlar Birliği’nin bir toplantısında konuştuklarını gösteren fotoğrafı yayınlamıştı.
Grup, Almanya tarafından 2018 yılında yasaklandı. Die Welt sadece Baden-Württemberg eyaletinde 149 soruşturma ve 35 tutuklamanın olduğunu yazdı. Grubun soruşturulan faaliyetleri arasında, suikastlar, kadın ticareti, haraç ve uyuşturucuya kadar birçok suç var. Yasaklamadan önce grubun Almanya çapında 2 bin kadar üyesinin olduğu tahmin ediliyordu. Ancak son operasyonlardan sonra bu sayının 300'e kadar düştüğü tahmin ediliyor. Grubunun 'dünya lideri' olarak tanımlanan Mehmet Bağcı, gasp ve hırsızlık gibi suçlardan, yardımcısı Selçuk Şahin de cinayete teşebbüsten tutuklu yargılanıyor.
Böylesi suçlamalar yöneltilen bir grubun üyesinin Almanya’da G-20 zirvesinde Türk heyeti ile birlikte yer alması da Alman basınının ilgisini doğal olarak çekiyor. Die Welt, grubun yasaklanmasından sonra Taner Ay’ın sosyal medya hesaplarından grupla ilgili bütün fotoğrafları ve bilgileri sildiğini yazdı. Ancak Taner Ay, yine bu tarihten sonra Türkiye hükümeti ile olan ilişkilerini öne çıkarmaya başladı. Özellikle Dış İşleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile çok sayıda fotosu bulunuyor. Bunlardan birinde Taner Ay, Çavuşoğlu’nu Almanya’daki evinde ağırladığını da yazmış.
Silahlar, korumalar, devletin yüksek rakımları ile olan ilişkilerini gösteren fotoğraflar ile farklı bir profil çizen bu genç insanın yaşamı, Bulgaristan’da bir trafik kazasında son buldu. Doğal olarak olay, çok şey bilen, sosyal medyasında kendisini neredeyse bir mafya lideri gibi sunan, çok farklı ilişkileri olan bu kişinin suikasta uğramış olup olamayacağı sorusunu da doğurdu. Bildiklerimiz ise geçmişte, özellikle devletle ilişkilerini kapalı kapılar ardında yürütmeye çalışan, bunu gizlemeye özen gösteren bir "yeraltı dünyası elemanı" profilinden çok daha farklı bir kişiliğin olduğuydu.
Bu yanıyla mafya, devlet, istihbarat dünyası gibi konulara ilgi duyan gazeteciler de 'yeni bir tarz' ortaya çıktığını görmüş oldu...