CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, basın toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Öztrak'ın satırbaşları şöyle oldu:
2022 yılının, ilk basın toplantısını gerçekleştiriyoruz. Her yıl dönümü, bir yüzüyle geçmişe, diğer yüzüyle de geleceğe bakar. Geçmiş ile geleceği birbirine bağlar. Bu nedenle yeni yıla girilirken, gelen yıla dair iyi dilek ve temenniler paylaşılır. Gelecek umutları tazelenir.
'Zam kasırgası, milletimizi silindir misali ezdi'
Ama bu yıl Erdoğan Şahsım hükümeti, 2022’ye dair umutları, ne yazık ki daha yeşermeden soldurdu. 2022’ye girerken, Muazzam bir ZAM kasırgası, Milletimizi silindir misali ezdi. Erdoğan Şahsım Hükümeti, Zam oldu, zulüm oldu. Milletin üstüne çöktü.
Hükümet, akaryakıttan köprü geçiş ücretlerine, doğalgazdan elektriğe, harçlardan vergilere kadar, her şeye zam yaptı. 2022 için beslenen umutları, daha yıl başlamadan gasbetti.
TÜİK'in enflasyon rakamları
Bu sabah 2021’in, Yani geçtiğimiz yılın enflasyon rakamları açıklandı. Daha doğrusu açıklanamadı. TÜİK’in internet sitesi bir kez daha çöktü. Enflasyon verilerine dakikalarca ulaşamadık. Maalesef devlet yönetimindeki çöküş, Kurumların internet sitelerinde bile kendini gösteriyor.
2021 Aralık ayında, Tüketici enflasyonu aylık yüzde 13,6 oldu. Bu 1994 Nisan ayından bu yana, Tek bir ayda gerçekleşen, en yüksek enflasyon. 2021’in tamamında gerçekleşen enflasyon ise, Yüzde 36,1 oldu. Bu da son 20 yılın en yüksek enflasyonu.
Bunlar TÜİK’in makyajlı rakamları… Bağımsız ekonomistlerden oluşan, Enflasyon Araştırma Grubu’nun rakamlarına göre ise, 2021 Aralık ayında gerçekleşen enflasyon yüzde 19,35. 2021’in tamamında gerçekleşen enflasyon ise yüzde 82,81 oldu. Bunlar gerçekten ürkütücü rakamlar.
TÜİK’e göre son bir yılda, Gıda fiyatları yüzde 44,7 Ulaştırma fiyatları yüzde 53,7 Mobilya, Mefruşat yüzde 44,8, Ev aletleri yüzde 48,2 artmış. Tüm bu gruplardaki fiyat artışları da, Vatandaşın gerçek enflasyonunun En az yüzde 45 olduğunu gösteriyor.
Son bir yılda fiyatı, Yüzde 100’ün üstünde artan bazı ürünler şöyle. Kömür yüzde 137, Benzinli otomobil yüzde 130, Televizyon yüzde 130, LPG yüzde 120, Patates yüzde 115, Oyun konsolu yüzde 114, Margarin yüzde 114. Uçak bileti yüzde 103.
Fiyatı açıklanan 402 üründen, 391’inin fiyatı son bir yılda artmış. Fiyatı çift haneli veya daha fazla artan ürün sayısı ise 376. Genele yayılmış olağanüstü fiyat artışları var. Korkunç bir enflasyon kasırgasıyla karşı karşıyayız.
Erdoğan daha önce, Fiyat artışı ile enflasyon arasındaki farkı anlatıp duruyordu. Bakalım şimdi tüm ürünlere yayılmış bu fiyat artışlarına, Hangi kulpu takacak.
Erdoğan hangi kulpu takarsa taksın, Hayat pahalılığı milleti yakıp kavuruyor. Tencereleri ve cüzdanı boşaltıyor. Milleti silindir gibi eziyor. Ama işin kötüsü, Turpun büyüğü de heybede… Üretici fiyatları 2021’de yüzde 80 artmış. Bu 2002 Şubat ayından bu yana, En yüksek üretici enflasyonu.
Üretici ve tüketici fiyatları arasındaki fark, 44 puan. Bu mevcut serilerde görülmemiş bir rekor. Bu aynı zamanda Üretici enflasyonundaki tsunaminin Tüketici fiyatlarına henüz tümüyle yansımadığını gösteriyor.
Yılbaşı gecesi zam yağmuru
Erdoğan’ın yılbaşı gecesi yaptığı fahiş zamlar da, Henüz bu enflasyon rakamlarına yansımadı. Dolayısıyla enflasyonda zirve daha görülmedi. Maalesef bunun devamı var.
Soğuklar iyiden iyiye bastırdı. Doğalgaza yüzde 25 zam geldi. Yetmez elektrik fiyatlarına, Yüzde 52 ile yüzde 127 arasında, Cumhuriyet tarihinin en fahiş zamları yapıldı. Milletimizin en kara kışı başladı.
Ayda 200 kilovatsaat elektrik tüketen dört kişilik bir ailenin, Elektrik faturası, 183 liradan 309 liraya çıktı. Elektriği İtalyan Fizikçi Alessandro Volta, Ampulü Thomas Edison icat etti. Ampulü yakan elektriğe, Gece yarısı yüzde 127 zam yapmayı da, Erdoğan icat etti.
Ama milletimiz artık gerçeklerin farkında, Elektriğe daha fazla zam gelmemesi için, Ampulü hiç vakit kaybetmeden söndürmek lazım.
Erdoğan; Tüm bu zam kasırgasından daha birkaç saat önce, “Döviz kurlarındaki dengesiz yükselişi, Ortadan kaldırdığını” söylüyordu. Bakkaldan, kasaptan, manavdan fiyatlarda indirim istiyordu. Ama bunu söylediğinin akşamına, Kendisi fiyatlara bindirim üstüne bindirim yaptı.
Doların 18 liraya çıktığı 20 Aralık tarihinde, 55 litrelik bir otomobilin benzin deposu, 642 liraya doluyordu. Bugün dolar kuru 13 liralarda. Aynı benzin deposu 714 liraya doluyor. Yine çiftçilerimiz traktörünün, 120 litrelik mazot deposunu, Doların 18 lirayı gördüğü gün, Bin 388 liraya dolduruyordu. Aynı depoyu şimdi bin 543 liraya dolduruyor. Bu hesabı Erdoğan millete açıklamak zorunda.
Bu ne biçim bir hesaptır? Hangi hesaba göre, Dolar çıkarken de, Dolar düşerken de zam yapıp, Her hâlükârda milleti çarpıyorsunuz? Bunu mutlaka millete açıklayacaksınız.
Erdoğan'ın gizli saklı zamları
Erdoğan’ın, Bir de gizli saklı yaptığı zamlar var. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü, Ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsünde, Artık gelenden de gidenden de ücret alınacak.
“Güvenlik için yapıyoruz” dedikleri inşaat, Meğerse gişeymiş. Önceden sadece Avrupa yakasından gelirken, 13 lira 25 kuruş köprü ücreti alınıyordu. Şimdi bir Avrupa’dan Asya’ya geçişte 8 lira 25 kuruş, Bir de Asya’dan Avrupa’ya dönüşte 8 lira 25 kuruş ödenecek. Yani İstanbullu köprülere artık 16,5 lira ödeyecek.
İnsan ister istemez merak ediyor, TÜİK acaba hangi köprü tarifesini dikkate alacak? 16,5’mu yoksa 8,25’mi? Bunun da takipçisi olacağız. Erdoğan tüm bu zam kasırgasını, 31 Aralık gecesine saklayarak, Bu ülkenin memuruna, emeklisine büyük bir tuzak kurmuştur. Bu zamlar Aralık ayı içinde yapılsaydı, Memurun, emeklinin 2022’de alacağı ücret ve aylıklara, Enflasyon farkı olarak yansıyacaktı. Yine milyonlarca emekçiye yapılacak ücret artışı, Bu zamlar dikkate alınarak belirlenecekti.
Ama Erdoğan millete kurduğu bu kumpasla, Millete karşı ne kadar acımasız olduğunu bir kez daha gösterdi. Bu fahiş zamların; Emekliyi, memuru ezmesinin önünü açtı. Şimdi memura, emekliye, 2021’in ikinci yarısı için, Yüzde 22,5 enflasyon farkı verecekler.
Ama bu enflasyon farkı daha cebe girmeden, Son enerji zamlarıyla, Memurun, emeklinin, emekçinin elinden alındı. İşte bunun adı organize kötülüktür. İşte bunun adı zulümdür, ZULÜM…
Buradan çok açık söylüyorum. Erdoğan, Memur ve emeklinin son zamlarla Gasbettiği hakkını telafi etmelidir. Enflasyon farkına ilave bir maaş artışı mutlaka vermelidir. Aksi takdirde emeklinin de memurun da kul hakkını yer. Hesabını da iki cihanda veremez.
Rakamlar ortadadır. Türkiye, Erdoğan elinde enflasyon cephesinde, Kaybedenler kulübüne girmiştir. Erdoğan 2002 sonunda iş başı yaptığında, Tüketici enflasyonu yüzde 29,7 idi. Şimdi yüzde 36,1.
Erdoğan iş başı yaptığında, Üretici enflasyonu yüzde 30,8 idi. Şimdi yüzde 79,9. Erdoğan elinde dünya üzerinde en yüksek enflasyona sahip, 8. ekonomi olduk. Gelirde ilk 20’den düştük, Enflasyonda ilk 10’a girdik. Aynı ligde olduğumuz ülkeler, Lübnan, Suriye, Zimbabve, Surinam. Bu rezalet bir günde olmadı. Bu noktaya ciddi yanlışlar ve hatalar sonucunda geldik.
İktidarın 'yeni model' ısrarı
Son üç yılda 4 Merkez Bankası Başkanı gördük. Enflasyonla mücadele etmekle görevli bu kurum, Erdoğan eliyle iğdiş edildi. Daha önce de söylemiştim. Piyasaları bir ringe, Merkez Bankasını da bu ringdeki boksöre benzetirsek, Boksörün Türk Lirasını Savunmak, Ve enflasyonla mücadele etmek için, İki yumruğu vardır. İlki döviz rezervi yumruğudur. Diğer ise faiz yumruğudur.
Erdoğan ve Damadı, Hem bu ucube rejime geçiş için, Hem de Mahalli idare seçimleri için, Merkez Bankasının arka kapısından, Millete ait 128 milyar dolar buharlaştırdı. Piyasada sahte bir istikrar algısı yaratmak için, Bu yumruğu kesip attı. Merkez Bankası’nın kalan tek yumruğu da, “Faiz sebep, enflasyon sonuç” safsatasıyla, Eylül ayından bu yana arkadan bağladı. Merkez Bankasını ringde savunmasız bıraktı.
Enflasyon milleti ezip geçti. Türk Lirası değer kaybetmeye devam ediyor. Bunun sebebi Erdoğan’dır. Erdoğan’ın baskısıyla, Merkez Bankası Eylül’den bu yana politika faizini, 5 puan indirdi. Ama aynı dönemde, Yıllık enflasyon, Yüzde 19,6’dan yüzde 36,1’e çıktı. Hani faiz sebep, enflasyon sonuçtu. Faiz düştü, enflasyon coştu. Paramız pul oldu. Erdoğan bunun sorumluluğundan kaçamaz. Merkez Bankasının politika faizini, Yüzde 19’dan yüzde 14’e indirdiği dönemde, Vatandaşların kullandığı, İhtiyaç kredisi faizleri 5 puan, Taşıt kredisi faizleri 5 puan, 5 yıllık devlet tahvilinin faizi 7 puan 10 yıllık devlet tahvilinin faizi 6 puan arttı.
Erdoğan’ın faiz politikasından kim kazandı? Elbette faiz lobisi kazandı. Merkez Bankasından yüzde 14’le borçlanan bankalar, Şimdi millete yüzde 30’la ticari kredi veriyor. Erdoğan faizleri düşürerek, Hem döviz kurunu, hem de enflasyonu düşüreceğiz demişti. Sonuç hem döviz kurunun, Hem milletin kullandığı faizlerin, Hem de enflasyonun şaha kalkması oldu.
Erdoğan şimdi; “Ben yoktum”, “Ben akşam uyuyordum”, “Bunlar nassın gereği”, “Ben değil, Allah yaptırdı” diyerek sorumluluktan kaçamaz. Sorumlu bizzat Erdoğan’ın kendisidir. Hazreti Ömer; “Bir kimsenin kıldığı namaz, Tuttuğu oruç sizi aldatmasın! O kimsenin dirhem ve dinarla ilişkisine bakın” diye, Ne güzel buyurmuş.
'Erdoğan faiz lobisinin adamıdır'
Erdoğan şimdilerde, “Bizim paramız belli, o da Türk Lirası” diyor. Ama zikri ile fikri hiç uyumlu değil. Beşli çetesine, Milletin kesesinden, Milletin geçmediği köprüler, Kullanmadığı otoyol ve tüneller için, Dolarla, Avroyla garanti verdi. Ücret tespit etti. Döviz kuru elden kaçınca, Bunlar ulaştırma zammı olarak millete yüklendi. Yerli ve yenilenebilir enerji kaynağı dediğimiz, Güneş ve Rüzgâr enerjisine bile, Dolarla garanti verdi.
Erdoğan yıllardır milletin kesesinden, Güneş enerjisinin kilovatsaatine 13,3 sent, Rüzgâr enerjisinin kilovatsaatine 7,3 sent, Hidroelektrik enerjisinin kilovatsaatine 7,3 sent ödüyor. Bu şekilde lisansa bağlanmış, 105 milyar kilovatsaatlik tesis var. Yenilenebilir enerjinin kilovatsaatine ortalama 9 sent ödüyoruz. Döviz elden kaçınca, Elektrik fiyatları da arşa çıkıyor. Yetmiyor Erdoğan, Türk Lirası mevduata, 84 milyonun kesesinden, Dolardan faiz elbisesi giydiriyor. Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, Özel Bankalardaki mevduat faizine, Dolara endeksli Hazine garantisi veren, ilk hükümet başkanı olarak tarihe geçti.
Biz boşuna demiyoruz? Erdoğan faiz lobisinin adamıdır. Erdoğan en çok faiz lobisini ve zenginleri sever. Erdoğan fakir fukaradan alır, zengine verir. Onun gözünde fakir, “Zaten çalmasını bilmediği için fakirdir.” Erdoğan bu milletin öz evlatlarını, “Öz yurdunda garip, Öz vatanında parya” durumuna düşürmüştür.
'Erdoğan sınıfta kaldı'
Bir ekonomi yönetiminin başarısının iki göstergesi vardır: Biri düşük enflasyondur, Diğeri düşük işsizliktir. Erdoğan, bunların her ikisinden de sınıfta kaldı. Şimdi aynı Erdoğan, “Karnemdeki kırıkları bir kenara bırakın, Şahsıma verdiğim kanaat notunu gösteren İhracata bakın” dedi. Erdoğan kendine verdiği kanaat notunun da kırık olduğunun Farkında bile değil. Kanaat notunun ne durumda olduğunu görmeyecek kadar Kibre batmış. 2023 için 500 milyar dolar olacak dediği ihracatın 2022’de bunun ancak yarısını hedef olarak koymakla övünüyor.
Erdoğan, “Ülkeyi özel sektör gibi yöneteceğiz” diyerek Bu ucube rejimi pazarlamıştır. Ancak ülkeyi batırmıştır. Şimdi, Özel sektörde şirket batıran bir yöneticinin, Yapması gerekeni derhal yapmalıdır. Azıcık kendisine saygısı kaldıysa, Emaneti ehline bırakmalıdır.
Biliyoruz milletimiz çok yoruldu. Ve biliyoruz milletimiz çok kızgın. Ama milletimize rica ediyoruz. Hıncını, öfkeni önüne gelecek sandığa sakla. Bu kifayetsiz, beceriksiz, cahil hükümetin Ülkeyi yönetme kabiliyeti artık kalmamıştır. Sandıktan kaçma imkânı da kalmamıştır. O sandık milletin önüne yakın zamanda gelecektir. Sandık geldiğinde de elini korkak alıştırma, Aşına göz dikenlere, Cebine göz dikenelere, Geleceğini çalanlara, en şeddelisinden tokadını yapıştır.